AK’de basın toplantısı: İmralı Avrupa’nın Guantanamo’sudur

HDP’li Feleknas Uca ve Fayik Yağızay ile avukat Rezan Sarıca, açlık grevlerine ilişkin Avrupa Konseyi’nde (AK) bir basın düzenledi. Toplantıda, İmralı cezaevi “Avrupa’nın Guantanamosu” olarak tanımlandı ve Avrupa kurumları göreve çağrıldı.

AK’nin Basın Konferans Salonu’nda düzenlenen basın toplantısına HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, Öcalan’ın avukatlarından Rezan Sarıca ve HDP Avrupa Konseyi Temsilcisi Fayik Yağızay katıldı. Bazı Fransız basın mensuplarının da takip ettiği toplantıda, AK ve İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (CPT) bir an önce harekete geçmeleri ve sorumluluklarını yerine getirmeleri çağrısı yapıldı.

UCA: YILLARDIR SÜREN TECRİDE KARŞI HERHANGİ BİR ADIM ATILMADI

İlk sözü alan alan HDP Milletvekili Feleknas Uca, Leyla Güven öncülüğünde başlatılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevlerine cezaevlerindeki 7 bin siyasi tutsağın da katıldığını ve birçok Avrupa ülkesinde onlarca eylemcinin açlık grevinde olduğunu hatırlattı.

Açlık grevlerinin AK ve CPT’nin görevlerini yerine getirmemesi nedeniyle başladığını kaydeden Uca, 2011 yılından bu yana avukat görüşmelerinin, 2015’ten bu yana ise tüm ziyaretlerin engellendiği tecride karşı herhangi bir adım atılmadığına dikkat çekti.

‘İMRALI AVRUPA’NIN GUANTANAMO’SUDUR’

Açlık grevlerine karşı sessizliği eleştiren Uca, eylemcilerin sağlık durumlarının kritik aşamaya geldiğini söyledi. 1999’da gerçekleştirilen Uluslararası Komplo’da Avrupa’nın rolünün olduğunu söyleyen Uca, İmralı’daki sistematik tecridin de Avrupa’nın suskunluğunun sonucu olduğunu belirtti.

İmralı’nın ‘Avrupa’nın Guantanamo’su olduğunu vurgulayan Uca, “Buradan AK ve CPT’ye sesleniyorum. Talepler oldukça insani ve bu kurumlar görevlerini yerine getirmeli” derken, Avrupa’nın Öcalan’a yönelik “uluslararası komplonun devamı olan tecrit politikasına ortak olmaması” çağrısını yaptı.

Açlık grevlerine karşı sessizliğin ortaya çıkaracağı olumsuz sonuçlara karşı uyaran Uca, bundan Avrupa Konseyi ve CPT’nin sorumlu olacağını vurguladı.

‘TECRİT İLE DİYALOG SÜRECİNİN ÖNÜ KAPATILDI’

Öcalan üzerindeki tecridin Türkiye’deki barış ve demokratikleşmenin önünü tıkadığını vurgulayan Uca, Öcalan’ın 2013 yılı Newroz’unda yaptığı tarihi barış çağrısını hatırlattı. Bu çağrının o dönemde tüm dünyada yankı uyandırdığını ve diyalog sürecinin önünü açtığını hatırlatan Uca, AKP hükümetinin 2015’te ağırlaştırarak yeniden devreye koyduğu tecrit ile barış görüşmelerinin sonlandırıldığını söyledi.

SARICA: ADI KONULMAMIŞ SİSTEMATİK İŞKENCE VAR

Basın toplantısında konuşan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın avukatı Rezan Sarıca ise, ilk olarak Öcalan’ın içinde bulunduğu tecrit koşulları hakkında bilgi verdi. Öcalan’la görüşebilmek için yaptıkları tüm başvuruların reddedildiğine ve bunun sistematik bir hal aldığına dikkat çeken Sarıca, 2016’dan bu yana tecridin yargı eliyle sürdürüldüğünü ifade etti.

