KCDK-E: Coğrafyamızı ekolojik toplum bilinciyle sahiplenelim

KCDK-E Ekoloji Komitesi, Akbelen Ormanları'nı kesip ranta açan AKP-MHP faşist iktidarının Kurdistan ormanlarını da aynı zihniyetle yaktığına işaret ederek, “Halkımız doğanın evrenselliği ilkesi ile ekolojik bir toplum bilinciyle sahiplenmelidir” dedi.

Avrupa Demokratik Kurdistanlı Toplumlar Kongresi (KCDK-E) Ekoloji Komitesi, AKP-MHP'nin Kurdistan ve Türkiye coğrafyasını şirketlere peşkeş ederek doğayı yaşanmaz hale getirmesinin halka dönük sistemli bir soykırım politikası olduğuna dikkat çekerek, halkın Kurdistan’ın toprağını, suyunu ve ormanlarını savunması gerektiğini söyledi. 

KCDK-E Ekoloji Komitesi'nin konu ile ilgili açıklaması şöyle: 

"Doğal yaşam alanlarını talan ve yağmaya açarak enerji ve inşaat şirketlerine palazlayan AKP-MHP faşist iktidarı doğayı yakmaya ve kesmeye devam ediyor. Kurdistan ve Türkiye coğrafyasını enerji ve inşaat şirketlerinin aç gözlü kar hırsına peşkeş çekerek doğayı yaşanmaz hale getiriyor. Faşist iktidar toprağı, içtiğimiz suyu gasp ederek yaşam alanlarını cehenneme dönüştürmeye devam ediyor.
Muğla’nın Milas ilçesinde Akbelen orman katliamına karşı köylülerin ve ekolojistlerin başlattığı eylem devam ediyor. Rantçıları koruyan ve devlet direnişi, asker eşliğinde geriletmeye çalışsa da direniş kararlılıkla sürüyor. Direnişçiler, "Her ağacı tek tek savunacağız" pankartları kararlılıklarını yansıtıyor.

Eş zamanlı olarak da Kurdistan’da Cûdî’deki ormanları yakan devlet orman yangınlarına müdahaleye izin vermiyor. Şırnak ile Silopi ilçesi arasında bulunan bölgede çıkan orman yangınları askerlerin ağaç kesimleri ve ormanları yakmalarıyla durum çok ciddi bir noktaya gelmiştir. Türkiye Orman Bakanlığı da Cûdî’de herhangi bir yangın olmadığı yalanını kamuoyuna açıklamaktan utanmamaktadır. Çıkan yangınlara müdahale edilmediği gibi, söndürmek için seferber olan halk, askerler tarafından engellenmektedir.

Kürt halkına düşmanlık politikasının devamı olarak süren, asker vb. çeteler tarafından tahrip edilen ormanlar sahiplenilmezse büyük bir doğa kırımına sebep olacağı kesindir. Yıllardır Kurdistan’ı insansızlaştırmayı hedefleyen devlet bununla yetinmeyip Kurdistan’ın doğasını, havasını, suyunu, tarihini hedef almaktadır. Aynı zamanda yaşayan tüm canlılar üzerinde bir eko kırım sürdürmektedir.

Ekolojik kırımın askeri bir strateji olarak halkın mücadelesini bastırmak için kullanılması uluslararası hukuka göre bir savaş suçudur ve kabul edilemez. Ormansızlaştırma bu anlamda en yaygın başvurulan metotların başında gelmektedir. Halkımız doğamıza karşı işlenen suçların varlığımıza dönük sistemli bir soykırım politikası olduğu gerçeğiyle her alanda Kurdistan’ın toprağını, suyunu ve ormanlarını savunmalıdır.

Akbelen’deki ormanları kesip ranta açan zihniyetle Kurdistan ormanlarını yakan zihniyet aynı iktidardır. Halkımız doğanın evrenselliği ve doğanın ırkı olmaz ilkesi ile ekolojik bir toplum
bilinciyle sahiplenmelidir.