Açlık grevlerine ses verin

Strasbourg’da Avrupa Konseyi (AK) önünde tecride karşı başlatılan kitlesel oturma eylemine katılanlar, "Açlık grevlerine bir çare, bir ses istiyoruz" dedi.

Açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen ve üçüncü haftasında devam eden oturma eylemine katılan eylemciler ajansımız aracılığıyla şu çağrıda bulundu:

Mine Çetinkaya (İsviçre İHD temsilcilerinden): Leyla Güven’in başlattığı, 5. ayını bitiren ve 1 Mart’tan itibaren cezaevlerinde 7 bin PKK’li tutsağın katıldığı açlık grevi, kritik aşamada ve ölüm eşiğine gelmiş durumda. Sanırım şimdiye kadar 7 tutsak da eylemlerle yaşamına son verdi. Bu eylemliliklere karşı ne CPT ne de Avrupa Konseyi’nin herhangi bir duyarlılığı yok. Maalesef, CPT esas olarak işkence ve kötü muameleyi önlemek için kurulmuş ama yıllardır hiçbir avukatıyla veya ailesiyle görüştürülmeyen Sayın Abdullah Öcalan ile ilgili adım atmıyor ve Türkiye’nin kendi yasalarına göre bile hukuk dışı olan bir uygulamanın sürdürülmesine göz yumuyor. Talep kabul edilmeli, tecrit kaldırılmalı ve bu ölümler son bulmalı. Ölümler başladıktan sonra yapılacakların bir anlamı kalmayacak. O yüzden herkesi, tüm insan hakları örgütlerini duyarlı olmaya çağırıyorum.

Saadet Kılıç (Rennes DKTM Eşbaşkanı): Leyla Güven öncülüğünde başlayan ve aylardır süren açlık grevlerine bir cevap, bir ses istiyoruz. Bunca anneler evlatları için isyan ediyor; bu isyana bir çare, bir ses istiyoruz. Bizler ‘artık yeter’ diyoruz. Erdoğan’a ‘dur’ demelerini istiyoruz. Zaten bizler bugüne kadar ne çektiysek, çektik ve kendimizden vazgeçiyoruz. Artık çocuklarımızın geleceği için endişeliyiz; bu endişe bitsin diyoruz. Güzel, onurlu, barış içinde bir yaşam istiyoruz onlar için. Direnen halkımızın kazanacağına inanıyorum.

Hozan Kawa (Sanatçı): Önder Apo Kürt halkının iradesidir ve bu olguyu kırmak istiyorlar. Ama halkımız tüm alanlardaki açlık grevi eylemcileri şahsında buna karşı mücadele ediyor. Türk devletinin ve işbirlikçilerinin bu direnişi kırma çabaları sonuçsuz kalacak, çünkü Önder Apo bir felsefedir. Stranlarımızda da dile getirdiğimiz gibi, Önder Apo, tüm insanlık için ideolojidir, iradedir, felsefedir. Özellikle de Ortadoğu için çözümdür Önder Apo. Onun iradesini kırmaya, sesini kısmaya çalışanlar şunu bilsinler: İradesini ve geleceğini onun şahsında gören milyonlarca insan var. Önder Apo’nun esir düştüğü 1999 yılından bu yana insanlarımız burada Avrupa kurumlarının önünde eylemdeler ve bu eylemler onların yüz karası tutumlarını gösteriyor. Bizler de TEV-ÇAND üyesi sanatçılar olarak halkımızın bu mücadelesinin yanındayız. Belki her alanda mücadeleyi yürüten arkadaşlar kadar olamasak da, onların takipçisi olacağız.

Xelil Xemgin (Sanatçı): Hepimizin fikri, amacı aynı. Kürt halkı Önder Apo’nun siyaseti çerçevesinde bugün de tecridi kırmak için büyük ve tarihi bir direniş süreci başlatmıştır. Leyla Güven’in başlattığı bu süreç tarihi bir hamledir. Geç kalınsa da, Kürt halkı bundan sonuç alacaktır. Lozan’dan bu yana her alanda başta dilde olmak üzere Kürt halkına uygulanan tecrit bugün her alanda kırılıyor. Geriye kalan Önder Apo üzerinden irademize uygulanan tecridi kırmak kalıyor. Bizler kimsenin gündemi peşinden gitmeyecek ve bu tecridi kıracağız. Çünkü Önder Apo bize öyle öğretti ve önemli olan bu tarzı, Leyla Güven’in başlattığı bu direnişi bırakmamaktır.

Kadri Özkan (Luzern Meclisi Barış ve Uzlaşma Komisyonu üyesi): Kürt halkı tecridi ve zorbalığı kırmak için mücadele ediyor. Ben de kızı 27 yıldır zindanda olan ve bu mücadelede yer alan bir kişi olarak diyorum ki; Avrupa’nın bazı değerleri var: Özgürlük, barış, insanlık. Ancak şu anda Sayın Öcalan üzerindeki tecrit insanlık dışı boyutlara ulaşmış durumda olmasına rağmen asıl görevi insanlık dışı uygulamaları engellemek olan CPT görevini yerine getirmiyor. Uluslararası çıkarlar çerçevesinde hem AK hem AP Kürt halkının bu feryadına kulaklarını tıkamış durumdalar. Bize cevap vermeseler bile, bizler bu tecridi kırıncaya kadar bu mücadelemize devam edeceğiz. Onları bu mücadelemize destek olmaya mecbur olacak duruma getireceğiz.