KCDK-E: Efrîn'i sahiplenerek işgali önleyebiliriz

KCDK-E, "Efrîn halkının sesi olmak için, işgale karşı mücadeleyi yükseltelim" diyerek, 8 Haziran'daki büyük yürüyüşe çağırdı.

KCDK-E Eşbaşkanlık Divanı, Efrîn işgaline karşı bugün yazılı bir açıklama yayımladı.
Açıklamada, "Efrîn’i işgal eden Türk devleti, katliam, saldırı ve talanla o toprakların esas sahiplerini göçertti, evlerine, mallarına, tarihsel ve inanç değerlerine barbarca saldırdı. Tüm Kürdistan'ın işgalini hedefleyen Türk devleti, Efrîn’i eli kanlı çeteleri ile doldurarak Kürdistan'ın diğer bölgelerine büyük bir tehdit olmayı sürdürmektedir. TC’nin uluslararası egemen güçlerin desteğini alarak gerçekleştirdiği bu soykırım işgali, Efrîn’e örülen duvarlarla utanca dönüşmüştür" denildi.

'ETNİK TEMİZLİĞİN MERKEZİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ'

"Hiçbir hukuk ve uluslararası kurala uymayan Türk devleti ve onun AKP-MHP faşist bloku, Kürdistan coğrafyasını saldırarak, bombalayarak Efrîn'i işgal etti" vurgusunun yapıldığı açıklamada, şöyle devam edildi:
"Kürtlerle barış içinde birlikte yaşayan Efrîn halklarının toprakları, dünyanın gözü önünde işgal ve talan edildi. Demokratik yaşamın örnek bir modeline yapılan bu saldırı tüm ilerici insanlığa, özgürlük ve eşitlik paradigmasına karşı yapılmıştır. Efrîn'in işgaliyle büyük bir göç gerçekleşmiş ve dışarıdan yerleştirilen çetelerle bölgenin demografik yapısı değiştirilmiştir. Efrîn, insanlık düşmanı DAİŞ ve cihadist grupların merkezi yapılmış ve Kürtlerin topyekûn etnik temizliğinin planlandığı merkeze dönüştürülmüştür.

'TÜM KÜRDİSTAN TEHDİT ALTINDA' UYARISI

Efrîn’de gerçekleştirilen işgal, göstermiştir ki, tüm Kürdistan bir tehlike altındadır. Dört parçadaki Kürdistanlılar, Ortadoğu devrimci-demokratları ve dünya ilerici vicdan sahibi insanlar, buna karşı kararlı mücadelelerini sürdürmektedirler.
Türk devleti ve onun faşist AKP-MHP ittifakı, Kürt düşmanlığında sınır tanımıyor. Öyle ki insanlığın umudu olan Rojava’daki kadın özgürlükçü ve eşitlikçi modelin tüm Ortadoğu’da hayat bulmasının önüne geçmek istemektedir. Bu nedenle Kürt karşıtı kirli savaşı hem içeride hem de dışarıda daha da pervasız hale getirmektedir. Sınır ötesi operasyon adı altında Güney Kürdistan’a dönük yoğun işgal girişimleri bu nedenledir. Güney Kürdistan’a dönük sınır ötesi operasyon adı altında yapılan bu işgal girişimlerinin bir diğer sebebi de İstanbul seçimleri için milliyetçi oylara malzeme olarak kullanılmak istenmesidir."

'ULUSLARARASI GÜÇLER SUÇ ORTAĞI'

Uluslararası güçlerin sessizliğinin Türk devletinin önünü açtığına, başta Güney olmak üzere tüm Kürdistan’da işgal ve saldırılarını pervasızlaştırıldığına dikkat çekilen açıklamada, "Rusya’nın Efrîn işgalinde hava sahasını açarak Türk devletinin işgaline açık destek sunması ve uluslararası güçlerin buna sessiz kalmaları, bu işgalde onları suç ortağı yapmıştır. Bugün Güney Kürdistan'a yönelik Türk devletinin işgal saldırılarına karşı da benzer bir sessizlik sürüyor. Uluslararası sessizlik ve suç ortaklığı Kürdistan'ın her parçasında katliamlara zemin sunuyor" diye kaydedildi.

'GÜÇLÜ BİR SAHİPLENMEYLE ENGELLEYEBİLİRİZ'

Açıklamada şu ifadelere de yer verildi:
"Efrîn’de örülen duvarlarla kalıcılaştırılmak istenen işgale karşı durmak ve  Efrîn halkının topraklarına tekrar dönmesini sağlamak için daha güçlü bir sahiplenmeye ihtiyaç vardır. Efrîn’i işgalden kurtarmak ve yeni işgallerin önlenmesi ancak etkin bir şekilde sahiplenmeyle mümkündür. 
Avrupa halklarına işgalci Türk devletinin gerçek yüzünü teşhir ederek bunu durdurabilecek gücümüz vardır. 
Leyla Güven’in öncülüğüyle başlayan ve yaklaşık 7 ay süren tarihi açlık grevi ve ölüm orucu direnişleri, Kürdistan halkları ve ilerici insanlığın önderi olmuş Öcalan üzerindeki tecridi kırmış ve dünya kamuoyunun gündemine sokmayı başarmıştır. Faşizmi dipten sarsmış bu tarihsel direnişin ışığında Efrîn ve Güney Kürdistan’ı güçlü sahiplenmeliyiz. Türk devletinin tehditlerine ve işgal emellerine karşı benzer bir kararlı mücadele vererek geriletebiliriz.
Efrîn’in etrafına betondan duvarlar örerek Kürdistan’dan koparmak, DAİŞ ve cihadistlerin katliam planlama merkezlerine dönüşmesini sağlamak isteyen Türk devleti ve diktatör Erdoğan’a karşı Efrîn’i güçlü bir sahiplenmeyle savunmalıyız. Aynı emellerini Güney Kürdistan üzerinden gerçekleştirmek isteyen işgalci Türk devletine karşı kararlı bir şekilde mücadele vermeliyiz. Uluslararası kurumları, insanlık ve tüm toplumsal katmanları bilgilendirerek Efrîn’i sahiplenmeyi büyütmeliyiz."

'8 HAZİRAN'DA BÜYÜK YÜRÜYÜŞE KATILALIM'

KCDK-E, 8 Haziran'da düzenlenecek yürüyüşe katılım çağrısı yaparak, şöyle dedi: "8 Haziran Cumartesi günü, Ebert Platz, 50668 Köln adresinde gerçekleşecek büyük yürüyüşe vicdan sahibi kurum, aydın, herkesi katılmaya çağırıyoruz. Sadece katılma değil, herkesi tüm imkânları ve yeteneklerini, ilişkilerini kullanarak bu sahiplenmenin güçlü geçmesi için çaba sarf etmeye ve Efrîn’in sesi olmaya çağırıyoruz."