Yine bir yıldız kaydı Amanoslarda...

Yine bir yıldız kaydı Amanoslarda. Güneybatı’da 3 Apocu yürek yine hakikatin yolcusuydular. Onlar özgürlük mücadelesinde Apoculuğun mirasının ve soyağacının gerçek temsilcileridirler.

Şehitler yüreğimizde kapanmayan bir yaradır, hep yaşatılıp anlatılacaktır. Kahramanlıkları, destanları bir halkın özgürlük tarihini yazacaktır. Kendi özgürlük tarihleri elbette çok değerlidir. Nasıl ki anaların zılgıt seslerinde tarihin gizemi nurları, duyguların derinliklerinde hissediliyorsa, şehitlerimiz için de, siz kabrinizde rahat uyuyun, sizin yolunuzda milyonlar bayrağı dalgalandırıyor. Baharda Pazarcık’ta bir karanfil olup tüm halkımızın yüreklerinde, ruhunda yeşerdiniz.

Şimdi nasıl anlatabilmeli Mazlum yoldaşı; kendisi Şırnak Qilebanlı Şexan köyünden ve Maxmur’a koçber olmuşlar. Öncesi okul yıllarında Adana’da bir süre kalmış ve maratonculuğuyla Akdeniz sahillerinde, Amanoslarda, hakikat yoluna başlamıştı. Önderlik esareti ile Maxmur’daki birçok yoldaş gibi, o da 1999 yılında gerilla saflarına katılıp fedai güçlerde kendini Apocu ruh ve bilinçle donattı. Fedailik PKK’nin yaşayan özüdür. İşte o yaşamında bunu her zaman temsil etmiştir. Sade ve doğal bir yapıya sahipti. Yoldaşça sevgi ve saygısıyla, her zaman hakikatin yanında yer alan, gerçek fedailiği ruhuna, yaşamına yansıtan, bunu an be an işleyen bir yoldaştı.

HEPİMİZE ÖRNEK OLURDU

Emekçiliği ve fedakarlığı, çalışkanlığı, becerikliliği ile tanınan, herkesin birlikte kalmak istediği bir yoldaştı. Kendisi 2005’te Amanoslara geldiğinde, tanıştığım ve birlikte kaldığımız, Mazlum Goyi arkadaşın kültürel ve entelektüel bilinci ve birikimi ile hepimizi etkilemiş ve kısa sürede birçok konuda kendisine danıştığımız Çağdaş Goyi Mazlum yoldaşımız olmuştu. Her zaman Apocu militanlık ölçülerinde netliği ile birlikte mütevazılığı ve sadeliği ile tanınır, inancı, kararlılığı ve cesareti ile hepimize örnek olurdu.

En zor görevler için her zaman hazır olan ve sürekli kendisini en zora öneren öncü bir Apocu ruha sahipti Mazlum yoldaş. 2007 yılının sonbaharında bir grupla birlikte Güneybatı’ya gitmek üzere yola çıkmıştı. O grupta yönetim ve komutanlık görevi almıştı. Araziye hakimiyeti ve savaşın birçok alanında uzmanlık derecesinde hakimiyetini geliştirmeyi esas alan komple bir yoldaş olarak bu görevi yüklenerek yola çıkmışlardı.

BOTAN KAHRAMANIN NASIL OLMASI GEREKTİĞİNİ BİZE GÖSTERİYORDU

Mazlum yoldaş yaşam içerisindeki oturaklı ve olgun duruşuyla birlikte yaşamdaki neşesi, coşkusu ve şakalarıyla tüm yoldaşlarının neşe ve moral kaynağı olmayı da biliyordu. Özü ve sözü bir, mücadele duruşunu kendisi için esas alan Mazlum yoldaş, eline geçen her fırsatta kendini geliştirmenin yol ve yöntemini, ortamını yaratıyor, kitap okuyor, zihniyet ve vicdan devrimi görevleri karşısında sürekli kendisini sorgulamayı esas alıyor, Apoculuğu tüm ruhu, yüreği ve beyniyle özümsemeyi esas alıyor, bunun fedaisi olmayı kendisinin temel görevi olarak görüyordu.

