Nöbetten net mesaj: Özgürlüğü sağlanana kadar sürecek

8’inci yılına giren Özgürlük Nöbeti’ni devralan kurum temsilcileri, Öcalan’ın özgürlüğünün sağlanmasının tüm Kürtlerin görevi olduğunu ve Türk devletinin işgal saldırılarının ulusal birliğe dayanan bir siyasetle engellenebileceğine dikkat çekiyoyor.

Fransa’nın Strasburg şehrindeki Avrupa Konseyi (AK) önünde 25 Haziran 2012’den bu yana düzenlenen Öcalan’a Özgürlük Nöbeti, kararlılıkla sürüyor. Öcalan’ın özgürlüğüne kadar taviz verilmeden sürecek eylemi, 366’ncı haftasında Avrupa’daki Kürt kurumlarının temsilcileri yürütüyor.

BU HAFTA HOLLANDA GRUBUYLA BAŞLAMIŞTI

Dün bir basın açıklamasıyla nöbeti devralan kurum temsilcileri, Cumartesi günü yapılacak kitlesel eyleme kadar nöbette olacaklar. Eylemi Pazar günü Hollanda’dan gelerek devralan Xebat Derik, Binevş Güler, Hasan Duray ile İsmail ve Abdülbaki adlı yurtseverler de kurum temsilcileriyle birlikte nöbetteler. Hollanda grubu üyeleri ise Pazar gününe kadar nöbette kalacak.

BİRÇOK ÜLKEDEN KURUMLARIN TEMSİLCİLERİ NÖBETTE

Nöbette kurumlar olarak Avrupa Demokratik Kürt Toplum Kongresi (KCDK-E) Eşbaşkanları Yüksel Koç ve Fatoş Göksungur, KCDK-E Eş başkanlık Divanı üyeleri Demir Çelik, Almanya’dan KON-MED ile Federasyon’a Civakên Kurdistanî (FCK) yöneticileri, İsviçre, Hollanda federasyonları ile Fransa’dan CDK-F yöneticileri de yer alıyor. Ayrıca Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), Gençlik örgütü TCŞ, Kürdistan İslam Toplumu (CİK) ve Demokratik Alevi Federasyonu (FEDA) ile Şehit ve Kayıp Aileleri Kurumu (KOMAW) gibi kurumların temsilcileri de Öcalan’ın özgürlüğü için nöbetteler.

AK’nin yanı sıra İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) gibi kurumlara iki adım mesafedeki nöbet alanı, Avrupa Parlamentosu (AP)’ye de oldukça yakın bir yerde. Eylemciler, gün boyunca yüzlerce bildiri dağıtırken, çevreden geçenlerin Öcalan ve fikirleri; Kürt halkı ve mücadelesi gibi birçok farklı konudaki sorularını da yanıtlıyor.

Eyleme katılan kurum temsilcileri ve yurtseverler, kendisine yönelik tecridin büyük oranda kırıldığı Öcalan’ın özgürlüğünün Kürtlerin temel gündemi olduğuna dikkat çekiyor. Eylemciler, Türk devletinin Başur ve Rojava işgaline karşı ise, Kürtlerin birlik olması gerektiğini vurguluyor.

‘TECRİDİ KIRDIK AMA ÖNDERLİĞİMİZ HALEN ESARET ALTINDA’

Bir çocuğu Özgürlük Mücadele’sinde şehit düşen ve nöbete PYD adına katılan Sabah Mahmud, tecridin kırılmasının büyük bir başarı olduğunu vurgularken, “Ancak unutmamalıyız ki, Önderliğimiz halen esaret altında” dedi.

AKP-MHP faşizminin içine girdiği girdaptan Kürtlere saldırarak çıkmak istediğine dikkat çeken Sabah Mahmud, yerel seçimlerin Kürtleri yok sayan siyasetin ne kadar başarısız olduğunu gösterdiğini dile getirdi. Mahmud, “Bu sert tutumlarını bırakmalı ve Kürtlerle diyalog yolunu seçmeliler” dedi.

