50’ye yakın Kürdistani parti ve kurumdan dünya ülkelerine çağrı

Avrupa’da 50’ye yakın Kürdistani siyasi parti ve kurum, Avrupa ülkelerinin yanısıra ABD, Avustralya, Kanada ve Japonya Dışişleri Bakanlıklarına bir mektup gönderdi. Mektupta pandemi zamanında Kürtlere yönelik ambargo, kuşatma ve işgallere dikkat çekildi.

Onlarca siyasi parti ve sivil toplum örgütü bir araya gelerek, Avrupa ülkeleri, ABD, Kanada, Avustralya ve Japonya dışişleri bakanları ile Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’na mektup yazdı.

Covid-19 pandemisi sırasında dört parça Kürdistan ve yurt dışında yaşayan Kürtlerin durumuna dikkat çekerek, görüş ve taleplerini sunan Kürdistani oluşumlar, “Ambargo, kuşatmalar, saldırılar ve tehditlere maruz kalan insanlarımızın hayatı, artık başta Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi olmak üzere, bölgede askeri ve siyasi varlığı olan devletlerin sorumluluğu altındadır” dedi.

Mektup şöyle:

“Bizler, Bu metnin altında imzası bulunan Avrupa’daki Kürdistanlı Kürt, Asuri, Arap ve Türkmen halklarına mensup; Êzidî, Alevi, Müslüman ve Hristiyan inançlarına inanan sivil toplum kurumlarının kadın, gençlik kurum ve siyasi partileriyiz hepimizin ortak görüşlerini yüksek makamınıza sunuyoruz.

Tüm insanlığı etkisi altına alan Covid-19 salgınına karşı, özellikle son iki aydan beri hepimiz bulunduğumuz tüm ülkelerde seferber olmuş durumdayız. Yardımlaşma, dayanışma, birlikte çalışma gibi en temel ortak insanlık değerlerini yeniden anımsıyor ve gereklerini yerine getirmeye çabalıyoruz. Her ne kadar bu tarihin en ölümcül virüsünün nasıl ortaya çıkıp yayıldığı konusunda, şu an itibariyle, derinlikli tartışmalar ve analizler yapılamıyorsa da, milyonlarca insanın ortaklaştığı asıl nedenin, bozulan doğa dengesi, ekolojik yıkım ve iklim değişikliği olduğu su götürmez bir hakikattir. Sürdürülebilir olmanın sınırlarını katbekat aşan mevcut dünya sisteminin kapsamlı bir reformdan geçmesi hepimizin varlığını devam ettirebilmesi açısından bir zorunluluk haline gelmiştir. İşte tam da böylesi bir ortamda, geçtiğimiz yüzyıl boyunca ve son onyıllarda bir çok soykırımsal saldırıya rağmen ayakta kalan Kürdistani halklar, bugün bu epidemiye karşı oldukça büyük bir tehlikeyle karşı karşıyadırlar.

Birbirimizden farklı siyasi görüşteki yapılar olarak, ortak görüşlerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz. Sizden talebimiz aşağıdaki konularda acilen devreye girerek insanlarımızın temel yaşam haklarının korumasıdır. Bu bağlamda, koronavirüs salgınından dolayı yaşanan ve yaşanacak felaketlerin ile insanlık dramlarının önüne geçmenizdir.

Bu amaç doğrultusunda, sözkonusu ülkeler ile diplomatik olarak ilişki kurmanızı ve Mahmur, Şengal, Sahba ve Rojava’daki insanlarımıza insani yardımların yapılmasını sağlamanızı talep ediyoruz.

TÜRKİYEDEKİ TUTSAKLAR

Covid-19 pandemisi bütün dünyayı etkisi altına almış bulunmaktadır. Milliyeti, inancı, cinsiyeti ve coğrafyası ne olursa olsun bütün insanlık koronavirüs tehdidi altındadır. Ancak bu salgının, bazı toplumları daha fazla tehdit ettiği aşikardır. Bağışıklık sistemi zayıflamış ileri yaştaki insanlarımız ile kronik hastalıkları olanlar, virüse karşı hepimizden daha savunmasız durumdadırlar.

Tedavi imkanlarına ulaşmadaki eşitsizlikler bir yana, virüse karşı her özgür bireyin durumu aşağı yukarı aynıdır. Ancak bir istisna var ki, onlar da cezaevlerindeki tutsaklardır! Cezaevlerindeki binlerce tutsak kısıtlı pozisyonlarından dolayı salgına karşı adeta savunmasız durumdadırlar. Ne yiyebileceklerine ne de içebileceklerine, kiminle yan yana durup kimden uzak duracaklarına kendileri karar verememektedirler. Olası bir Korona vakasının cezaevlerine ulaşması, benzin deposuna düşmüş kibrit etkisi yaratacaktır! Hal böyleyken Türkiye hükümetinin hazırladığı infaz yasası, tutsaklar arasında ayrımlar yaparak, özellikle siyasi tutsakları adeta “infaz etmeyi” amaçlamaktadır.