Yaşamın her alanında kendisini var etmeyi bilen Mazlum yoldaş, söylediği şarkılarla hepimize moral veriyor, bir savaş oyunu olan satrançta geliştirdiği taktiklerle hepimizi şaşırtan bir rakip oluyordu. Yaşam ve mücadele içerisinde böylesi güçlü bir duruşu olan Mazlum yoldaş, düşmana olan kin ve intikam duygularını en güçlü bir biçimde ortaya koyabilmek için en ufak fırsatları bile değerlendirmeyi esas alırken, gerçek bir Botan kahramanının nasıl olması gerektiğini bize gösteriyordu. Onu her zaman Agit duruşu ve fedailiği ile anarak, şehitlerimize bağlılığımızın sözünü bir kez daha yineliyoruz.

AVRUPA'DAN GÜNEYBATIYA DOĞRU BİR YOLCULUK

Yine kısa süreli de olsa birlikte kaldığımız Sabri arkadaş, 2007 yılının yaz aylarında Amanoslara gelmiş, yolda birçok pusu ve çatışmalardan geçtikten sonra, Botan’da başlattığı, yıllarca Gabar’da perçinlediği gerilla pratiğini, gördüğü eğitimlerle de bütünleştirerek ideolojik-askeri bir birikim temelinde yıllarca hasretini çektiği Güneybatı’ya ulaşma arzusu, coşkusu ile dolu olarak gelmişti Amanoslara. Avrupa’dan katılmış olan Sabri arkadaş için, yıllarca özlemini çektiği Güneybatı’ya gitmek, Engizeklerin havasını bir kez daha solumak önü alınamaz bir özlemdi.

Mütevazı ve sade duruşu ile yıllarını verdiği özgürlük mücadelesindeki Apoculuk ve PKK’liliği yaşamaya ve yaşatmaya çalışan bir yoldaştı. Kendisi Engizeklerde Şahin köyünde şehit düşen Şexo Dirlik (Sabri) arkadaşın ismini almıştı. O mekanların hepsini dolaşıp Tolhildan eyaletinde gerillacılık yaparak halkı kazanmayı, oradaki kitleye özgürlük mücadelesini, hakikat yolunu daha fazla gösterme ve benimsetmeye giden Pirlerin, dedelerin torunuydu.

İşte hak yolunda hakikat savaşçısı Sabri yoldaş, fedakarlığı ve mütevazılığı ile halk üzerinde etkide bulunarak büyük bir çaba sergilemişti. Yıllardır başkaları bu alanda tekrar gerillayı, Apoculuğun ruhunu taşımıştı. Sabri yoldaş, umutlarını, hayallerini, çocukluğunu geçirdiği kutsal vatan topraklarında ölümsüzleşirken, binlerce Sabri’nin onun takipçisi olacağını, Mazlumlardan, Şehit Cemallere de nasıl takipçiliğini yaptıklarını görkemli halk serhildanlarıyla gördük.

PASUR'UN YİĞİT EVLADI

Amed’in, Pasur’un yiğit evladı Şehit Cemal’in takipçileri olarak yola çıkıp da, fedaice bu kahramanlık destanında yer almanın onuru ve şerefi ile yaşadılar ve yaşatılacaklar. Çünkü onlar hakikat yolunda, güneşin ve ateşin çocuklarıydılar. Mezopotamya’nın her köşesinde, dağında, ovalarında var oldular ve özgürlük ateşini, Zagroslardan alarak, binlerce takipçisi bu hakikat yolunda, zafer yürüyüşünde yer alacaklardır.

Bizler bu anıya ve mücadeleye, devrimi gerçekleştirerek özgür Önderlik ve özgür bir halk ile Amed meydanlarında, Tohıldan’da, Engizek ve Nurhaklar’da, Tilkidere, Çiyaye Bezare, Çiyaye Sipiye kadar hep bağlılık sözümüzü haykıracağız. Şehitlerimize bağlılık onları anlamak, anlatmak, yaşatmak, hissetmek ve Apocu soyağacı ve mirasına Apocu ruhla bağlılığımızın sözünü bir kez daha veriyoruz.