Hrant Dink, Stockholm'de anıldı

İstanbul’da 19 Ocak 2007'de genel yayın yönetmenliğini yaptığı Agos gazetesi önünde kurşunlanarak katledilen Hrant Dink, 13. yıldönümünde İsveç'in başkenti Stockholm'de düzenlenen bir etkinlikle anıldı.

Parlamentoda grubu bulunan 8 partinin milletvekili düzeyinde temsil edildiği Türkiye'de İnsan Haklarını Destekleme Komitesi, İsveç PEN Kulübü, İsveç Gazeteciler Sendikası ve İsveç-Ermeni Federasyonu'nun örgütlediği toplantının ev sahipliğini İşçi Eğitim Birliği yaptı.

Anma etkinliği Dink'in Aralık 2006'da konferans verdiği İşçi Eğitim Birliği'nin (ABF) salonunda düzenlendi.

Dönemin İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Önen'le birlikte Dink, İsveç Parlamentosu ve İşçi Eğitim Birliği'nde düzenlenen konferaslara konuşmacı olarak katılmıştı.

Etkinlik, Dink anısına yapılan bir dakikalık saygı duruşu ve Ermeni bir sanatçının Sarıgelin şarkısını flütle seslendirmesiyle başladı.

TURAN: DİNK'E SALDIRI DEMOKRASİN TEMEL DEĞERLERİNE SALDIRIDIR

Türkiye'de İnsan Haklarını Destekleme Komitesi adına bir konuşma yapan İsa Turan, Hrant Dink'in katledilmesinin basın, ifade özgürlüğü ve demokrasinin temel değerlerine yapılan bir saldırı olduğunu söyledi.

Dink'in katledilmesinin üzerinden 13 yıl geçmesine rağmen cinayetin gerçek sorumlularının cezalandırılmadığına dikkat çeken Turan, “Adalet yerini bulanan ve gerçek katiller cezalandırılıncaya kadar kararlı mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

DURMUŞ: GAZETECİLER BÜYÜK BEDELLER ÖDEDİ

Etkinliğe görüntülü olarak bağlanan Türkiye Gazeteciler Sendikası Başkanı Gökhan Durmuş, Türkiye'de ağır basın ve ifade özgürlüğü ihlalleri olduğunu ve gazetecilerin büyük bedeller ödediklerini söyledi.

15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden sonra kapatılan gazete ve medya kuruluşları, tutuklanan gazeteciler hakkında rakamlar ve örnekler veren Durmuş, “katledilen Hrant Dink, Metin Göktepe, Uğur Mumcu ve Abdi İpekçi bizim örnek aldığımız gazetecilerdir” dedi.

Durmuş, konuşmasının sonunda aydın, gazeteci, sanatçı ve insan hakları savunucularının baskı ve saldırılara karşı dayanışmalarının önemine vurgu yaptı.

GÜLERYÜZLÜ: DİNK DOĞRULARI SÖYLEDİĞİ İÇİN KATLEDİLDİ

Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Can Güleryüzlü, Hrant Dink'in yalanlara karşı doğruları savunduğu için 13 yıl önce katledildiğini söyledi.

Dink'in yalanlara karşı çıktığı ve Dersim katliamı hakkında yazdığı bir makaleden ötürü devlet tarafından hedef olarak alındığını ve 3 yıl sonra da emniyet güçleriyle ilişkisi olan faşist görüşlü biri tarafından katledildiğini hatırlattı.

Güleryüzlü, Dink'in katledilmesinin onlarca amacı olduğunu belirttikten sonra şu değerlendirmelerde bulundu:

“Türkiye'nin toplumsal kutuplaşmadan beslenen ve bu sayede hem ekonomik hem de siyasi güç devşiren anlayışların kendilerini koruması, Türkiye iç siyasetindeki dengelerin değiştirilmesi, muhalefete gözdağı verilmesi ve mesleğimiz gazeteciliğin yapılmasının engellenmesidir. Hrant'ın katledilmesiyle gerçeklerin dillendirilmesi, halkın doğruları öğrenmesi, iktidar sahiplerini halk adına denetlemesi, toplumsal birlikteliğin ve demokratik hukuk ilkelerinin sağlanmasının engellenmesi amaçlanmıştır.”

Dink'i öldüren muhafazakar ve faşist anlayışların aradan geçen 13 yıl içinde amaçlarına büyük ölçüde ulaştıklarını söyleyen Güleryüzlü, “Bugün Türkiye'de nesnel ve bağımsız habercilik ve basın özgürlüğü büyük oranda yok edilmiştir” dedi.

AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana Türkiye'nin Basın ve İfade Özgürlüğü Endeksinde 99. sıradan 154. sıraya gerilediğine dikkat çeken Güleryüzlü, 132 kişinin sırf gazetecilik yaptıkları için cezaevinde tutulduğunu söyledi.

LÖFGREN: TÜRKİYE'DEKİ DURUM İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ AÇISINDAN FELAKETTİR

İsveç PEN Kulubü Yönetim Kurulu Üyesi Elisabet Löfgren, Dink'in gerçekleri dile getirdiği için Türk devleti ve milliyetçi çevreler tarafından hedef alınıp öldürüldüğünü söyledi.

Löfgren, şunları ekledi: “Aradan geçen 13 yıl içinde Türkiye'deki durum insan hakları ve ifade özgürlüğü ihlalleri açısından felakettir. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temuz 2016'daki darbe girişiminden sonra onbinlerce kişiyi temelsiz suçlamalarla cezaevlerine attı. 3 bin okul ve eğitim kurumu kapatıldı. 18 bin akademisyen ve hukukçu işten attı.”

“Dünyanın hiç bir yerinde Türkiye'deki kadar çok gazeteci cezaevinde bulunmuyor” diyen Löfgren şöyle noktaladı: “Gerçekleri dile getirme cesareti gösteren gazeteciler baskı, saldırı ve tutuklamalarla karşılaşıyor. Sosyal medya hesapları kapatılıyor. Uzun süre cezaevinde kalıyorlar ve Türkiye'deki adalet sistemi uzun süredir güvenirliğini yitirdi. Hakimler, ifade özgürlüğü hakkını kullananlara uzun hapis cezaları veriyor.”

Gazeteciler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Anders Forsström, Af Örgütü Dergisi Yazı İşleri Müdürü Ulf Andersson ve Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Başkanı Erik Haljaer, konuşmalarında aradan 13 yıl geçmesine rağmen Dink davasının sonuçlanmamasını eleştirdiler. Davanın takipçisi olacaklarını söylediler.