Bobby Sands’ın yoldaşı: Sessizlik utanç verici

Avrupa Parlamentosu Sinn Féin Milletvekili Martina Anderson: Bu basit ve insani temel karşısında Avrupa kurumlarının sessizliği gerçekten de utanç verici. Bu kadar büyük bir adaletsizlik karşısında sessiz kalan yerini zalimin safında almış demektir.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla DTK Eşbaşkanı ve Hakkari Milletvekili Leyla Güven öncülüğünde başlayan açlık grevi direnişi 5 ayı geride bıraktı. Kürt halkı ile benzer kaderleri paylaşan dünya halkları ve temsilcileri bu süreçte buldukları her fırsatta devrimci bir dayanışma ruhu sergiliyorlar. İskoçya Ulusal Partisi (SNP), Galler’in Partisi Plaid Cymru ve İrlanda’nın Sinn Féin’i. Galler’in Newport kentinde açlık grevi direnişini sürdüren İmam Şiş 115’inci günü geride bıraktı. Plaid Cymru partisi Galler’de bu süreci kendi mücadelesi ruhuyla sahiplendi. Özellikle de Plaid Cymru partisi içerisindeki kadın milletvekilleri ilk günden bu yana büyük bir mücadeleyle sürece sahip çıktı.

Yine İrlanda’nın Sinn Féin partisi aynı şekilde sürece sahip çıkanlardan. Sinn Féin’in bu kadar üst düzeyde sahiplenmesinin altında Kürt halkıyla benzer süreçlerden geçmiş olması var. İrlandalı genç devrimci Bobby Sands’ın 1 Mart 1981’de Maze Cezaevi’nde başlattığı açlık grevi direnişinde kendisi ve 9 yoldaşı bu direnişte yaşamını yitirdi. Leyla Güven’in cezaevinde milletvekili seçilmesi gibi, Bobby Sands da açlık grevi direnişinin birinci ayını tamamlamışken Birleşik Krallık Parlamentosu’na milletvekili olarak seçilmişti. Bobby Sands milletvekili seçildikten 25 gün sonra yaşamını yitirdi.

 Avrupa Parlamentosu Sinn Féin Milletvekili Martina Anderson, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kırılması ve özgürlüğü için yürütülen süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemlerine ilişkin Yeni Özgür Politika'nın sorularını yanıtladı.

Kürt Özgürlük Hareketi ve Kürt halkı, İrlanda halkının direniş tarihinden hep sempatiyle bahseder. Kürt halkının mücadelesi İrlanda’dan nasıl görünüyor?

Bizim mücadelemiz ortak ve benzer, bizler kendi kaderlerini tayin hakkı noktasında kendi geleceklerimize karar verme mücadelesi veriyoruz. Kürt halkının İrlanda halkının mücadelesine olan dayanışma hisleri gibi, İrlandalı Cumhuriyetçiler ve İrlanda halkının da Kürt halkının direnişine ortak dayanışma hisleri var. Her iki hareketin de ortak mücadelesi; kendi halklarının demokratik iradesinin ve halklarının anayasal çerçevede kabulü ve kendi kaderlerini tayin hakkının sağlanmasıdır. Biz, Kürt halkının mücadelesini derinden anlıyor ve acılarını paylaşıyoruz. Çünkü bugün Erdoğan rejimi tarafından Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit ve izolasyon aynı şekilde zamanında Britanya işgalci güçler tarafından İrlandalı Cumhuriyetçilere uygulandı. Bizler iki sistem karşıtı, anti emperyalist hareket olarak haklarımıza kavuşuncaya kadar birbirimizin mücadelesinin yanında olmaya devam edeceğiz.

Yaşanan zor günler ve kanlı bir süreçten sonra İrlanda sorunu barış masasında çözüldü. Kürt hareketi uzun yıllardır barış ve demokratik çözüm için mücadele etse de, Türk devleti sorunu hep güvenlik temelinde ele alıp askeri çözümü dayatıyor. Bu çerçevede Türk devleti ile Kürt halkı arasında devam eden 40 yıllık savaşı nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Biz Sinn Féin olarak demokratik ve barışçıl mücadele ile amaç ve hedeflerimize ulaşma mücadelesi veriyoruz. Yapılan barış görüşmeleri ile çatışmaların sonlanmasını sağladık, ancak Britanya ile politik alandaki mücadelemiz halen devam ediyor.

