AP’de Rojava konferansı devam ediyor

Avrupa Parlamentosu’nda Rojava ile dayanışma ve Türk işgaline karşı düzenlenen konferans ikinci gününde devam ediyor. 

Çarşamba başlayan konferansın, ilk iki oturumu ardından, ikinci gün oturumlarında 09.30 itibariyle, yine Türk işgali, nedenleri, sonuçları, uluslararası güçlerin neden engel olmadığı, nasıl bir tutum sergileyebileceği, Türk devletinin işlediği suçlardan nasıl hukuk zemininde hesap sorulabileceği, Rojava projesi ve Suriye’deki krizden çıkış yolları ele alınacak. 

Konuşmacılar arasında Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nden temsilciler, Avrupa parlamenterleri, akademisyenler, sivil toplum temsilcileri ve gazeteciler var. 

Devlet tarafından terörizmin ve terörist grupların meşrulaştırılması sunumlardan birini oluştururken, bu konuyu Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin kurucusu ve müdür Usame Süleyman değerlendirecek. Mısırlı gazeteci Nashet Elheedy, Türk devletinin Arap dünyasındaki saldırgan müdahalelerini ele alacak. 

Dikkat çeken katılımcılar arasında İsveç Dışişleri Bakanlığı’nda insani işler elçisi Per Örneus de var. Örneus, özellikle Avrupa’nın Türk işgaline ilişkin bakışını değerlendirecek. 

Amerikalı eski diplomat ve siyasi danışman Peter W. Galbraith’ın, işgalin hukuk çerçevesinde nasıl bir karşılığının olduğu üzerinde durması bekleniyor. 

Prof. Dr. David Graeber, barış için sivil toplumun rolünü konu alırken, Demokratik Suriye Meclisi Yürütme Komitesi Başkanı İlham Ehmed, “Suriye çatışmasına nasıl bir çözüm bulunmalı?” sorusu etrafında, değerlendirmelerde bulunacak. 

İlk gün oturumlarında da çarpıcı sunumlar yapılmıştı. Konuşmacılar arasındaki Fransa eski Dışişleri Bakanı Bernard Kouchner, Türk işgalinin “barbarlıktan” başka bir ifadeyle tanımlanamayacağını vurgulamıştı. “Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşananlar, barbarlıktan bir şekilde izah edilemez” diyen Kürt halkına desteğinin tam ve kalıcı olduğunun altını çizmişti. Kouchner, uluslararası güçler ve kurumların işgale sessiz kalmasının en basit nedenini Kürtlerin bir devlet sahibi olmamaları ile açıklarken, Kürtlerin sömürgecilikten kaynaklı bölünmüşlüğüne dikkat çekti ve birlik olmaları gerektiğini kaydetti. 

Fransa Radikalleşme Gözlemevi üyesi ve Ortadoğu dini ve siyasi sosyoloji uzmanı araştırmacı Dr. Amelie Chelly, Türk devletinin DAİŞ ve El Nusra gibi çete grupları ile ilişkilerine dikkat çekerken, Türkiye’nin DAİŞ’in hem giriş hem de çıkış kapısı olduğunun altını çizmişti. 

Konferansta ayrıca, 12 Ekim’de Türk devleti tarafından vahşice katledilen Kürt kadın siyasetçi Hevrin Xelef’e de sembolik olarak bir yer ayrıldı. 

Konferansta Türk devletinin işlediği suçlardan yargılanması temel taleplerden biri olurken, Avrupa Birliği’nin de sert bir tutum sergilemesi gerektiğine vurgu yapıldı.