Açlık grevi direnişçilerine ziyaretler yoğun bir şekilde sürüyor

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan tecridin kırılması, Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlüğü talebi ile Strasbourg’da 83 gündür devam eden açlık grevine ziyaretler yoğun bir şekilde sürüyor.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik uygulanan mutlak tecridin kaldırılması, Öcalan’ın sağlık, güvenlik ve özgürlüğü talebi ile DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi direnişleri sürüyor.

Fransa’nın Strasbourg kentinde de 17 Aralık 2018’de 14 Kürt siyasetçi, aktivist, gazetecinin katılımı ile başlayan açlık grevi direnişi 83’üncü gününde.

Açlık grevi direnişçileri Avrupa’da yaşayan Kürdistanlılar, Kürt halkının dostları tarafından yoğun bir şekilde ziyaret ediliyor.

Bugün Almanya’nın Stuttgart kentinden Maraş Girişimi’nden bir grup açlık grevcilerini ziyaret etti.

Ziyaretçiler adına Mustafa Sakız yaptığı konuşmada, verilen mücadelenin sonuna kadar yanında olduklarını belirtti.

Devam eden açlık grevi eylemlerinde sürenin giderek uzamasından kaynaklı, bu eylemlerim ölüm orucu olarak adlandırılması gerektiğini dile getirdi.

Açlık grevi direnişçilerinin taleplerinin karşılanması noktasında Türk devletinden artık bir şey beklemediklerini de vurgulayan Sakız, “Türk Devleti ve Cumhurbaşkanı kendi istediği Kürt’tü görmek istiyor. Demokrasi, özgürlük ve haklarını isteyen Kürtleri ise ‘terörist’ ilan ediyor” diye konuştu.

Türk devletinin sadece Kuzey Kürdistan’da değil, Kürdistan’ın diğer parçalarında da Kürt halkına ve kazanımlarına savaş açtığını vurgulayan Sakız, bu savaşa karşı Kürt halkının topyekün bir direnişle cevap vermesi gerektiğinin çağrısında bulundu.

Verilen Özgürlük Mücadelesi’nin tüm Kürt halkının özgürlük davası olduğunu belirten Mustafa Sakız, bu davaya herkesin sahip çıkması gerektiğinin önemini vurguladı.

Sakız, “Açlık grevi direnişlerinin Kürt Halk Önderi üzerindeki tecridin kırılmasını hedefleyerek, Kürt halkının özgürlük talebini amaçlamıştır. Kürt halkının bu direnişleri sahiplenerek başarıya ulaştırması aynı zamanda Türk devletinin Kürt halkına yönelik savaş girişimine de büyük bir cevap olacaktır” diye konuştu.

Kürt halkının kendi topraklarında doğduğunu ve yaşayacağını da sözlerine ekleyen Sakız şunları vurguladı: “Verilen mücadelenin ne kadar haklı bir mücadele olduğunu tekrar görüyoruz. Kimsenin gücü Kürt halkını kendi topraklarından sürgün etmeye gücü yetmeyecektir.”

Öcalan üzerindeki tecrit kırılıncaya kadar Öcalan’a, Kürdistan Özgürlük Mücadelesine ve Kürt halkının özgürlük talebine sahip çıkılacağını da söyleyen Sakız, dört parça Kürdistan başta olmak üzere, farklı biçimde ortaya konan tüm direnişe Kürt halkının seferberlik ruhu ile katılmasının, tarihi bir zorunluluk olduğunun altını çizdi.

SÜRGÜT: EYLEMİMİZ SALDIRILARA CEVAP VERME EYLEMİDİR

Ziyarette eylemciler adına konuşan Avukat Deniz Sürgüt, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın “Biz Maraş Katliamı’na cevap verebilseydik, 12 Eylül askeri darbesi olmazdı” belirlemesini hatırlatarak, şunları dile getirdi: “Oraya çıkan haksızlık, katliam ve zulümlere cevap vermediğimiz her durumda, Kürdistan’da, Ortadoğu ve Türkiye’de daha büyük katliamlar, zulüm ve haksızlıklarla karşılaştık. Eylemimiz biraz da bunun önüne geçmeyi amaçlıyor. Bu eylem ve direnişimiz, halkımız ve halklara, kazanımlarımıza, değerlerimize, şehitlerimize yönelik gelişebilecek saldırılara cevap verme eylemdir, aynı zamanda” diye konuştu.

Ziyaretlerin kendilerine moral verdiğini belirten Sürgüt, bu ziyaretlerden Kürt halkının eylemi sahiplenme duygusunu ve direnişe katılma ve direnişin parçası olma arzusunu da gördüklerini söyledi.

Kürt halkına yönelik saldırıların, Kürdistan’ın her bireyine yönelik saldırı olduğunu vurgulayarak sözlerine devam eden Sürgüt, bu saldırılara karşı her Kürt bireyinin örgütlenerek, direnişin bir parçasına dönüşerek cevap vermesi gerektiğinin altını çizdi.