Kürtlerle uğraşan istihbarat, Neonazileri unuttu!

Alman istihbaratı, Kürt kurumlarını kriminalize etmeyi sürdürdü. 2018 raporunda, tehlike saçan Neonaziler yerine Kürtler hedef alındı.

Almanya'nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın 2018 yılı raporu, başkent Berlin'de düzenlenen basın toplantısında kamuoyuna açıklandı. Anayasayı Koruma Teşkilatı Başkanı Thomas Haldenwang ve İçişleri Bakanı Horst Seehefer’in katıldığı rapor toplantısında, Almanya'da takip altında olan kurum ve organizasyonlara ilişkin bilgiler verildi.

AŞIRI SAĞCILAR ÖLÜM SAÇIYOR, İSTİHBARAT KÜRTLERİN PEŞİNDE

Raporda aşırı sağcı grupların ülke güvenliği açısından en tehlikeli boyuta ulaştığı belirtildi. 24 bin 100 olarak açıklanan “aşırı sağcı” sayısıyla Neonazi sayısı en yüksek düzeye ulaşırken, bunlardan 12 bin 700’nün her an şiddete karışmaya hazır olduğu bildirildi. Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke’nin 2 Haziran’da bir Neonazi tarafından öldürülmesinin ardından, aşırı sağ terörüne ilişkin kaygılar artmıştı.
9 bin aşırı solcunun ise şiddet eğilimi olduğunun öne sürüldüğü raporda, genel olarak “siyasi içerikli şiddet olayı sayısı” 20 bin 431’e düşerken, “aşırı sağ kaynaklı şiddet” sayısının ise 2017’e göre yüzde 2,3 artarak 1156’ya çıktığı ifade edildi. Vali öldüren ve birçok yerel yönetici ile siyasetçileri ölümle tehdit eden aşırı sağcı grupların örgütlenmelerine gözünü kapatan istihbarat, bir kez daha hiçbir şekilde şiddete karışmayan sol grupları, Kürdistanlı ve Türkiyeli devrimci hareketleri hedef gösterdi.

‘KÜRDİSTAN İLE DAYANIŞMA’ HEDEF GÖSTERİLDİ

İstihbarat raporunda, Türk devletinin Efrîn’e yönelik işgali ile Erdoğan’ın ülke gelişi sırasında Berlin ile Köln kentlerinde gerçekleşen protesto gösterilerine dikkat çekildi. Raporda, istihbarat birimleri, “Aşırı sol yapı Türk ordusunun Suriye’nin kuzeyine yönelik askeri saldırıları ile Türkiye’de gelişmeleri aşırı Türk-Kürt gruplarla birleşmek için kullandı” şeklindeki ifadelerle, Alman sol grupların Kürdistan ve Türkiye’deki gelişmeler karşısında sergilediği duyarlılığı kriminalize etmek istedi.
Ayrıca raporun “aşırı sol grupların eylem faaliyetleri” bölümünde ise “Kürdistan ile dayanışma” adıyla yer alan bir başlık ayrıldı. Alman sol grupların Kürdistan’daki gelişmeler ve Kürt özgürlük mücadelesiyle dayanışma amacıyla gerçekleştirdiği gösteri ve etkinlikler, “radikal solun faaliyetleri” olarak adlandırıldı. Özellikle “Interventionistische Linke“ IL-Müdahaleci Sol”, “Rote Hilfe e.V”, Alman Komünist Partisi (DKP), Almanya Marksist-Leninist Parti (MLPD)’nin “Hoş gelmedin Erdoğan” adıyla Erdoğan’ın Almanya’ya gelişini protesto eden gösterilere destek vermelerinden dolayı hedef gösterildi.

