İsveç Parlamentosu'nda işgal saldırıları tartışıldı

İsveç Parlamentosu'nda Türk devletinin işgalci saldırıları ve hak ihlalleri gündeme geldi. Parlamenterler, yaptırım istedi.

 

İsveç hükümetinin 2020 yılı dış politika deklarasyonunu açıkladığı parlamento oturumunda, AKP-MHP iktidarının hak ihlalleri ve Rojava'ya yönelik işgalci saldırıları tartışıldı.
Hükümetin dış politika deklarasyonunu açıklayan Dışişleri Bakanı Ann Linde, Türkiye ile hem iş birliği hem de eleştirel bir diyalog içinde bulunduklarını, Avrupa Birliği'nin Kuzey Suriye ve Rojava'ya yönelik saldırılarını kınadığını ve Türkiye'ye silah satış izni veren kararlarını iptal ettiğini söyledi.

'ÇETELERE DESTEK VERİYOR, KÜRTLERE SALDIRIYOR'

Liberal Parti Milletvekili ve Dış Politika Sözcüsü Fredrik Malm, Türkiye'nin Suriye'ye karşı saldırı savaşları yürüttüğünü ve cihatçılara destek verdiğini, Kürt kentlerini ağır silahlarla bombaladığını söyledi.
AKP Hükümeti'nin Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da Kürtlere ve muhaliflere yönelik saldırılarına değinen Malm, şöyle dedi: “Şu anda Türkiye'de adlarında sadece Kürdistan kelimesi bulunduğu için 4 parti için kapatılma davası sürüyor. HDP'nin eski lideri Selahattin Demirtaş 2016 yılından beri cezaevinde. Bir çok Kürt parlamenter tutuklu. Onlarca belediye eşbaşkanı görevden alındı. On binlerce kamu çalışanı kara listede. Ülke tutuklu gazetecilerde dünya rekorunu elinde tutuyor. Saldırıların kapsamı büyük."

'İSVEÇ VE AB NEDEN YAPTIRIM UYGULAMIYOR?'

Malm, Türkiye'nin kapsamlı ve vahşi saldırılarına karşı İsveç ve Avrupa Birliği'nin harekete geçmesini istedi.
Türk devletinin Kuzey Suriye ve Rojava'ya yönelik işgal saldırıları başlatmasından sonra Sol Parti ve Liberal Parti'nin girişimleri sonucu Türkiye'ye silah satışlarının durdurulduğunu hatırlatan Malm, İsveç'in girişimlerini önemli bulmakla birlikte yetersiz bulduklarını şu ifadelerle dile getirdi:
“Ama neden Ann Linde ve İsveç, Avrupa Birliği düzeyinde günbegün gözlerimizin önünde yoğun ve sürekli saldırılarda bulunan Türkiye'ye ve rejimin önde gelen kişilerine yaptırım uygulanması için inisiyatif almıyor?”

LİNDE: DEFALARCA KINADIK

Malm'ın eleştirilerini yanıtlayan Ann Linde, Selahattin Demirtaş ve HDP'nin diğer eşbaşkanının cezaevlerinde tutulmalarının tamamen kabul edilemez olduğunu ve konuyu İsveç ve Avrupa Birliği olarak Türk yetkililerle yaptıkları görüşmelerde gündeme getirdiklerini söyledi.
Tutuklu gazeteciler ve insan hakları savunucuların durumlarını da gündeme getirdiklerini belirten Linde, “Bunu defalarca kınadık. Aynı şeyi Türkiye'nin Suriye'ye yönelik askeri saldırıları için de yaptık” dedi.

SVENNELİG: SUUDİ ARABİSTAN VE MÜTTEFİKLERİNE SİLAH SATIŞLARI DURDURULMALI

Sol Parti Dış Politika Sözcüsü Håkan Svennelig, partileri ve Liberal Parti'nin Türkiye'ye yönelik silah ambargosu uygulanmasını gündeme getirmelerinden sonra hükümetin silah satışlarını durdurduğunu belirtti. Sevennelig, "Bu, Türkiye gibi insan haklarını ihlal eden ülkelere silah ihracaatının durdurulmasının mümkün olduğunu gösterdi” dedi. Yemen'de savaşan Suudi Arabistan liderliğindeki 8 ülkeye silah satışlarının durdurulmasını talep etti.

KAKABAVEH: TÜRKİYE SİVİLLERİ KATLETTİ

Bağımsız Milletvekili Amineh Kakabeveh, Türkiye'nin kız çocuklarına cinsel istismarda bulunanların evlenmeleri durumunda cezalandırmamalarını öngören yasa tasarısını gündeme getirdi.
Türkiye'nin Rojava'ya yönelik işgal saldırılarını da ele alan  Kakabaveh, “Türkiye orada DAİŞ'e karşı savaşan kadınlar ve özgürlük savaşçılarına, sivillere yönelik saldırılar ve katliamlar yaptı. Kadınlar tüm  Ortadoğu'da eşsiz olan bir sistemin inşasına katkıda bulunuyor. Türkiye kadınların ve Kürtlerin temel haklarını elde etmelerini istemiyor” şeklinde konuştu.

KASIRGA: İSVEÇ, DEMOKRASİ GÜÇLERİNİ DESTEKLEMELİ

Sosyal Demokrat Parti Milletvekili Kadir Kasırga ise, daha çok Türkiye'nin Kuzey ve Güney Kürdistan'da gerçekleştirdiği bombalamalar ve savaş suçlarını gündeme getirdi.
Türk devletinin terörizme karşı mücadele bahanesiyle her gün Güney Kürdistan'ı bombaladığını söyleyen Kasırga, “Hıristiyan azınlıklar; Asuri-Süryani, Ermeniler ile Alevilerin hakları hâlâ çiğneniyor. Birinci Dünya Savaşı'nın son yıllarında gerçekleşen soykırımını tartışmak Türkiye'de hâlâ tabu” dedi.
HDP ve muhaliflere yönelik baskıların giderek arttığını somut örnekler vererek dile getiren Kasırga, Anayasa Mahkemesi'nin adlarında Kürdistan kelimesi geçtiği için Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) ve Kürdistan Sosyalist Parti'yi (PSK) yasaklamak istediğine dikkat çektikten sonra, “Bu partilere yönelik bir yasaklama demokratik bir Türkiye için mücadele edenlere yönelik bir darbedir” şeklinde konuştu.
Kasırga, İsveç hükümetinden Kürtler ve muhaliflere yönelik baskı ve saldırılara karşı çıkmasını ve demokrasi güçlerini desteklemesini istedi.