AP'nin İsveçli Milletvekili: Erdoğan sorunların kaynağı

AP'nin İsveçli Milletvekili Bodil Valero, Erdoğan'ın kaybetmeye başladığına dikkat çekerek, muhalefetin işbirliğiyle bunun sağlandığını söyledi. Valero, İmralı tecridine tepki göstererek, "Tüm yasa ve kurallara aykırı" dedi.

Avrupa Parlamentosu Yeşiller Grubu'nun Türkiye ve Kürdistan'dan Sorumlu İsveçli Milletvekili Bodil Valero, yerel seçim sonuçlarının Erdoğan'ın yenilgisiyle sonuçlanmasını olumlu bulduğunu belirterek, "İnsanlar Erdoğan'ın sorunların çözümü değil kaynağı olduğunu anladı” dedi.

ANF'ye değerlendirmelerde bulunan Valero, Türkiye sorununun Avrupa Parlamentosu'nun iltihaplaşmış bir sorunu olduğunu, Avrupa Birliği'nin, Türkiye'nin üye olabilmesi için ülkeyi yönetenlerden taleplerde bulunduğunu söyledi.

Avrupa Birliği parlamenteri olarak 2014'te görev yapmaya başladığında muhafazakar grubun Türkiye ile yapılan üyelik müzakerelerinin tamamen durdurulmasını istediğini söyleyen Valero, “Biz Kürtleri kaderleriyle baş başa bırakmamak için bu öneriye karşı çıktık” dedi.

'ERDOĞAN KAYBETTİĞİNDE ÜYELİK MÜZAKERELERİNİ SÜRDÜREBİLMELİYİZ'

Valero, HDP'nin de Avrupa Birliği'nin Türkiye ile ilişkileri tamamen kesmesine karşı olduğunu belirttikten sonra,  “Erdoğan'ın iktidarı kaybettiğinde ve demokrasi iktidarı geri aldığında Türkiye ile üyelik müzakerelerini sürdürebilmeliyiz” şeklinde konuştu.

İlk kez bu yıl  Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile üyelik müzakerelerinin sona erdirilmesi için görüş belirttiğini hatırlatan Valero, konuya ilişkin görüşlerini şu ifadelerle dile getirdi:

“Eğer müzakereler tamamen sona erdirilirse yeniden başlaması için konseyin görüş birliğinde olması gerekir. Görüş birliği asla sağlanamaz. Parlamento değil konsey karar verici. Konsey ise bir ölçüde Erdoğan'a bağımlı. Konseyin parlamento gibi tamamen Türkiye'yi dıştalamaması Kürtler ve diğer azınlık halkların yararınadır.”

Yerel seçimlerde ortaya çıkan sonuçların Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'yi yönetenlere yönelik oldukça sert eleştirilerinin bir devamı  niteliğinde olduğu değerlendirmesini yapan Valero, “Biz Türkiye'deki demokratik güçlerin yanında olduğumuzu ama demokrasi karşıtlarına oy verildikçe birbirimize yakınlaşamayacağımızı söyedik” dedi.

'BAŞARI MUHALEFETİN İŞ BİRLİĞİYLE GERÇEKLEŞTİ'

Yerel seçimlerden muhalefet partilerinin başarıyla çıktığını söyleyen Valero, “Bu muhalefet partilerinin işbirliği sonucu gerçekleşti. Eğer bu yapılmasaydı Erdoğan'ın despotluğuyla baş edilemezdi” değerlendirmesinde bulundu.

Sonuçları Erdoğan'ın sürekli kazanmasına son verilmesinden dolayı oldukça olumlu bulduğunu belirten Valero, "Ben bunun sudaki daireler gibi yayılmasını umuyorum. Başka bir partinin büyük şehirleri yönetmesiyle ileride durumun iyileşeceğini umuyorum. İnsanlar Erdoğan'ın sorunların çözümü değil kaynağı olduğunu anladı" diye kaydetti.