SEÇİM ÇALIŞMALARI PKK’YE MAL EDİLDİ

Almanya’da 1993 yılından bu yana 'yasak' olmasına ve adına hiçbir resmi faaliyetin olmamasına rağmen PKK, 2018 raporunda da yer aldı. 388 sayfalık raporda, bir önceki yılın aksine bu kez Kürtler ve PKK'ye 17 sayfa ayrıldı. “İslami olmayan, güvenliği tehdit eden yabancı aşırı örgütler” bölümünde PKK’ye, 2017’de 30 sayfa ayrılmıştı.  PKK'nin 2018’de de gücünü koruduğunun belirtildiği raporda, Almanya'da PKK'nin "üye, taraftar sayısı" 14.500 bin olarak açıklandı. Geçtiğimiz yıl da aynı rakamlar açıklanırken, iki yıl önce bu rakamın 14 bin olduğu öne sürülmüştü.
Almanya’da 2018’de PKK’ye mal edilen faaliyetler ise şu üç eksende savunuldu: Türk ordusunun Efrîn’e yönelik saldırıları, 24 Haziran 2018’de Türkiye’de yapılan genel ve cumhurbaşkanlığı seçimleri, 1999’dan bu yana tutuklu olan Öcalan’ın sağlı ve cezaevi koşulları." Ayrıca “PKK’nin ana talebi” içinse şu ifade edildi: “Türkiye’nin yanı sıra Suriye’de Kürtlerin kültürel ve siyasi haklarının verildiği otonomi.”
İstihbarat, 24 Haziran seçimleri öncesinde HDP’ye destek amacıyla yapılan gösteriler ve HDP’nin başarısı için gerçekleşen kutlamaların büyük bölümünün “PKK yanlıları” tarafından organize edildiğini öne sürdü. 
Aynı şekilde Türk devleti ve çetelerinin Efrîn’e yönelik işgal girişimlerini protesto eden gösterilerin de PKK’ye mal edilmesi dikkat çekti. 2018’in başında aralarında Kürdistan’ın dört parçasından kuruluşun da bulunduğu çok sayıda Alman, Türk ve diğer halklardan organizasyonların çağrısıyla Efrîn işgali protesto edilmişti.

‘GENÇLER PKK’YE KATILMAK İÇİN İNTERNETTE ÖRGÜTLENİYOR’

Almanya’da yaşayan Kürdistanlıların gerçekleştirdiği etkinlik ve festivallere ilişkin bilgilerin de verildiği raporda, PKK’nin organize ettiği iddia edilen gösterilerde ana konunun Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın durumu ve Türk ordusunun saldırıları olduğuna dikkat çekildi. Ayrıca Almanya Kürt Demokratik Toplum Merkezi'nin (NAV-DEM) izin alarak gerçekleştirdiği etkinlikler de kriminilaze edildi.
Raporda dikkat çeken bir başka ayrıntı ise internette örgütlenerek PKK’ye katıldığı iddia edilen gençlere ilişkin. İstihbarata göre, gençler, internet ortamında PKK’nin mücadelesini takip ederek örgütleniyor. Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın yıllık raporunda, “Kürt halkının özgürlük mücadelesi” kelimeleriyle gençlerin internet ortamında bilgi alış verişi yaptığı ve seyahat bilgileri elde ederek PKK’ye katıldığı görüşü dile getirildi. Son yıllarda DAİŞ çetelerine karşı mücadele etmek için Almanya’dan çok sayıda aktivist YPG/YPJ’e katılmış ve bu durum da devlet birimlerini rahatsız etmişti.

KÜRT MEDYASI DA HEDEFTE

Bu yılın raporunda da Kürt medyası bir kez daha hedef gösterildi. Alman istihbarat birimlerinin Kürt medyasına yönelik Türk devletiyle aynı dili kullanması dikkat çekti. PKK’nin çok yönlü şekilde medya araçlarını kullandığını öne süren istihbarat, bu faaliyetlerin ise Almanya’da bir “Kürt siyaseti” oluşturulması amacıyla gerçekleştiğini savundu.
Almanya’da resmi olarak yayımlanan Yeni Özgür Politika gazetesi için “PKK’nin günlük gazetesi”, ANF için ise “PKK’ye yakın haber ajansı” ifadelerini kullanan Alman istihbaratı, ajansımızın Türkçe, Kürtçe, İngilizce, İspanyolca, Arapça ve Farsça servislerini de hedef gösterdi. Kürdistan’daki gelişmeleri birçok dilde yansıtmayı hedef alan ajansımız için raporda “Çok dilli yayınlarla amaç Ortadoğu’daki gelişmeleri PKK’nin bakış açısıyla Avrupa ülkelerine yansıtmak” görüşü öne sürüldü.

‘PKK YABANCI ÖRGÜTLER İÇİNDE EN GÜÇLÜSÜ’

HPG gerillalarının eylemlerini yayımlayan Gerilla TV’nin de yayınlarına dikkat çeken istihbarat, sosyal medyanın PKK için önemli bir alan olduğunu savundu. Youtube ve Twitter gibi sosyal medya siteleri üzerinden gerilla birliklerinin propagandasının yapıldığının aktarıldığı istihbarat raporunun son bölümünde ise PKK için, “Yabancı örgütler içinde en örgütlüsü ve en fazla üye sayısı olanı” ifadesi kullanıldı.