Almanya’da Efrîn protestolarının yasaklanmasına tepki

Avrupa Efrîn’i Sahiplenme Platformu, “Alman devleti, bu tutumuyla Avrupa’da yaşayan milyonlarca Kürt, Türk, Ermeni, Süryani, Alevi, Êzidî halklarımızı şiddet minderine çekmeye ve terörize etmeye çalışıyor” dedi.

Avrupa Efrîn’i Sahiplenme Platformu, Alman devletinin Efrîn ile dayanışmak amacıyla yapılması planlanan tüm eylemleri yasaklamasına tepki gösterdi.

Yazılı bir açıklama yapan Avrupa Efrîn’i Sahiplenme Platformu, Alman devletinin Kürt halkının sembol ve renklerine karşı tahammülsüzlüğünün, demokrasi anlayışına, insan hak ve özgürlüklerine, örgütlenme, söz ve siyaset yapma hakkına karşı somut bir hak ihlali ve suç olduğunu belirtti.

20 Ocak’ta Efrîn halkı üzerine ölüm yağdıran Türk devletine karşı evini, toprağını savunan Efrîn halkı ile dayanışma amacıyla yapılan eylem ve etkinlikleri fiili olarak yasaklayan Alman devletinin bu tutumunun eylemleri organize eden kurumları kriminalize etmeyi, Efrîn halkı üzerine ölüm kusan Türk devletini destekleme ve orada yaşanan sivil ölümleri onaylamak anlamına geldiğini kaydeden Platform açıklamasında şunlara yer verdi: “Almanya’da yaşayan 1,5 milyon Kürt halkının örgütlenme aracı olan NAV-DEM'in politik faaliyetlerine dönük fiili yasak tavrı, Efrîn somutunda Kürt halkına yapılan jenosidin destekçisi olduğunun göstergesidir. Yasakla bir hak olan gösteri ve yürüyüş yapma, sembol ve sloganlarıyla sokaklarda savaşa ve işgale karşı tepki gösterme hakkını gasp etme girişimi Alman devletinin demokrasi ve insan haklarından uzaklaştığının göstergesidir.

Türkiye’de Efrîn halkıyla dayanışma eylemlerinin tamamı faşist AKP devleti tarafından kanun hükmünde kararnamelerle yasaklanmıştır.

Alman devleti Türk devletinin faşist uygulamalarının aynısını Almanya’da hayata geçirerek Kürt düşmanı politikasını açıkça benimsemiştir. 15 Şubat’ta Berlin’e ziyarete gelecek olan faşist Binali Yıldırım’ı memnun etme çabası ve yasakçı tavrı Alman devletini yapılan katliamların direkt sorumlusu konumuna getirmiştir.

Yıllardır Kürt kurumlarına ve temsilcilerine karşı uygulanan baskı, Kürt halkının haklı mücadelesini terörize etme gayreti, Alman devletinin faşist Türk devletiyle yaptığı kirli ve karanlık anlaşmaların sonucudur. Alman halkının Türk devletiyle yapılan silah anlaşmalarına ve Kürt halkına karşı yürütülen kirli savaşta kendi devletlerinin dolaylı, dolaysız isminin geçmesine duyduğu tepkiyi ve Efrîn işgal saldırısından bu yana Kürt halkıyla dayanışmayı büyütmeli, emperyalist Alman devletini ciddi biçimde rahatsız etmiştir.

Yasak kapsamını her geçen gün daha da genişleterek Kürt halkının ve demokrasi güçlerinin sinir uçlarına basan Alman devleti, bu tutumuyla Avrupa’da yaşayan milyonlarca Kürt, Türk, Ermeni, Süryani, Alevi, Êzidî halklarımızı şiddet minderine çekmeye ve terörize etmeye çalışıyor. Öyle ki, Öcalan resimleriyle başlayan yasakçı zihniyetini 40 milyon Kürdün kendi renkleri olarak kabul gördüğü sarı, kırmızı, yeşil renkleri yasaklama zorbalığına kadar vardırmıştır.

Türkiye ve Kürdistan halklarının başına bela olmuş, binlere insan kanına elini bulaştırmış, binlerce insanı işinden, ekmeğinden etmiş, demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü adına ne varsa hepsini KHK'larla rafa kaldırmış tehlikeli bir diktatörü desteklemek Hitler faşizminin uygulamalarından utanç duyan Alman halkına yapılmış bir haksızlıktır.

Efrîn’de onlarca çocuk, kadın ve sivilin katledildiği işgal girişimini açıktan desteklemek anlamına gelen bu yasakçı zihniyete karşı Alman kamuoyunu duyarlı olmaya ve Alman devletinin biran önce bu anti demokratik uygulamalardan vaz geçmeye çağırıyoruz.”