Görüşmelere 3-6 aylık periyodlarla yasaklar getirildiğini kaydeden Rezan Sarıca, tekrarlanan bu yasakların Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı olduğunun altını çizdi.

Sarıca, buna karşı kendilerinin de itirazlarını yaptıklarını ve konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıdıklarını belirtti. 2011’den beri avukatların yaptığı 800 civarında başvurunun reddedildiğini ifade eden Sarıca, yasalara göre aile ziyaretlerinin rutin şekilde yapılabilmesi gerektiğini kaydetti.

Öcalan’a gönderilen mektupların hem İmralı idaresi hem de yargı eliyle engellendiği bilgisini veren avukat Rezan Sarıca, İmralı’da adı konulmayan sistematik bir işkencenin söz konusu olduğunu söyledi.

‘İHLALLER CPT’NİN RAPORLARINDA YER ALDI’

Avukat Rezan Sarıca İmralı’da kötü yaşam koşullarına dikkat çektiği konuşmasında, CPT’nin en son 2016 yılında yaptığı ziyarete dair raporunu 2018 yılında açıkladığını söyledi. Sarıca, bu raporda AİHS’in 3’üncü maddesinin ihlal edildiğinin kabul edildiğine işaret etti. Öcalan’a tecrit kapsamında ziyaretlerin engellenmesinin hukuki değil siyasi olduğunun altını çizen Sarıca, bunun da CPT raporlarında yer aldığını ifade etti.

TÜRKİYE RAPORLARDAKİ TAVSİYELERE UYMALI; CPT İMRALI’YA GİTMELİ

Türk devletinin CPT raporlarında yer alan tavsiyelere uyması gerektiğini dile getiren Rezan Sarıca, “İşkenceyi Önleme Komitesi’nin de İmralı’yı ziyaret etmesini talep ediyoruz” dedi.

CPT’nin İmralı sistemine yönelik tespitlerinin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) karar tasarılarına girdiğini söyleyen Sarıca, 20 yıldır uygulanan tecrit politikasında AK’nin de payı olduğu eleştirisini getirdi.

Rezan Sarıca son olarak, aralarında milletvekilleri Dersim Dağ ve Tayip Temel ile eski vekiller Sebahat Tuncel ve Selma Irmak’ın olduğu 7 bin siyasi tutsağın açlık grevlerinde olduğunu söyledi. Sarıca, adım atılmaması halinde ölümlerin yaşanacağı uyarısını yaptı.

YAĞIZAY: TESPİT YAPIYORLAR AMA ÇÖZÜM İÇİN ADIM ATMIYORLAR

Tecride karşı Avrupa Konseyi’nin (AK) oynayabileceği role dikkat çeken HDP Temsilcisi Fayik Yağızay ise, Türkiye’nin AİHS başta olmak üzere insan haklarını ilgilendiren birçok sözleşmede imzası olduğunu hatırlattı.

AK organlarından Venedik Komisyonu’nun daha önceki raporlarına dikkat çeken Yağızay, yapılan tüm tespitlere rağmen yaptırım gücü olan kurumların sessiz kaldığına vurgu yaptı. Avrupa kurumlarının birçok ihlali bizzat kendilerinin tespit ettiğini dile getiren Yağızay, “Ama bu kurumlar çözüm noktasında herhangi bir adım atmayarak suç ortağı oluyorlar” dedi.

‘AK GÖREVİNİ YAPSAYDI BU SORUN ÇOKTAN ÇÖZÜLÜRDÜ’

AK ve CPT’nin görevlerini ‘zamanında yerine getirmiş olması’ halinde açlık grevlerine gerek kalmayacağına işaret eden Yağızay, AK’nin kendi misyonu ve rolünü doğru şekilde yerine getirmediğinin altını çizdi. Yağızay, “Böyle olsaydı sorun çoktan çözülürdü” diyerek, açlık grevlerine dahi gündeme gelmeyeceğini ifade etti.

Yağızay, AİHM, AKPM ve CPT’nin de bir önce kendi tüzüklerinde yer alan sorumluluklarını yerine getirmeye ve harekete geçmeye çağırdı.