Kürt halkı arasında “Kara gün” olarak da tanımlanan 15 Şubat 1999 tarihli uluslararası komplo ile Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan Kenya’dan kaçırılarak Türk devletine rehin bırakıldı. Bugün o tarihin 20’inci yıldönümü ve Öcalan hala İmralı Yüksek Güvenlikli Hapishanesi’nde tutuluyor. Kürtler ve enternasyonalistler bu komploya karşı özellikle son 7 yıldır AKP hükümetinin de Öcalan’ın üzerinde ağır tecrit uygulamalarına karşı son yıllarda üç koldan uzun yürüyüşler yaparak Öcalan’ın özgürlüğünü istiyor.

Her yıl Kürt özgürlük hareketinin verdiği mücadelenin rengini alan bu yürüyüşlere bu yıl da Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkâri Milletvekili ve Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in başlattığı ve bugün 100’üncü gününe giren açlık grevi ve birçok alanda gelişen açlık grevleri damgasını vurdu. Üç koldan ilerleyen uzun yürüyüşçüler Strasbourg’ta birleşerek Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Avrupa İşkenceyi Önleme Örgütü’nün (CPT) olduğu alana yürüyecek.

YÜRÜYÜŞ VARIŞ NOKTASI NEDEN STRASBOURG?

Fransa’nın Strasbourg şehrinin varış noktası olarak seçilmesinin en önemli nedeni üzerine Türkiye’nin de dâhil olduğu 47 ülkenin oluşturduğu Avrupa Konseyi’nin yer alması. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit de bu konseyin üyeleri ile ortaklaştığı hukuki kararlara uymaması ile ilgili. Avrupa Konseyi’ne bağlı 47 devletin anayasalarında mevcut olan, Avrupa Konseyi’ne bağlı ülkelerde cezaevinde olan hiçbir insana ayrı muamele edemeyeceği kararının uygulanmaması ve yine bu maddeyi denetleyecek Avrupa İşkenceyi Önleme Örgütü’nün (CPT) Strasbourg’ta yer alması.

İşte Kürtler de bu kurumların bulunduğu bu şehre her yıl 15 Şubat’ta akın ederek, bu örgütlerin Öcalan üzerinde farklı uygulanan ve yasalarına aykırı Türkiye’nin tutumunun değiştirilmesini istiyor.

Yine bu yıl ayrıca Öcalan’ın tecridine karşı 61’inci gününe giren bir açlık grevi eylemi de var. Strasbourg’taki açlık grevindeki eylemcilerin çoğu Kürt halkının önemli değerleri olarak açığa çıkan Kürt siyasetçileri. Dolayısıyla uzun yürüyüş grupların burada buluşması da ayrıca bir önem kazanıyor.

ONLARCA FARKLI ÜLKEDEN 75 ENTERNASYONALİST

Tecride karşı yapılan yürüyüşler, “Tecridi kır, faşizmi yık, önderliği özgürleştir” şiarı ile İsviçre’nin Basel, Almanya’nın Mannheim kentleri ile Luxembourg’tan başladı. Günleri bulan bu yürüyüşlerin en dikkat çekici olanı Luxembourg uzun yürüyüşü olarak ortaya çıktı. Luxembourg yürüyüşünün önemli olmasının nedeni ise tamamının, 75 kişilik grubun enternasyonalistlerden oluşmasıydı. Enternasyonalistler, İspanya, Almanya, Portekiz, Kolombiya, Katalonya, Bask, Endülüs, Finlandiya, Galiçya, Norveç, İtalya ve İsviçre ülkelerinden gruplar halinde yürüyüşe katıldı.

ENTERNASYONALİSTLER NEDEN ÖCALAN İÇİN YÜRÜYOR?

Peki dünyanın birçok ülkesinden gelip, ki kimileri birkaç kezdir bu yürüyüşe katılıyor, her birinin ellerinde Öcalan’ın resminin bulunduğu bayraklar taşıyan enternasyonalistler neden Luxembourg ile Strasbourg arasındaki 223 kilometre boyunca yürüyor?

Yürüyüşün başından beri takip ettiğim enternasyonalistlerin uzun yürüyüşe katılmalarının en önemli nedeni Öcalan’ın fikirleriydi. Kimi doğrudan Öcalan’ın fikirlerini okuyup etkilenirken, kimisi de yine Öcalan’ın fikirlerinden kaynağını alan Rojava devriminden etkilenmiş ve sahiplenmişler. Bu yüzden sık sık “Rojava wê bibe goristana faşizme- Rojava faşizme mezar olacak” sloganlarını atarak ne kadar sahiplendiklerini de gösterdiler.

