Fransız siyasetçi ve STÖ temsilcileri: Tecrit derhal kaldırılmalı

Fransız siyasetçi ve sivil toplum örgütü (STÖ) temsilcileri, tecridin bir an önce kaldırılmasını, Paris Katliamı'nın sorumlularının yargılanması gerektiğini söyledi.

Fransa’nın başkenti Paris’te, katledilen üç Kürt kadın için yapılan yürüyüş ve mitinge, feminist, anti-faşist, sosyalist ve komünist birçok kurum ve şahsiyet katıldı.

Paris Katliamı’nın yıl dönümü vesilesiyle yapılan eyleme katılan siyasetçi ve sivil toplum örgütü temsilcileri katliama ilişkin Ajansımızın mikrofonlarına şunları söyledi :

Pascal Torre (Fransa Komünist Partisi Ulusal Üyesi) : Adaletin yerini bulması için, 6 yıldır bu yürüyüşe katılıyorum ve Rojbin benim çok yakın bir arkadaşımdı. Kürtler, hiçbir zaman adalet konusunda yanıt alamadı. Ama biz, Kürtlerle daima mücadele içinde olacağız. Şu anki isteğimiz; 3 kadının zanlılarının ortaya çıkarılıp açıklanması, öte yandan ise HDP milletvekillerinin özgürleştirilmesi. Çünkü HDP bugün, Kürtleri parti olarak temsil etmekte olan kurumdur ve aynı zamanda da Kürtlerin barış ve demokrasisini sağlayabilecek partidir.

Marie Threse Martinelli (Dünya Kadın Yürüyüşü-Marche Mondial): 6 yıldır, cinayetin hala çözümlenememiş olması bir skandaldır. Adaletin bir an önce yerini bulması lazım. Yargının politik olmaması lazım. Kürt meselesinin bir ‘terör’ meselesi olduğunu düşünmüyorum ve bu anlamda, geçtiğimiz günlerde; 3 Kürt liderinin de ‘terör listesi’ne alınmasını; savaşın derinleştirilmesinden başka birşeye hizmet etmeyecek bir tutum olarak değerlendiriyorum.

Renee le Mignot (Irkçılığa Karşı Mücadele Hareketi-MRAP Başkanı): 20 yıldan beri Kürtleri takip ediyoruz. Onlarla her zaman birlikte hareket ediyoruz. Rojbin’i çok iyi tanıyorum. Şimdi, 6 yıldır ise ; burada yürüyoruz, adaleti arıyoruz. Biliyoruz ki; bu katliamın arkasında Türk gizli servisi var. Ama bunun resmiyette de açığa çıkarılmasını istiyoruz. Mahkeme çok fazla bekletildi, o süreçte de sanık öldü. Adaletin yerini bulması için, Fransa’nın bu noktadaki rolünü oynaması gerekiyor. Oysa polisin elinde yeterli bilgi var. Neyi gizlemeye çalışıyorlar? Biz bu sorunun, gizlenenin ortaya çıkacağı güne kadar burada ve her yerde Kürtlerle olacağız. Öte yandan, 3 Kürt liderinin terörist listesine alınmasını normal bulmadığımı belirtmek isterim.

Pierre Laurent (Fransız Komünist Partisi -PCF- Paris Senatörü): Bu cinayet bizim için açıktır, ama mahkemelerin de bu davayı sonuçlandırıp, gerçek suçlularını ortaya çıkaracakları ana kadar burada olacağız. Bu davanın sonuçlanması elzemdir. Bu yüzden bu mücadeleyi sürdüreceğiz.

Biz, PKK’nin ‘terör listesi’nden çıkarılmamasını kınıyoruz. Öte yandan açlık grevleri yapılıyor, Leyla Güven ölüm sınırına geldi. Ortada çok değerli bir mücadele var. Aynı zamanda bir de Rojava gerçekliği var. Tüm bunlar etrafında, biz hep Kürtlerin yanında olacağız. Bugün Paris Katliamı’nın, cinayetinin aydınlatılması için buradayız ve bu mutlaka aydınlığa kavuşacak.

