İsviçre’de Erdoğan afişiyle ırkçılığa karşı kampanya

Sosyalist Parti (SP) “Erdoğan diktatörlüğü gibi bir İsviçre istemiyoruz” diyerek, İsviçre’deki ırkçı kampanyaya karşı kampanya yürütecek.

İsviçre’nin aşırı sağ partisi UDC öncülüğünde başlatılıp 25 Kasım’da İsviçre genelinde halk oylamasına sunulacak olan “Kendi kaderini kendin belirle” adlı ırkçı ve faşist inisiyatife karşı, İsviçre Sosyalist Parti (SP) “Erdoğan diktatörlüğü gibi bir İsviçre istemiyoruz” diyerek bir kampanya yürütecek. SP temsilcileri ve inisiyatife karşı çıkan siyasi parti ve örgütler, “Irkçı kampanyaya karşı HAYIR Platformu” adı altında düzenledikleri ortak basın toplantısı ile inisiyatife karşı yürütecekleri kampanyanın startını verdiler.

'ERDOĞAN DİKTATÖRLÜĞÜ GİBİ BİR ÜLKE İSTEMİYORUZ'

Basın açıklamasında en dikkat çeken nokta ise Sosyalist Parti’nin ırkçı inisiyatife karşı yürüteceği kampanyanın afişi oldu. Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in fotoğraflarının üzerine “İsviçre direniyor” yazılarak hazırlanan afişlerle diktatoryal yönetimlere dikkat çekildi.

Basın toplantısında konuşan Sosyalist Parti Ulusal Milletvekili Nadine Masshardt, UDC’nin 25 Kasım’da referanduma götüreceği inisiyatife sert tepki göstererek, “Diktatörlükle yönetilen Türkiye, Rusya ve ABD ile aynı yolda ilerleyemeyiz ve gidemeyiz” dedi. İnisiyatifin temel insan haklarının korunmasına yönelik büyük bir saldırı olduğunu ifade eden Masshartd, 25 Kasım’da düzenlenecek referandumda 'hayır' deme çağrısı yaptı.

Başka bir SP milletvekili ise “Dünya genelinde yükselen milliyetçilik ve popülizm temel insan haklarının önüne geçiyor. Bunun en güzel örneğini Türkiye’de görüyoruz. Rusya, ABD ve Türkiye gibi ülkelerde otokratlar yani diktatörler yükseliyor. Bu durumun İsviçre’de gelişmesine izin veremeyiz. Eğer inisiyatif amacına ulaşırsa İsviçre, Erdoğan, Putin ve Donald Trump ile eşit olacak" dedi.

Irkçı inisiyatifi temel insan haklarına karşı ciddi bir saldırı olarak nitelendiren SP, uluslararası insan hakları yasalarını yok sayacak, ülkedeki milliyetçiliği ve hak ihlallerini derinleştirecek olan inisiyatife karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.

UDC, IRKÇI İNİSİYATİF İLE NEYİ AMAÇLIYOR?

UDC, daha önce topladığı 100 bin imzayla “Kendi kaderini kendi belirle” adı altındaki ırkçı inisiyatifi ülke genelinde halk oylamasına götürmeye hak kazanmıştı. 25 Kasım’da referanduma götürülecek inisiyatif, İsviçre’nin altında imzası olduğu uluslararası bütün hukuk yasalarından çıkmasını öngörüyor. İnisiyatif, İsviçre’nin tanımış olduğu uluslararası temel insan hakları yasalarını yok sayılmasını öngörüyor. UDC ırkçı inisiyatifi, “İsviçre Anayasası, insan haklarını garanti altına alır. Bu konuda Strasbourg’un yani AİHM’nin yargıçlarına ihtiyacımız yok. AİHM olmasa da İsviçre'nin kendi hukuku vardır” diyerek savunuyor.

Irkçı inisiyatifi bugüne kadar UDC ve birkaç küçük grup dışında kimse desteklemezken, ülkedeki siyasi partiler başta olmak üzere iş dünyasından kesimler ve insan hakları kuruluşları inisiyatife ciddi bir şekilde karşı çıkıyor.