ROJAVA’NIN ENTERNASYONALİSTLER İÇİN ÖNEMİ

Rojava devrimini yaratan ve Kürtlerin makus tarihini değiştiren Kobanê’deki DAİŞ çetelerinin sonunun başlangıç savaşını veren Kürt kadınları ve erkeklerinden etkilendiğini gördüğüm enternasyonalistler için, Rojava devriminde yaşamını yitiren enternasyonalist gerillalar da bir tarih yaratıyor. Rojava devriminde yaşamını yitiren enternasyonalist isimler bu yüzden oluşturdukları 8 kişilik komite ismine dönüşmüş. Her komiteye bir Rojava enternasyonalist şehidinin ismi verilmiş.

Onlara göre Öcalan çok güçlü ve çağın sorunlarına çözüm vizyonu geliştiren bir filozof. Öcalan’ın özellikle demokratik modernite tanımlaması ve yine kadın özgürlük mücadelesine dair fikirleri enternasyonalist kadın ve erkekleri yürüyüşe çekiyor. Geçen yıllarda da katılanlar olurken, ilk kez de katılan mevcut.

Öcalan ile birlikte demokratik, ekolojik ve cinsiyet özgürlükçü paradigma enternasyonalistler için Kürtleri de tanımanın başlangıcı olmuş. Bu nedenle kimi Rojava devrimini yakından görmek için Rojava’ya gidebilmişken, kimisi de gitme planı yapıyor. Zaman içinde Kürtçeyi çok iyi öğrenmekte artık onlar için bir hedef haline gelmiş.

KÜRTÇE ÖĞRENMEK DE TEMEL BİR HEDEF HALİNE GELMİŞ

Örneğin Rojava’da toplam bir buçuk yıl kalan ve çok iyi Kürtçe konuşan Alman Amara Serbest bir jineoloji uzmanı olmuş. Geçen yıllarda Hasekê kentinde kurulan ilk jineoloji akademisinde yerini alırken, Öcalan’ın kadın özgürlük fikirlerinin temelini oluşturduğu jineolojiyi yakın zamanda kendi ülkesinde de kuracağının bilgisini bizimle paylaşıyor. Almanya’da kurulacak jineoloji akademisinde dersleri Serbest verecek.

‘JİN JİYAN AZADİ’ VE ENTERNASYONALİST KADINLAR

Enternasyonalistlerin yarısından fazlası kadınlardan oluşuyor. Öcalan üzerindeki tecridin kırılması için açlık grevini başlatan Leyla Güven’in kadın kimliği ile enternasyonalist kadınların bir araya gelmesi yürüyüşlerde sık sık “Hepimiz Leyla’yız” sloganları yükseldiği izlenimini verdi. Enternasyonalist 34 kadın 2 gün önce Leyla Güven’i iradeleri olarak kabul ettiklerini ve açlık grevinde yanında olduklarını belirten bir mektupta yolladılar. Enternasyonalist kadınların bir diğer dikkatle ve özenle kullandığı Kürtçe slogan, “Sara, Rojbin, Ronahi – Jin Jiyan Azadî” oldu.

Mimar, avukat, doktor, uluslar arası ilişkiler uzmanı, gazeteci ve daha birçok meslekten olan enternasyonalistler ideolojik düşünce olarak anarşizm, demokrasi, sol ve feminist görüşlere sahip. Örneğin, yürüyüşçülerden Alman Theo Albrecht enternasyonalist gençlerin Kürt hareketini desteklemesini önemli olarak değerlendirdiğini ifade ediyor ve genç Avrupalılar arasında Rojava’daki devrim büyük umutlar yarattığını söylüyor. Albrecht Rojava devriminin sol için de bir alternatif olduğuna dikkat çekiyor.

YAŞAMLARIYLA DA ÖZGÜRLÜK HAREKETİYLE BÜTÜNLEŞİYORLAR

Dört günlük yürüyüşte yaşam da Kürt özgürlük mücadelesinin yarattığı disiplin çerçevesindeydi. Sabah erken saatlerinde uyanan ve hep beraber eşyalarını bir insan zinciri ile araçlarına yükleyen enternasyonalistler, günün yürüyüş sonunda da aynı uygulama ile hızlı ve pratik bir ortaklaşmaya gidiyor. Aynı salonda kadınlı erkekli uyuyan enternasyonalistler, gece saat 12’yi bulduğunda bir sonraki yürüyüş için dinlenmeye çekiliyor. Yürüyüş dışında da çok düşünen, çok üreten bir enternasyonalist kitle mevcut. Enternasyonalistler yürüyüş öncesi ve sonrası kendi komünlerinde saatlerce tartışarak tekmiller alıyor.

HER BİRİ İLE ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ SÖZÜ DÜNYAYA YAYILIYOR

Uluslar arası komploya karşı uluslar arası bir mücadelenin örneği olan enternasyonalistler, Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanıncaya kadar yürüyeceklerine dair birbirlerine verdikleri sözler, her biri ile dünyanın dört bir tarafına yayılıyor.