Özdemir: AB Türkiye'ye daha sert yaptırımlar uygulamalı

Hamburg Parlamentosu Sol Parti eş sözcüsü Cansu Özdemir, Türk devletinin Rojava'da gerçekleştirdiği katliamlara karşı AB'nin daha kararlı ve daha sert yaptırımlar uygulaması gerektiğini söyledi.

Türk devletinin Rojava’ya karşı başlattığı işgal saldırıları devam ederken, saldırılarda bugüne kadar yüzlerce sivil vahşi bir şekilde katledildi. Türkiye’nin uluslararası hukukta savaş suçu işlediğini söyleyen Hamburg Parlamentosu Sol Parti eş sözcüsü Cansu Özdemir, dünyanın her yerinde bulunan Kürtlerin Türk devletinin saldırılarına karşı ortak ses çıkardığını belirtti. Hamburg Parlamentosu Sol Parti eş sözcüsü Cansu Özdemir, Türkiye’nin Kürt düşmanlığı ve Avrupa'nın tutumuna ilişkin konuştuk.

ABD’nin tutumu Kürtlerin kendi kaderini tayin etmedeki başat rol müdür?

Bu soruyu Avrupa kamuoyu çok yoğun tartışıyor. ABD tutumundan dolayı eleştiriliyor ve hatta dünya gücü olmaktan vaz mı geçti diye tartışılıyor. Bize, Almanya’da siyaset yapan Kürt politikacılarına, bu soru gazeteciler tarafından sık sık soruldu. Biz, Kürtlerin üçüncü yol için mücadele ettiklerini cevaplıyoruz. Kürtlerin bugüne kadar başka bir gücün çıkarı için savaşmadığını ve Rojava’da inşa edilen demokratik bir toplumsal model için mücadele verdiklerini belirtiyoruz.

Evet, askeri ittifaklar var ve olacak da fakat Kürtlerin, Rojava’da oluşturduğu model, diğer etnik, mezhepsel dinsel kimlikleri ve azınlıkları kucaklayan bir yapı, erkek egemen ve kapitalist devletlerin düzenine bir alternatif sunuyor. ABD’nin tutumu etik değil. Bu tutum ve diğer devletlerin kaç gündür pasif kalması da Türk devletinin Rojava’ya yönelik uluslararası hukuka aykırı olan kanlı savaşın bu kadar can almasından sorumlu.

Türk işgaline karşı Avrupa’nın tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tarihte ilk defa Türk devletine yönelik bu kadar kınama mesajları, bu kadar yaptırımlar yapıldı. Daha çok yaptırımların gelecek günlerde yapılacağını düşünüyorum. Fakat Avrupa bu konuda daha aktif olabilir. Mesela AB ortak bir silah ambargosu kararlaştırabilir. Bu kararı ortak bir şekilde almalılar. Çünkü tüm AB ülkeleri bu kararı ortak imzalamak istemedi. Yine de birçok Avrupa ülkesi başta olmak üzere, Norveç ve Almanya, artık yeni silah ihracatlarını imzalamayacak. Fakat bu karardan önce imzalanan silah ihracatları yine de gönderilecek.

Bu adımı yetersiz buluyorum, sonuçta bir hafta içinde korkunç insan hakları ihlalleri yaşandı. Serêkaniyê'de sivillerin konvoyu bombalandı, Kürt siyasetçi Hevrin Xalef katledildi. Bunları göz önünde bulundurarak AB daha kararlı ve daha sert yaptırımlar uygulamalı. Erdoğan hala gülerek AB’yi tehdit ediyor. Bu yüzden Almanya'da siyaset yapan diğer Kürt vekil arkadaşlarımızla Alman hükümetine şu taleplerde bulunduk:

* Türkiye’nin Birleşmiş Milletler’in Anlaşması’nı ihlal ettiğine dair bir kınama açıklamasının yapılması.

* Türkiye’nin uluslararası yasaları ihlal eden bu işgale son vermesi ve Suriye’deki askeri birliklerini geri çekmesi.

* Türkiye’ye yönelik uluslararası çapta bir silah ambargosunun uygulanması.

* Suriye devletinin bir parçası olarak Kürtlere verilecek bir otonominin BM Güvenlik Konseyi’nin 5 Daimi üyesi tarafından garanti altına alınması.

* Bölgedeki cezaevlerinde tutulan DAİŞ’lilerin uluslararası bir mahkemede yargılanması

Bu tutumun etkili olacağına inanıyor musunuz?

Devletlerin yaklaşımını değerlendirdim. Bu adımları önemli, fakat yetersiz buluyorum. Ama kıymetli bulduğum Avrupa toplumunun dayanışması. Bütün partilerde büyük bir dayanışma görüyorum, Almanya’da her gün düzenlenen protesto yürüyüşlerine binlerce insan katılıyor. Özellikle Alman gazetecilerin yorumları ve yazılarını çok önemli buluyorum. Çünkü Kürtlerin taleplerini her gün yoğun bir şekilde gündeme getiriyorlar ve birçok gazeteci de Rojava’daki kazanımların korunması gerektiğini belirtiyor.

Kürtler tüm dünyada aynı seste buluşuyor. Ulusal birlik adına bu önemli bir adım mıdır sizce?

Evet, ulusal birlik için en önemli bir süreci yaşıyoruz. Bunu yürüyüşlerde de izliyorum. Kürdistan’ın dört parçasından binlerce Kürt bir yolda yürüyorlar. Bunu her gün aralıksız izlemek ve hissetmek çok değerli bir duygu.