NCDK-S: İsveç Kürt gencini iade ederek hukuku çiğnedi!

NCDK-S, İsveç'in Kürt genci Resul Özdemir'i Türkiye'ye teslim etmesine sert tepki göstererek, "İsveç kendi hukukunu da çiğnedi. Özdemir'in can güvenliği yok" dedi.

İsveç Demokratik Kürt Toplum Merkezi  (NCDK-S) tarafından bugün yapılan yazılı açıklamada, Kürt genci Resul Özdemir'in Türkiye'ye teslim edilmesine dikkat çekildi.

'İSVEÇ KENDİ HUKUKUNU DA ÇİĞNEDİ'

NCDK-S'nin açıklaması şöyle:
"Bundan bir süre önce İsveç hükümeti Resul Özdemir adında bir Kürt genci Türkiye teslim ederek bir skandala imza atmıştır. Tıpkı bundan iki yıl önce Norveç hükümetinin siyasi iltica konumunda olan Gülizar Taşdemir adında bir Kürt kadını Türkiye'ye teslim ettiği gibi İsveç’in siyasi iradesi de aynı biçimde uluslararası iltica hukukuna uymayarak, ama aynı zamanda kendi ulusal hukuk ve yasalarını da çiğnemiştir.

'CAN GÜVENLİĞİ YOK'

3 yıldır İsveç’te yaşayan ve iltica başvurusunda bulunan, bu anlamda güvenliği İsveç hükümetine ait olan Resul Özdemir şu an Türkiye’de can güvenliği tehlikede olduğu İsveç hükümeti de bilmektedir. Çünkü Resul Özdemir, Türkiye’de muhalif konumunda olan bir genç olmasının yanında Türkiye mahkemeleri tarafından ağır cezaya çarpıtılmış bir insandır. Ve tüm dünya biliyor ki Türkiye’de sistematik olarak işkence vardır, hak ve hukuk, yasal güvence ve savunma gibi hiçbir stardandı olmayan bir ülke konumundadır. Dolayısıyla İsveç hükümeti Resul Özdemir’in yaşama hakkını düşünerek bir karara gitmesi gerekmekteydi. Ancak bunun yerine bir Kürt genci Kürtlerin celladı konumunda olan Türk devletine teslim etmiştir.

İsveç hükümetinin Resul Özdemir’in teslim etmesinin gerekçesi, ilgili şahsın kriminal suçlara bulaşması ve bu nedenle 6 ay İsveç cezaevinde kalmasıdır.
Resul Özdemir’in İsveç’te işlediği kriminal suç doğru olsa da, bu şahsın Kürt celladı konumunda olan ve binlerce insanın suçsuz bir biçimde cezaevine atan bir devlete teslim edilemez. Bu, hem İsveç’in ulaştığı demokratik normlara, hem uluslararası hukuka ve hem de insan haklarının güvenceye alınmış olan yasalara aykırıdır. İsveç uluslar arası hukukun bu prosedürlerine uymamıştır. Federasyonumuz olarak İsveç’in bu konudaki tutumunu hem eleştiriyor hem de kınıyoruz…

'SÜRECİ DURDURMAK İÇİN ÇABALADIK'

Yeri gelmişken burada şu açıklamayı yapa gereğini duyuyoruz. Resul Özdemir Federasyonumuzun üyesi olmadığı gibi İsveç’e herhangi bir hukuksal ve örgütsel bağımız da olmamıştır. Bu anlamda Resul Özdemir’in bürokratik ve hukuksal sorunlarıyla yakından ilgilenme fırsatı ortaya çıkmamış, avukatı ve ailesi bu hukuksal süreci takip etmiştir. Ancak daha sonra Resul Özdemir’in Türkiye verileceğine dair alınan kararın ardından Federasyonumuzun hukuk komisyonunun haberi olmuş ve bu aşamadan sonra aktif bir biçimde devreye girerek, iade kararını durdurmak için hukuk komisyonumuz hem avukat tutmuş hem de İsveç’in kurumlarıyla sıkı ilişkilerde bulunmuştur. Ayrıca karar sürecini durdurmak ve hukuk mücadelesini daha da güçlendirmek için İsveç’in en iyi avukatları da devreye sokulmuş, tüm basın kurumları ile ortak bazı çalışmalarda bulunulmuştur. Bu konuda görev ve sorumluluğumuzun yerine getirdiğimizi belirtmek ve kamuoyunu bu temelde bilgilendirmek istiyoruz…
Bu konuda sosyal medya ve değişik platformlarda süreçle ilişkisi olmayan, bu konuda en ufak bir çaba içerisine girmeyen, derneklerimize ve etkinliklerimize bile katılmayan bazı kişilerin federasyonumuz hedefler temelde suçlanmalarda bulunması kabul edilecek bir durum değildir. Yine aynı çevrelerin İsveç’teki Kürt kurumların bu olaya ilişkin duyarlılığı göstermediği suçlaması yersiz, haksız ve doğru olmayan suçlamalardır. Sosyal medyada yanlış, yersiz ve Türk devletine bilinçli veya bilinçsiz olarak hedef gösteren bazı Kürt şahsiyetleri ile ilgili yapılan tartışmaların da hedef şaşırtan, uluslararası devletlerin yönlendirmesi ile gündem değiştiren yaklaşım olduğunu belirtiyor ve bu konuda gündem değiştiren kişi ve çevreleri daha sağlıklı ve duyarlı düşünmeye davet ediyoruz."