Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecridin kırılması için Fransa'nın Strasbourg şehrinde başlatılan açlık grevi 24'üncü gününe girdi. Açlık grevi eylemciler 6. yılına giren Paris katliamına ilişkin bir açıklama yaptı. 12 Ocak'ta Paris'te yapılacak yürüyüşe katılacaklarını belirten eylemciler, Strasbourg direnişinin coşkusunu Avrupa'da yaşayan tüm Kürdistanlılarla birlikte eylem alanında paylaşacaklarını belirtti. Eylemciler adına Dilek Öcalan tarafından yapılan açıklamada, Paris Katliamı'nın Kürt halkının iradesini kırmaya çalışan, faşizan sistemi kurmaya dönük nafile çabaların ilk adımı olduğu hatırlatıldı.

Katliamın sömürgeci Türk devleti ve MİT eliyle gerçekleştirildiği kadar, hangi amacı güttüğünün de ilk günden net olduğu vurgulanan açıklamada, "Fransız devletinin katliamın aydınlatılmasına dönük tutumu Türk devletinin soykırım suçlarına ortak olduğu anlamına gelmektedir. Katliamla inancımız ve irademiz sınanmak istendi. Bizi Sakine Cansız'ın mücadele aşkından, Rojbin'in mücadele ısrarından, Leyla'nın gelecek umudundan koparmak, Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesini kimliksizleştirmek istediler" denildi.

Amaçlananın aksine katliamdan sonra Kürt kadın mücadelesinin tüm dünya kadınları tarafından tanındığına dikkat çekilen açıklamada devamla şunlar belirtildi: "Sara'nın, Rojbin'in Leyla'nın yoldaşları mücadeleyi büyüttü. Dostları, ardılları sınırları hükümsüz kıldı. Katliam tıpkı bir bumerang gibi dönüp faillerini vurdu."

BU HAREKETİN MAYASINDA ON BİNLERCE SAVAŞÇININ GELECEK DÜŞÜ VAR

Faşist devletin katliamcı zihniyetlerinde ısrar ettikleri vurgulanan açıklamada devamla şu ifadeler yer aldı: "Şehirlerimizi yakıp yıktılar, gençlerimizi bodrumlarda diri diri yakarak, kadın savaşçılarımızın cansız bedenlerini teşhir ederek, mezarlarımızı tahrip ederek hepimizin umudu olan gerillalarımızın üzerine tonlarca bomba yağdırarak, ülkeyi açık bir cezaevine dönüştürerek korku imparatorluğu kurmaya çalıştılar.

Ve şimdi en insani ve demokratik talebi bile zulüm ile bastırmak gayretindeler ama bu başaramayacaklar. Çünkü bu hareketin mayasında celladının yüzüne tüküren Sakine Cansız'ın, açlık bedenini erittiğinde "halkıma borçluyum" diyen Hayri Durmuş'un, "yaşamı uğrunda ölecek kadar seviyoruz" diyen Kemal Pir'in ruhu var. Kürdistan dağlarını birer direniş kalesine çeviren on binlerce kadın ve erkek savaşçının gelecek düşü var. Her şart ve koşul altında onlara omuz veren halkın ve şehitlerin gücü var.

Başaramayacaklar, Çünkü Kürt halkını soykırım kıskacından kurtaran Rêber Apo'ya inanan on binlerce militan ve yurtsever var. O'nun açtığı yoldan ilerleyerek, Ortadoğu'yu halklar bahçesine çevireceğine inanan Arap, Süryani, Asurî, Ermeni ve Türkmen halkları var. Kapitalist moderniteyi ancak Rêber Apo'nun paradigması ile aşacağına inanan dünya halkları var. Sara'nın Leyla'nın ve Rojbin'in kavgasını büyüten Kürt kadınları var."

ZULME BOYUN EĞENLER TARİHİN TOZLU SAYFALARINDA KAYBOLACAK

Leyla Güven'in Amed'de 63, Nasır Yağız'ın Hewler'de 50, zindanlarda 156 tutsağın 25, Galler'de İmam Şiş ve kendilerinin 24 gündür bedenini açlığa yatırdıkları hatırlatılan Strasbourg eylemcilerinin açıklamasında, "Elbette bu zulüm elbet bitecek. Sarayları ve saltanatları sona erecek. Direnenler, dövüşenler o büyük günü başı dik karşılayacaklar.

Zulme boyun eğenler, korkunun esiri olanlar tarihin tozlu sayfalarında kaybolacaklar. Biz o günü başı dik karşılamak isteyenleriz. Bu yüzden, sonuç alana kadar eylemimizi sürdürmeye kararlıyız. 12 Ocak'ta Paris'te yapılacak yürüyüşte halkımızla birlikte sözümüzü bir kez daha yineleyeceğiz. Strasbourg direnişinin coşkusunu Avrupa'da yaşayan tüm Kürdistanlılarla birlikte eylem alanında paylaşacağız" ifadeleri yer aldı. Açıklama "Bijî Serok Apo ve Jin Jiyan Azadî Sara, Rojbin, Ronahi" sloganları ile sonlandırıldı.