Rojava’da işgale karşı Devrimci Halk Savaşı – I

Türk devletinin yeni işgal tehditlerini savurduğu Rojava, askeri gücünden toplumun tüm kesim ve kurumlarına kadar her açıdan kendini örgütleyip direnişe geçti.

Rojava’ya yönelik işgal saldırılarında durmak bilmeyen Türk devleti, 1 Haziran 2022’de yeni kapsamlı işgal saldırısının sinyalini verdi.

Türk devletinin Rojava’ya saldırıları, Kürt halkının varlık mücadelesine saldırıdır. Birleşmiş Milletler oturumunda gösterilen Rojava’yı kapsayan 30 km derinliğindeki işgal istemi, Türk iktidarının ajandasını görünür kılmıştı. BM’nin bu işgal istemini sessizlikle karşılaması, bu planın arkasındaki güçlerin varlığına da işaret ediyor. 

UZUN VADELİ HALK SAVAŞI HAZIRLIKLARI

Kuşkusuz Kuzey-Doğu Suriye halkları bu kapsamlı işgal planına karşı harekete geçti. Yeni bir Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî’nin yaşanmasına tahammülü olmadığı gibi, buna fırsat da vermeyeceğini deklare etti. Bölgede Devrimci Halk Savaşı kapsamında büyük hazırlıklar yapılıyor. Bu strateji, esasta halkın içinde yer aldığı ve yürüttüğü savaştır. Geçmiş süreçte uzun vadeli halk savaşı olarak belirlenen stratejinin esin kaynağı Vietnam ve Çin devrimleriydi. Cezayir gibi ulusal kurtuluş mücadelelerinde halkın savaşa etkin katılımı, uzun bir zaman diliminde yürütülen savaşla işgalci-sömürgeci devletlerin egemenliklerine son verilmesi ve zafere ulaşmaları, bu stratejiyi, ezilen uluslar için temel bir mücadele stratejisi durumuna getirdi. Zayıf konumda ve örgütsüz olan sömürge ulus, uzun sürecek olan savaş sürecinde örgütlenmesini sağlayacak, ülkesine sahip çıkacak; sömürgeci güç giderek zayıflayacak ve en nihayetinde dengeye ulaşan güçlerden sömürge ulus, ayaklanmayla sömürgeci gücü ülkeden söküp atabilecektir.

DEVRİMCİ HALK SAVAŞININ BOYUTLARI

Uzun süreli halk savaşı aşamalardan oluşuyordu: Stratejik savunma, stratejik denge ve stratejik saldırı. Stratejik denge ve stratejik saldırı aşamaları halkın topyekûn katılım gösterdiği, en sonunda da halk ayaklanmasıyla sürecin tamamlandığı ve sömürgeciliğin yenilgiye uğratıldığı ulusal kurtuluş savaş stratejisiydi. Devrimci halk savaşı stratejisinde de halkın katılımı esastır. Halkın katılımı olmadan devrimi gerçekleştirmek mümkün olmaz. Devrimlerin halkların eseri olması gerçeğin ifadesidir. Sömürgeciliğe karşı kurtuluş savaşı da esaslar temelinde ancak yürütülebilir ve zafere ulaşabilir.

Devrimci halk savaşının da boyutları vardır. Bu boyutlar profesyonel silahlı güçlerden, silahlı öz savunma güçlerinden ve halktan oluşur. Kırsal alana kadar ve belki de daha fazla şehir merkezleri devrimci halk savaşının odaklanacağı ve yürütüleceği yerlerdir. Burada profesyonel silahlı güç, öz savunma gücü ve halk birlikte ve koordineli bir biçimde savaşı yürütürler. Silahlı profesyonel güçler düşmana etkili darbeler vururken, öz savunma güçleri de cephe artlarında, beklenmedik yerlerde düşmanı darbeleyerek zayıf savaşa katılım gösterir. Halkın etkin katılımıyla da düşman yenilgiye uğratılır. Halkın katılımı kesin sağlanarak başarıya gidilir. Geçmiş süreçlerde yaşanan halkın savaşın dışında tutulmasının yetersizliğinin giderilmesi, devrimci halk savaşının temel yaklaşımdır.

ESNAFINDAN DOKTORUNA HERKES KATILIR

Burada halkın ayrı bir boyut gibi ele alınması, sanki silahlı güçlerden ve öz savunma güçlerinden ayrıymış gibi ele alınmamalıdır. Esas bu güçler de halkın bağrından çıkıp gelen güçlerdir. Ancak YPG-YPJ gibi silahlı güçler, tüm zamanlı profesyonel güçlerdir. Onların farklı bir etkinlikleri yoktur. Bir de HPC gibi yarı profesyonel öz savunma güçleri vardır. Kendi işleriyle birlikte halk savunma çalışmalarına katılırlar. Halkın genel kütlesi ise işinde, evinde, eğitimde, memur olan dairesinde, esnaf olan iş yerinde, çiftçi olan tarlasındadır ama devrimci halk savaşına bu işlerini de aksatmadan katılırlar. Onların gücü de buradan gelir.

40 YILLIK GERİLLA DİRENİŞİNİN ETKİSİ

Kürdistan’da 40 yıla yakın bir süredir gerilla savaşı yürütülüyor. Oldukça etkili bir gerilla ordulaşmasına da ulaşıldı. Halkın sınırlı bir kesiminin ‘milis’ olarak bu savaşta yer almaları da gerçekleşti. Öz yönetim sürecinde yaşanan tecrübeler de var. Bu süreci de esas olarak gençlik ve silahlı profesyonel güçler yürüttüler. Halkın doğrudan ve yeterli düzeyde bu sürece katılımı gerçekleşmedi. Halk esas ‘kendi çocukları’ olan gerillalardan, silahlı güçlerinden düşmanı yenilgiye uğratmalarını bekledi.

Rojava’da da bir devrim gerçekleşmiş durumdaydı. Neredeyse Rojava’nın tüm şehirleri Suriye rejiminin denetiminden çıkarılmış, halkın kendisini yönetimi üstlenmişti. Halkın ne büyük bir coşkuyla devrime katıldığını, DAİŞ’e karşı ülkeyi savunma çalışmalarındaki yerini gördük.

Devam edecek…