Almanya’dan Strasbourg direnişçilerine pişkince cevap!

Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Michaelis, "KCDK-E PKK’nin siyasi kolu olduğu için mektuplara cevap vermeyeceğiz” şeklinde pişkince bir cevap verdi.

Strasbourg’daki açlık grevcileri adına Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanı Yüksel Koç, Almanya Cumhurbaşkanı Franz-Walter Steinmeier, Başbakan Angela Merkel ve Dışişleri Bakanı Heiko Maas’a bir mektup göndermişti. Üzerinden üç hafta geçmesine rağmen Federal Hükümet yetkililerinin mektuplara cevap vermemesi üzerine Sol Parti, konuyu Federal Meclis’in gündemine taşımıştı.

Sol Parti Milletvekili Gökay Akbulut, Federal Hükümet’in yanıtlaması talebiyle Federal Meclis’e verdiği soru önergesinde, Yüksel Koç’un mektuplarını ilişkin sorular yöneltmişti. Akbulut’un “Federal Başbakanlık ile Dışişleri Bakanlığı Yüksel Koç imzasıyla 13 Şubat’ta gönderilen mektuplara ne gibi cevaplar verdi, bu mektuplar nasıl değerlendirildi" şeklindeki sorusuna Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Andreas Michaelis yanıt verdi.

MÜSTEŞARIN 'CEVAP'I

ANF’nin elinde bulunan yazılı yanıtta Michaelis, mektuplara şimdiye kadar cevap verilmemesinin gerekçesi olarak şu görüşleri dile getirdi: “Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E) Avrupa’da PKK’ye yakın bir çatı organizasyonudur ve Almanya’da yasaklı olan PKK’nin siyasi kolu olarak kabul ediliyor. Bu yüzden KCDK-E Eşbaşkanı adıyla 13 Şubat’ta gönderilen mektuba cevap veremeyiz.” 

Ancak Federal Hükümet yetkilisi Michaelis’in iddiasının aksine KCDK-E Avrupa’da resmi bir kuruluş ve ona bağlı Almanya’da çalışan NAV-DEM de Alman dernekler yasası çerçevesinde kurulmuş bir organizasyon. Son olarak NAV-DEM’in Efrîn’e ilişkin bir yürüyüşünün yasaklanması üzerine Düsseldorf İdari Mahkemesi 6 Şubat 2019 günü şöyle bir karar vermişti: “Demokratik Toplum Merkezi-NAV-DEM e.V. ile yasaklı durumdaki PKK arasında keskin farklılıklar var.”

Başbakan, Cumhurbaşkanı ve Dışişleri Bakanı’na Strasbourg direnişçilerinin Yüksel Koç imzasıyla gönderdikleri mektuplarda 1970’lerin Alman başbakanı Willy Brandt gibi cesur bir politika izlenerek, tecride son verilmesi için harekete geçilmesi çağrısı yapılmıştı.