'TÜRKİYE VE ÖSO, KÜRTLERE KARŞI SAVAŞMAK İÇİN AVRUPA'DAN YARDIM İSTEDİ'

Valero, aynı zamanda Avrupa Parlamentosu'nun Güvenlik ve Savunma Komisyonu üyesi. Geçtiğimiz yıl Neol öncesi Türkiye'ye giderek Savunma Bakanı Yardımcısı, Parlamento Savunma Komisyonu Başkanı ve Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) mensuplarıyla görüştüğünü belirterek, izlenimlerini şöyle anlattı:

“Parlamento Savunma Komisyonu'yla görüşmeler yaparken Özgür Suriye Ordusu mensupları komisyona gelip sanki hemen işgale başlayacaklarmış gibi bir tutumla bizden kendilerini desteklememizi istediler. Birlikte terörizme karşı savaşmamızı istiyorlardı. Onların gözlerinde Kürtler terörist. Onlar açıkça YPG/YPJ'nin terör örgütleri olduğunu söyledi. Avrupa'yı korkunç bir yazgıdan ve DAİŞ'ten kurtaran Kürtlere karşı Savunma Bakanlığı ve Özgür Suriye Ordusu bizden yardım istedi. Bu korkunç bir şey.”

'TÜRKİYE, AB'NİN YAPTIĞI YARDIMLARLA ZIRHLI ARAÇLAR SATIN ALIYOR'

Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden aldığı para yardımlarıyla satın aldığı zırhlı araçları sınırlarda sığınmacılara karşı kullandığını söyleyen Valero, konuyu yazılı bir soru önergesiyle gündeme getirdiğini belirterek, aldığı yanıtı şu ifadelerle aktardı:

“Bana 'Türkiye bunu yaptı ama araçları bizden aldı. Bu bizim sanayimiz için oldukça iyi. Bu zırhlı araçlar silahsız ve ateş edemezler' cevabını verdiler. Avrupa'nın sattığı araçlar silahsız ama Türkiye zırhlı araçlara silah monte edebilir.”

Erdoğan'ın Rojava'ya saldırma ve başka bir ülkenin topraklarını işgal etme hakkının olmadığını söyleyen Valero, “Başka ülkelere karşı şiddet sadece savunma durumunda uygulanabilir. Erdoğan Kürtleri yok etmek için Suriye'ye girmeye çalışıyor. Kendisinin yöneteceği bir tampon bölge oluşturmak istiyor. Bu tamamıyla uluslararası hukuka aykırı ve Erdoğan'ın bunu yapmaya hakkı yok” dedi.

'PKK'Yİ TERÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİNDEN ÇIKARMAZSAK...'

Türk devletinin, Rojava'ya yönelik saldırılarını meşrulaştırmak için YPG/YPJ'nin PKK'nin uzantısı şeklinde argümanlar kullandığına dikkat çekti.

Valero, PKK'nın terör örgütleri listesinden çıkarılması için Belçika mahkemelerinin kararının gündeme getirilmesi gerektiğini belirterek, “PKK'nin terör örgütü olarak damgalanması yasa ve yönetmenliklerle çelişiyor. Eğer biz kendi yasalarımızı uygulamış olsaydık terör örgütü damgasını kaldırırdık. Eğer bunu yapmazsak hukuk devleti olduğumuzdan söz edemeyiz” dedi.

'ÖCALAN'A TECRİT YASA VE KURALLARA AYKIRI'

Öcalan'ın aile ve avukatıyla görüşmesinin engellenmesinin tüm yasa ve kurallarla çeliştiğini söyleyen Valero, “Demokrasinin ilkeleri yaşama geçirilmediğinde demokrasiden söz edemeyiz. Hukuk devletinin prensipleri tutsaklara nasıl davranılacağını gösteriyor. Türkiye bunlara uymuyor” diyerek tecride tepki gösterdi.