Rojava’da kendi özerk sistemini ve haklarını korumaya çalışan Kürt halkına yönelik şiddetli saldırılar var. Halk Savunma Birlikleri, DAİŞ’in yayılmasını önledi. Kürt savaşçılar büyük bir cesaret ve inançla, kendi imkanlarıyla Kuzey Suriye ve Irak’ta sivilleri korumak için büyük mücadele verip, büyük bedeller ödediler. DAİŞ’in elindeki büyük toprakların hepsini özgürleştirdiler.

Kürt hareketinin barışçıl ve demokratik çözüm çabalarına sürekli Türk devleti tarafından saldırı ile cevap verilmiş. Kalıcı barışın sağlanması için İmralı adasında tutulan Kürt lider Abdullah Öcalan mutlaka serbest bırakılmalıdır.

Türk devleti hem Suriye’de hem de Türkiye’de Kürt halkının haklarını tanımalıdır. Bu yüzden Türk devleti acilen barış sürecini tekrardan başlatmalıdır.

14 yıla yakın tutsak kaldınız, cezaevinde kötü muameleye maruz kaldınız, tecrit edildiniz, şimdi bakınca bir insana tecrit uygulanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Ben tecrit ve izolasyonu bir cezaevi sistemi aracı olarak görüyorum, direnişçilerin iradesini kırma çabası. Ancak bizim direnişimiz ve irademizin kırılamayacağını anlamıyorlar.

Bobby Sands’in 1981’de cezaevinde tecrit altında yazdıkları bu durumu iyi tanımlıyor aslında; ”İstemediği sürece, bir İrlandalının iradesini ve ruhunu kırabilecek bir silah yoktur tüm emperyal cephanelerinde.” Bu durum Kürdistan’daki yoldaşlarımız için de geçerli.

Başka bir İrlandalı Cumhuriyetçi Mairead Farrell bu konuda şöyle der: ”Zihniniz ve ruhunuz en büyük silahımızdır, onlar oraya giremez, orayı kontrol edemezler ve bu da onların kaybettiği yerdir.”

Kürdistan halkı Bobby Sands ve yoldaşlarının açlık grevini yakından biliyor. Siz o açlık grevleri sürecinde de zindandaydınız, yakından tanıklık ettiniz. Bir direniş ve protesto yöntemi olarak Açlık grevi eylemini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Kürt halkı, İrlandalı Cumhuriyetçilerin 1981’deki açlık grevlerinin yanında oldular hep. Biz de bugün açlık grevinde olan Kürt halkının yanındayız. Amaçlarınız için açlık grevine girme, kendi yaşamından feragat etme, gelecek nesillerin barış ve adalet içinde yaşamasını garantilemek için bu eziyeti kendine yaşatmak, yapılabilecek en büyük fedakarlık örneğidir.

Kürdistan, Avrupa ve Türk zindanlarında devam eden açlık grevine Leyla Güven öncülük ediyor. Güven’in direnişini nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Türk hapishaneleri, Avrupa ve Kürdistan’da devam eden açlık grevi eylemine öncülük eden Leyla Güven’i ziyaret ettim. Direnişin baskısından kaynaklı kendisini serbest bırakmak zorunda kaldılar. Güven’in sağlık durumu çok kritik bir eşikte.   

Kendi evinde açlık grevi direnişini sürdüren Leyla Güven inancı, kararlığı ve güçlü karakteri ile bu direnişte öncü rolü oynuyor. Biz Sinn Féin olarak tekrardan, 20 yıldır tutsak olan Kürt lider Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması amacıyla açlık grevinde olan Leyla Güven ve diğer tüm açlık direnişçilerle dayanışma içerisinde olmaya devam edeceğimizi belirtiyoruz. Adalet için bedenlerini açlığa yatıranlar kutsanmış olanlardır.