MAXMUR

Maxmur Kampı’nda yaşayan 12.000’den fazla insan Bölgesel Kürt Yönetimi‘nin ambargosu altında yaşam savaşı veriyor. Kamp, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin sözde koruması ve bakımı altında bulunmasına rağmen, UNHCR’nin görünürde hiç bir varlığı hissedilmemektedir. Aynı şekilde Irak Hükümeti de sessizliğini korumaktadır. Maxmur Mülteci Kampı, 18 Temmuz 2019‘dan bugüne kadar Güney Kürdistan Hükümeti tarafından özel bir uygulamayla tecrit edilmiş bulunuyor. Bu kampta yaşayan 12 binden fazla insan, Bölgesel Kürt Yönetiminin mutlak ambargosu altında yaşam savaşı veriyor.

Koronavirüsün çıkışı nasıl ki tüm dünyayı korkunç bir felakete sürüklemiş durumdaysa, halkımızın dezavantajlı siyasi statüsünden dolayı iki kere daha fazla felaket tehlikesi ile karşı karşıya bırakmıştır. Maxmur Kampında yaşayan halkımız için tehlike çok büyüktür. Yaşam koşulları nedeniyle, sağlıkları genellikle tehdit altında iken şimdi yaşamları büyük tehlike altındadır!

ŞENGAL

Şengal/Sincar’da yaşayan Ezidi halkımız, yeni soykırım tehlikeleri ile karşı karşıyadır. Şengal kuşatılmış olup fiziken çembere alınmış durumdadır. Hem Irak güçleri hem de Haşdi Şabi, oradaki varlığını hala korumaktadır. Şengal halkı, ciddi bir ambargo yaşamaktadır. Aynı şekilde, Türkiye’nin tehditleri ve son zamanlarda defalarca Şengal’e yönelik hava saldırıları, mevcut durumdaki ambargo ve koronavirüsü halkımıza yönelik yeni katliamların habercisidir.

Şengal halkı kendi çabalarıyla yaralarını sararak bugüne kadar geldi. Şengal’de eğer uluslararası güçler bugüne kadar sergilediği tavrına devam ederse, bu durum halkımıza yönelik yeni katliamları beraberinde getirecektir. Şengal’de şu anda 150 binden fazla insan yaşamaktadır. Bu haliyle, Şengal halkı kendi kaderine terkedilmiş durumdadır!

KUZEY/DOĞU SURİYE

7 bölgeden oluşan ve yaklaşık 5 milyon nüfusa sahip olan Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetim alanlarındaki imkânlar, koronavirüs salgınını karşılayabilecek düzeyde değildir. İmkânlar kısıtlı olmasına rağmen Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetim alanlarında başta Cizire Bölgesi ve Hesekê kantonu olmak üzere yüz binlerce mülteci bulunuyor. Bu mültecilerin kimi Suriye’nin rejim hakimiyetindeki alanlarından özerk yönetim alanlarına göçerken, önemli bir kısmı da Türk devleti işgalinde bulunan Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî ve Til Temir’in bazı bölgelerinden bu alanlara sığınmışlardır.

Demokratik Özerk Yönetim alanlarında onlarca küçük kampın yanısıra, 15 büyük mülteci kampı bulunuyor. Cizire Bölgesinde ağırlıkta DAİŞ’li aileler olmak üzere on binlerce kadın ve çocuğun kaldığı 2 kamp da yer alıyor.

Demokratik Özerk Yönetim tüm bölgelerinde ve bu mülteci kamplarında sınırlı imkânlarıyla basit tedbirler alırken, yüz binlerce mülteci ve 15 büyük mülteci kampının bulunduğu alanlara henüz dünya sağlık kurumları ve insani yardım kuruluşlarından hiçbir yardım yapılmadı.

En son olarak tüm dünya koronavirüsle uğraşırken, 21 Mart’ta Türk Hükümeti, Hesekê Kantonu’nun Til Temir ve şehir merkezlerine dağıtılan su hattını yeniden kesti! Tek başına bu yaklaşım bile, durumun vehametini açıkça gözler önüne sermektedir.

ŞEHBA KAMPI

Şehba’nın DAİŞ’ten özgürleştirilmiş 74 köyü ve Til Rifat kentinde, hem bu bölgelerin yerlisi olan hem de Türk işgali altındaki Şehba alanlarından gelen yaklaşık 100 bin Şehbalı ve 100 bin üzerinde Efrînli yaşamaktadır. Şehba’da Efrîn'den işgal nedeniyle göç etmek zorunda kalan Efrîn yerlileri ve bir kısım daha önceden Efrîn’e göç etmiş mültecinin yaşadığı 5 mülteci kampı bulunuyor.

