Jelpke: Rapor PKK yasağının işe yaramadığının itirafıdır

Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın Kürt kurumlarını kriminalize ederek hedef göstermesine tepki gösteren parlamenter Ulla Jelpke, "Son rapora göre PKK’nin Almanya’daki üye sayısı bir önceki yıla göre arttı, bu da yasakların işe yaramadığının itirafıdır” dedi.

Almanya'nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı 2017 yılı raporu geçtiğimiz Salı günü basına açıklanmıştı. PKK'nin diğer yıllara göre gücünü koruduğu belirtilen rapora göre Almanya'da PKK'nin "üye, taraftar sayısı" sayısı 14.500 bin. Geçtiğimiz yıl bu rakamın 14 bin olduğu öne sürülmüştü.

Ayrıca Almanya Kürt Demokratik Toplum Merkezi (NAV-DEM), Kürt tutuklarının hakları için mücadele eden Azadî ve Yeni Özgür Politika gibi Kürt kurumları kriminilaze edilerek hedef gösterilmişti. Almanya’da Kürt halkının özgürlük mücadelesini yakından tanıyan isimlerin başında gelen Sol Parti Milletvekili Ulla Jelpke, Anayasayı Koruma Teşkilatı’na tepki göstererek, raporda yapılan tespitleri eleştirdi.

‘PKK YASAĞININ KİMSEYE FAYDASI YOK’

Aynı zamanda Federal Meclis’te bulunan muhalefet partilerinden Sol Parti’nin içişleri sözcüsü olan Jelpke, rapora ilişkin ANF’nin sorularını yanıtladı. Merkel’in başbakanlığındaki federal hükümetin Kürtlere yönelik kriminalize siyasetinden vazgeçmesini isteyen Jelpke, demecinde "PKK yasağının kimseye faydasının bulunmadığının belirtti.

Şu anda 1993 yılından bu yana Almanya’da uygulanan PKK yasağının kaldırılması için çok iyi fırsatların ortaya çıktığına dikkat çeken Jelpke “Son rapora göre PKK’nin Almanya’daki üye sayısı bir önceki yıla göre arttı, bu da yasakların işe yaramadığının itirafıdır. Yasağın NATO üyesi Türkiye’nin sakinleştirilmesi dışında hiçbir faydası yok” diye konuştu.

Alman parlamenter, ülkede yaşayan Kürt yurttaşların sadece Kürtlerin özgürlük mücadelesiyle dayanışma içinde olduklarını belirttikleri için yasaklarla karşılaştıklarını ve bunun da anayasanın tanıdığı hakların ihlali olduğunu ifade etti.

‘İSTİHBARAT AÇIKÇA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE SALDIRIYOR’

Anayasa Koruma Teşkilatı’nın Almanya’da resmi olarak yayın yapan Yeni Özgür Politika gazetesinin de “PKK gazetesi” olarak nitelendirilmesini kınayan Alman siyasetçi “İstihbaratın amacı Kürt özgürlük mücadelesine ilişkin haberlerin yayınlanmasını ve NATO partneri Türk devletinin işlediği savaş suçlarının duyulmasını engellemektir” diye konuştu.

Ayrıca Jelpke, Alman istihbarat kurumun da Türk devletinin böylesi yayınları ‘terörizm’ olarak ele alan yaklaşımını sergilediğine dikkat çekti. Anayasa Koruma Teşkilatı’nın Özgür Politika’yı hedef gösteren ifadesi için Alman siyasetçi “Bu açıkça basın özgürlüğüne saldırı anlamına geliyor” görüşünü dile getirdi.

‘İSTİHBARAT ERDOĞAN’IN TAKTİKLERİNİ UYGULUYOR’

Alman istihbaratının 2017 yılı raporunda dikkat çeken bölüm ise 16 Nisan 2017 günü Türkiye’de gerçekleşen anayasa değişikliğine ilişkin yapılan oylamada “hayır” çıkması için Avrupa’da düzenlenen kampanyaların da PKK taraftarları tarafından organize edildiğine ilişkin iddialardı. İstihbaratın bu tespitlerini de sert eleştiren Alman parlamenter, şu hususlara dikkat çekti:

“Diktatörlük rejiminin önünü açan anayasanın oylandığı referandum sırasında Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da da aralarında HDP, sosyal demokratlar, liberaller ve Alevi derneklerinin de olduğu değişik demokratik güçler ‘Hayır’ kampanyası çatısı altında bir araya geldi. İstihbaratın böyle geniş bir kampanyayı PKK’ye mal etmesi Erdoğan’ın taktiklerine benziyor. O da anayasa oylaması sırasında bütün karşıtlarını terörist olmakla suçlamıştı.

Ayrıca söylendiği gibi PKK’nin taraftarlarını tek adam diktatörlüğüne karşı harekete geçirmişse ve kampanyalar organize etmişse demek ki gerçekten PKK Türkiye’nin demokratikleşmesi için mücadele ediyor ve Anayasa Koruma Teşkilatı’nın tahminin aksine terörist bir örgüt değil.”

Parlamenter Ulla Jelpke raporda MİT’in Almanya’daki faaliyetleri, AKP rejiminin kurumları UETD ve DİTİB’e ilişkin yapılan yorumlara da dikkat çekerek federal hükümete şu çağrıda bulundu: “Bu tespitlerin gereği neyse onlar derhal yapılmalı. Örneğin Türk devletinin diyanet kurumu olan DİTİB’e devlet yardımları kesilmeli. Ancak öyle görünüyor ki federal hükümet Türk soluna ve Kürt gruplarına karşı harekete geçme gereği duyuyor.”