Tüm hayatını mücadele ile geçiren bir kadın olarak, Ortadoğu gibi bir coğrafyada Kürt kadınının mücadelesini nasıl okuyorsunuz?

Öncelikle şunu belirteyim; kadının özgür olmadığı bir yerde özgürlükten bahsedilemez, yani kadın özgür değilse özgürlük yok demektir. Kürt kadın mücadelesi gibi, İrlandalı Cumhuriyetçi kadınlar da devrim ve direnişte aktif rol oynadılar. Kürt kadın mücadelesi benim için çok büyük anlam ifade ediyor. Tüm baskılara rağmen Türk devletinin tüm kriminalize etme politikalarına rağmen, buna karşı mücadele etmeye devam ediyorlar. Leyla Güven gibi Kürt kadınları, aynı şekilde İrlandalı Cumhuriyetçi kadınlar gibi, kadınların mücadeleye olan paha biçilmez katkısını gösteriyorlar. Sayısız insanın mücadeleye olan algısını değiştiriyorlar.

İlk Cumhuriyetçi kadın milletvekili Constance Markievicz bir keresinde şöyle demişti: ”Özgürlüğe giden yolda ilk adım kendimizi İrlandalı kadın olarak tanımaktır. Sadece İrlandalı veya sadece kadın olarak değil, İrlandalı kadın olarak-iki kat daha köleleştirilmiş ve cephede iki kat daha savaşan.” Aynı durum ilham veren Kürt kadın mücadelesi için de geçerli.

Sizinle bir İrlanda isyan şarkısının sözlerini paylaşayım;

”Bir kadının yeri devrimdir!

Tellerin diğer tarafından erkekler sokağınıza doğru yuvarlandığında,

Sizler, dizlerinizin üzerinde çocuklarınız ile devrim planlıyordunuz,

Bir kadın olarak İrlanda’nın tüm suretleri gitmişken,

Hareketin kadınlarıydı mücadeleye devam eden!”

Avrupa hükümetleri ve yetkili kurumlar sessiz. Bu kadar basit bir talep karşısında bile böylesi bir duyarsızlığı nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Leyla’nın durumu çok kritik, buna rağmen inancı ve cesareti kırılmaz duruyor karşımızda ve ben ziyaretimde kendisinden büyük güç aldım. Bu basit ve insani temel karşısında Türk devletinin ve Avrupa kurumlarının sessizliği gerçekten de utanç verici. Bu kadar büyük bir adaletsizlik karşısında sessiz kalmanın bir açıklaması, gerekçesi olamaz, sessiz kalan yerini zalimin safında almış demektir. Sinn Féin, Kürt mücadelesinin yanında olmaktan gurur duyar, ve yanında olmaya devam edecek. Biz Dublin’de, Brüksel’de, Avrupa Parlamentosu’nda, Birleşik Krallık Parlamentosu’nda ve her platformda Abdulllah Öcalan”ın durumuna ve açlık grevine dikkat çekmek için yoğun çaba sarf ediyoruz ve etmeye devam edeceğiz.

Son olarak Kürt halkına bir mesajınız var mı?

Sinn Féin olarak Kürt halkına dayanışma ve destek selamlarımızı gönderiyoruz. Kürt halkının bilmesini isterim ki; haklı mücadelelerinde yanlarında olmaya devam edeceğiz, sizin bizim yanımızda durduğunuz gibi.

Umudum odur ki, Kürt halkı kuşaklar arası süren mücadele deneyiminden büyük güç alıp özgürlüğüne kavuşacaktır. Padraig Pearse, ”Eğer bizim mücadelemiz özgürlüğü kazanmaya yetmemişse, o zaman çocuklarımız daha büyük bir mücadele ile özgürlüğü kazanacaktır” demişti.

Bobby Sands’in sözleri ile sonlandırırsam;

”İntikamımız çocuklarımızın gülüşleri olacaktır.”

Yaşasın uluslararası dayanışma!

Tiocfaidh Ar Lá. (Bizim günümüz gelecek)