Jan Christophe (Sol Parti -PG- Toulouse Bölge Seçilmişi ve Merkez Komite Üyesi): 15 yıldır Kürtlerin mücadelesini takip ediyoruz. Burada bulunma nedenimiz, 3 Kürt kadın üzerine gerçekleştirilen skandal katliamda, adaletinin yerini bulması. :unun için yürüyoruz. Öte yandan ; Kürtlerin de statüsünün iyileştirilmesi ve Rojava’yla da dayanışmak için birlikte hareket etmekteyiz. Şu an, cezaevlerindeki siyasi tutsaklar ile Leyla Güven’in 60 günden fazladır yapmakta olduğu açlık grevileri de tehlikeli aşamaya gelmiştir. Bir an önce çözüme kavuşmasını istiyoruz. Leyla Güven, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin sona erdirilmesini istemektedir. Kürt halkı tecridin sona erdirilmesini istemektedir. Biz de bu haklı istemle dayanışma içerisindeyiz. Şunu belirtmeliyim ki; Öcalan’ın özgürleşmesi bizim açımızdan da elzemdir, çünkü Öcalan, sorunun çözümünde merkezi, en temel aktör olan kişidir. İşte bu yüzden Öcalan’ın özgürlüğünü çok önemli buluyoruz ve bu geciktirilmemelidir. Öte yandan; PKK de ‘terör listesi’nden çıkartılmalıdır.

Danielle Simonnet (Fransa Sol Parti -PG- Eş Koordinatörü): 6 yıldır Kürtlerle dayanışma içerisindeyim… Bu üç kadın katliamı, çok net bir şekilde, politik olduğu kadar, aynı zamanda da bir kadın kırımıdır.

Kimin suçlu olduğunu biliyoruz. Ve Fransa ise sessiz. Sessizdir, çünkü Fransa, Türkiye’yle ilişkisinin bozulabilecek olması ihtimalinden korkmaktadır. Çok iyi biliyoruz ki; Türk gizli servisi bu katliamı gerçekleştirmiştir ve Fransız devleti de buna sessiz kalmıştır.

Şimdi açlık grevleri de kritik aşamada. Leyla Güven ve diğer siyasi tutsaklar, barıştan yola çıkarak bu eylemi yapıyorlar. Bugün PKK’nin ‘terör listesi’ne alınması, işte bu kadın kırımı, Leyla Güven’in açlık grevi, Kürtlerin son dönemdeki konumları ve yaşanan savaş süreci bizi de tedirgin ediyor. Bizler, enternasyonal boyutuyla Kürt halkıyla ve özellikle Kürt kadınlarıyla dayanışma içinde olmalıyız.

Şunu da dile getirmek istiyorum: 16 Ocak günü Sol Parti (PG) eşsözcüsü ve aynı zamanda, birlikte birçok kişi Strasbourg’daki grevcileri ziyarete gideceğiz. Ve 25 Ocak’ta gerçekleşecek olan Leyla Güven’in mahkemesine de bir delegasyon olarak katılacağız.

Laurence Cohen (Val de Marne Senatörü ve Kadın Hakları Delegasyonu eski Başkanı): Kürt halkı özgürlük ve barış için mücadele etmektedir. Kürt kadınlarıyla sürekli dayanışma içinde olduğum gibi, bu yürüyüşte de yerimi almış bulunmaktayım.

Bir Fransız olarak çok üzgünüm ki; 6 yıldır 3 kadın kırımında hala adalet icra edilmemiştir. Katliam Paris’te gerçekleşti. Dava açıklığa kavuşturulmamışken, katilin ölümünden sonra dava sonlandırıldı. Bunu bir feminist olarak kabul etmiyoruz. Bu davanın arkasında farklı güçler var, biliyoruz.

Ben senatrist, komünist ve feminist bir kadın olarak bu davanın tekrar açılmasını ve katilin cezasız bırakılmamasını istiyorum. Özellikle; 3 Kürt kadının özgürlük mücadelesinde önemli bir yerinin olduğunu biliyoruz. Hem demokrasi hem özgürlük mücadelesi açısından onların verdikleri emek ve oynadıkları rolü biliyoruz.

Biz daha düne kadar Kobanê’de kadınların ve Kürtlerin mücadelesinden bahsederken, bugün Erdoğan’ın Kürtler üzerinde gerçekleştirmiş olduğu etnik imha ve katliamların tekrarı Kürtler için çok ağır bir durum, demokrasi için çok ağır. Erdoğan’ın imha ve etnik yaklaşımına rağmen, Kürtlerse hala özgrülük için mücadele ediyor. Hala barış çağrıları yapıyorlar.

Bizim isteğimiz Kürtler’in biran önce özgürleşmeleri ve Erdoğan’ın artık desteklenmemesi. Ona artık dur denilmesi gerekiyor. Kürtlerle dayanışma içinde olunması, bir çözüm üretilmesi gerekiyor.

Ben bugün buradayım, Kürtlerle yürüyorum ki; bir an önce rasistler, ırkçılar ve sağcılar artık, Kürtler gibi, tüm ezilen halklara karşı olan politikalarını durdurmalılar. Ve özellikle kadınlar, bu amaç için, Kürtler ve tüm ezilen halkların demokrasisi için biraraya gelmeliyiz.