UNICEF’in 23 Mart’ta su gibi elzem bir kaynağın siyasi ve askeri çıkar çerçevesinde kullanılamayacağını ve Türk devletinin kapattığı Elûk istasyonunun 460 bin insanın su ihtiyacını karşıladığını belirtmesine rağmen, Elok istasyonundan halen su akmasına izin verilmiyor.

İRAN / ROJHILAT

Bilindiği üzere, İran Çin’den sonra virüsün en çok yayıldığı ve ölümlere yol açtığı ülke durumundadır. Uluslararası ambargo ve yönetimdeki siyasi kaostan dolayı, doğru bilgilere sahip olmasak bile, özellikle Rojhilat halkımızın yaşadığı trajediden haberdarız. İran’ın batısında yer alan Doğu Kürdistan/Rojhilat 12/15 milyon nüfusuyla hem İran yönetimi hem de uluslararası düzenin iki kez ambargosu altındadır. Covid-19 pandemisi koşullarında, acil olarak boykot ve ambargo politikasına son verilmesi elzemdir. Bu bağlamda, acil olarak gerekli sağlık ve gıda yardımlarının yapılması şarttır.

TALEBLER

Yukarıda belirttiğimiz sorunlar, halkımıza ve Kürdistan bileşenlerine uygulanan yöntemler insani hukuk yasalarına aykırı olup, açık bir uluslararası savaş suçu mahiyetindedir. Ambargo, kuşatmalar, saldırılar ve tehditlere maruz kalan insanlarımızın hayatı, artık başta Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi olmak üzere, bölgede askeri ve siyasi varlığı olan devletlerin sorumluluğu altındadır.

Bizler, en kısa zamanda uluslararası güçlerin ve kuruluşların bu tehlikeli duruma müdahale etmesi, ve halklarımızın yaşam haklarının garanti altına alınmasını acil olarak talep ediyoruz.”

İmzacılar şöyle:

YNK (Yektiya Niştimanî Kurdistan)

Tevgêra GORRAN

KCDK-E (Kongra Civaka Kurdistaniyan-Ewrupa)

TJK-E (Tevgêra Jinên Kurdistanê-Ewrupa)

Partiya ŞÛÎ Kurdistan Basur

Partiya Zahmetkêşan - Başûr

PADÊ (Partiya Azadî û Demokrasiya Êzîdiya)

Tevgêrê Azadî

PYD (Partiya Yekîtiya Demokrat)

P.D.K.S (Partiya demoqtat a kurdi ya sûrî)

Partiya Çep a Kurd li Sûrî.

Tevgera nûjen ya kurdistanî-sûrya.

Partiya demokrata kurd li sûriya( el partî).

Partiya demokrata pêşverû ya kurd li sûriya.

Partiya çep a demokrat li sûriya.

PYDKS - Partiya Yekiti ya demoqrat a kurd li sûriyê .

Partiya rêkeftin a kurd li sûrya.

Partiya çaksaziya kurd li sûriya.

Partiya kesk a Kurdistanî li sûriya.

Partiya demokrata Kurdistanî li sûrya.

Partiya komanist a Kurdistanî li sûriya.

PÎK (Partiya islamiya Kurdistan)

KKP ( Partiya Kominista Kurdistan)

Tevgera Kawa

PJAK(Partiya Jiyana Azada Kurdistan)

yakyatî şorşgêrî kurdistan

KODAR (Civaka Demokratîk û Azada Rojhelatĕ Kurdistan)

KJAR (Civaka Jinên Rojhelatî Kurdistan)

Platforma Horam

Plattform Zagros

Plattform Yarsan

Yarî Kurd

Kurdische Gemeinde Stuttgart e.V

FEDA ( Federesyona Elewîyên Kurdistan)

NAV – YEK (Federasyona Komelên Êzidiya)

Kurdische Zentrum Berlin

CIK ( Civaka Islamiya Kurdistan)

Enstituta Kurdî – Almanaya

Enstituta Kurdî – Bruksel

MŞD ( Meclîsa Şingal a Derveyî Welat)

YMK ( Yekîtîya Mamostayên Kurdistan)

YES (Yekitiya Êzdiyên Sûri)

Kurdisch Gemeinde Brandenburg - Berlîn

Dachverband der Êzidischen Frauenräte

DKF (Deutsch-kurdisches Forum) e.V Dresden

Mezopotamya Halk Kongresi.

Mezopotamya Özgurluk Partisi.

Kurdistan human rights Association