Almanya’nın Hildesheim kentinde 19 Şubat 2018 günü Türk devleti ve çetelerinin Efrîn’e yönelik saldırılarını protesto etmek için bir yürüyüş gerçekleştirilmişti. Yürüyüşe katılan Kürdistanlılar ve dostları Efrîn’deki tarihi direnişle dayanışma amacıyla YPG/YPJ bayraklarını açmıştı.

Ancak YPG/YPJ bayraklarının yasaklı olduğu gerekçesiyle polis gösteride provokasyon girişimlerinde bulunmuş, yürüyüşe katılanlardan NAV-DEM Eşbaşkanı Tahir Köçer halkı “pasif direnişe” davet etmişti. Polis ise daha sonra Köçer’in yürüyüşteki konuşmasını gerekçe yaparak hakkında soruşturma başlatmıştı.

Aşağı Saksonya Eyaleti’nin Braunschweig kentindeki mahkemede ilk duruşması görülen Köçer bugün yeniden hakim karşısına çıkacak. NAV-DEM Eşbaşkanı “dernekler yasasını ihlal etmekle” suçlanıyor. Davanın bugünkü duruşmasında bir kararın çıkması bekleniyor.

Almanya İçişleri Bakanlığı’nın 2 Mart 2017’de eyaletlere gönderdiği, 29 Ocak 2018’de güncellenen genelgeyle Kürt kurumlarına yönelik kriminalizasyon politikaları tırmandırılmıştı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın posterleri ile DAİŞ’e karşı savaşta dünya çapında büyük sempati kazanan YPG/YPJ’nin de aralarında bulunduğu Kürt kurumlarının bayrak ve sembollerine yönelik yasağı, açılan davalar ve Kürt kurumlarına yönelik baskınlar izlemişti.

Erdoğan rejimiyle yaşanan kriz ve gerginliklerin unutulup yerine Berlin-Ankara hattında başlayan derin siyasi-askeri işbirliğin faturası Almanya’da yaşayan Kürtlere kesilmişti. 2018 yılı boyunca Almanya’nın birçok kentinde yasal faaliyetlerini sürdüren dernekler polis tarafından basılırken, resmi bir kurum olan Kürtlerin en örgütlü çatı organizasyonu NAV-DEM’in gerçekleştirmek istediği gösteri ve etkinlikler de yasaklanmaya çalışılmıştı.