Almanya’da Neonizi gruplara karşı mücadele etmesi gerekirken başta solcular olmak üzere, Kürt özgürlük mücadelesi, Türkiyeli ve Tamilli devrimcilere kafayı takan istihbaratın yeni bir skandalı daha patlak verdi. 2017’deki genel seçimlerde yüksek bir oy olarak Federal Meclis’e girmeyi başaran aşırı sağcı parti Almanya İçin Alternatif (AfD)’nin istihbaratın direktifleriyle hareket ettiği ortaya çıktı.

Ülkenin iç istihbaratından sorumlu olan Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın Başkanı Hans-Georg Maaßen’in 2015 yılının sonbaharında birçok kez dönemin AfD’nin lideri Frauke Petry ile biraraya geldiği öğrenildi. Petry’ye yakın isimlerden Franziska Schreiber’in “Inside AfD” adıyla kaleme aldığı kitapta söz konusu görüşmeleri ayrıntılı şekilde yer aldı.

IRKÇI PARTİYE TAKTİKLER VERMİŞ!

O dönem AfD’nin gençlik teşkilatı “Alternatif Gençlik” grubunun başkanı ve olan daha sonra partisinden ayrılan Schreiber’in anlatımlarına göre istihbarat başkanı, partinin istihbarat tarafından takip altına alınmaması için taktiler verdi. Alman istihbaratının tepesindeki ismi Maaßen AfD’lilere “Partinizin izlenmesini istemiyorum” dediği belirtildi.

Maaßen’in özellikle partinin ideologlarından olan Thüringen Eyaleti Meclis Üyesi Björn Höcke hakkında Nazi rejimini çağrıştıran söylemleri yüzünden parti içinde soruşturma açma öğü verdiği ifade edildi. O dönem partinin başında olan Petry, 2015 yılının Aralık ayında Höcke’ye “partiden istifa et” çağrısında bulunmuştu.

Söz konusu çağrının da istihbarat başkanın öğüdüyle gerçekleştiği böylelikle yıllar sonra ortaya çıktı. Franziska Schreiber’in Alman kamuoyunda ses getirmesi gereken kitabının önümüzdeki birkaç gün içinde yayınlanması bekleniyor.

‘BÜTÜN PARTİLERLE GÖRÜŞÜYORUZ’ İTİRAFI

Anayasayı Koruma Teşkilatı cephesi ise Maaßen’e yönelik suçlamaları ret ediyor. Ancak “Süddeutschen Zeitung” gazetesine konuşan teşkilatın bir sözcüsü esasta kurumlarının bütün partilerle görüştüğünü belirterek, ayrıntı vermekten çekindi.

İstihbarat başkanı Maaßen ve bir dönem AfD’nin yüzü olan Petry arasındaki görüşme trafiği ise ilk kez gündeme gelmiyor. Der Spiegel dergisi de 2016 yılının başında Petry’nin istediğiyle her iki isim arasında görüşmelerin olduğunu yazmıştı. Dergi kaynak olarak isim vermeyek birçok AfD’li politikacıyı göstermişti.

Maaßen’in ayrıca yabancı düşmanı söylemleriyle bilinen AfD’ye istihbaratın Saarland Eyaleti şubesinin takibinden kurtulması için de akıl vermiş. İstihbarat başkanı partinin üyelerinin kurduğu “Saar-Verband” adlı birliğin fesih edilmesi temennisinde bulunmuş. Bunun üzerine bir süre sonra AfD’nin kongresinde fesih kararı alınmış.

Almanya'da geçtiğimiz yılın Eylül ayında yapılan seçimlerin ardından en çok tartışılan konulardan birisi AfD'nin yükselişiydi. Başbakan Angela Merkel'in Euro krizine karşı politikalarına tepki olarak 2013 yılında kurulan ve 2015'teki mülteci akını ardından yükselişe geçen AfD, önce birçok eyalette meclise girdi, ardından Federal Meclis'te üçüncü büyük grup kurmayı başardı.

Anti-İslam, göçmen karşıtı söylemleriyle AfD'nin bütün partilerden, özellikle de CDU'dan oy devşirdiği belirtiliyor. SPD ve Sol Parti’den de oy çalmayı başaran AfD yüzde 13’lük bir oy almıştı. Merkel’in liderliğinde Hıristiyan demokratların sosyal demokratlarla yeniden koalisyon hükümeti kurması ardından AfD Federal Meclis’te ana muhalefet partisi oldu.

Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Hans-Georg Maaßen ise geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanı Horst Seehefer ile birlikte istihbaratın 2017 yılı raporunu açıklamıştı. Almanya'da takip altında olan kurum ve organizasyonlara ilişkin bilgilerin yer aldığı raporda Kürt kurumları kriminalize edilerek hedef gösterilmişti.