Kürt halkının Öcalan’ı sahiplenmesi gereğinin altını çizen Mahmud, Avrupa devletlerinin rolüne de işaret etti. Mahmud, tecride karşı aylar süren süresiz-dönüşümsüz açlık grevlerine rağmen Avrupa devletleri ve kurumlarının harekete geçmekte geç kaldığını hatırlattı.

BARZANİ’YE UYARI: BUGÜN ALTINIZDA OLAN KOLTUK YARIN GİDER!

Türk devletinin Rojava ve Başur’a yönelik işgal saldırılarına da dikkat çeken Sabah Mahmud, bunun Kürtlerin birlik olmamasının sonucu olduğunu söyledi. Mahmud, “Siyasi partilerimiz bir olursa, Kürt milleti zaten birdir. Neçirvan Barzani’ye diyorum: Neden sessiz kalıyorsun? Her şey para değildir. Erdoğan’ın önünde önünü iliklerken, bu halkı katlettiklerini düşünmüyor. Bugün altlarında bir kürsü var belki ama yarın o da gider. Eğer (Güney) Kürdistan’ın başkanı olma iddiasındaysa, topraklarına sahip çıkmalıdır. Eğer korumak istiyorsa tüm halkını korumaya çalışmalıdır. Sadece kendi aşiretini veya bölgesini değil” diye konuştu.

‘ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN TAVİZ VERMEDEN MÜCADELE EDECEĞİZ’

Şehit ve Kayıp Aileleri Kurumu (KOMAW) adına nöbet eyleminde yerini alan Ekrem Yavuz da 7 yıldır süren eylemin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan özgürleşene kadar hiçbir taviz verilmeden süreceğini vurguladı. Tüm dünyanın Öcalan’ın rolünü anlaması için eylemde olduklarını söyleyen Ekrem Yavuz, “Sayın Öcalan 40-50 milyonluk bir halkın lideridir ve bir halkın lideri hapiste olamaz. Tecritte tutuluyor. Bizler halk olarak bunu elbette kabul edemeyiz. Hiçbir hukuka sığmıyor ve tüm kanunlar çiğneniyor” diye konuştu.

AKP-MHP faşizminin Başur ve Rojava’yı işgal saldırılarının kabul edilemeyeceğini söyleyen Yavuz, “Orada yüz yıllardır yaşayan insanların evlerini, mülklerini gasp ediyorlar, çetelere teslim ediyorlar. Bu insanlığa yapılacak en büyük kötülüktür. Dünyada bunu mazur görecek bir kanun, sistem yoktur” diye vurguladı.

‘İŞGALCİ ERDOĞAN İÇİN ‘KÜRT KÜRT’TÜR’

Başur’a yönelik işgal saldırılarının sadece PKK’yi hedeflemediğine dikkat çeken Ekrem Yavuz, bunda Barzani yönetiminin katkısı olduğuna işaret etti. Yavuz, Başur yönetimine şu çağrıyı yaptı: “Barzaniler, ülkelerini düşman güçlerine açmamalı, onlara destek vermemeli. Çok geç olmadan bunu önlemeliler. Yaparlarsa bugün dahi geç değildir. Erdoğan için siyah, beyaz, kısa, uzun Kürt yoktur. Kürt Kürt’tür Erdoğan için. İster doğuda ister kuzeyde isterse de güneyde olsun.”

Yavuz, son olarak, Kürt Halk Önderi’nin özgürlüğünü savunmanın işgale, sömürüye ve katliama karşı olduğunu söylerken, “Biz Kürtler savaş istemiyoruz; barış ve eşitlik istiyoruz. Ölümle, katliamla hiçbir sorun çözülmez. Ama ölünmesi gerekiyorsa ölünür. Savaşılması gerekiyorsa, savaşılır. Erdoğan da bunu anlamalı” diye ekledi.

MELE SALİH: HALKIN LİDERİNE ESARETİ VE TECRİDİ HİÇBİR İNANÇ KABUL ETMEZ

Civaka İslamiya Kurdistan (CİK) adına nöbet eyleminde yerini alan Mele Salih ise, bir halkın liderinin esir edilip, tecritte tutulmasının hiçbir inançta yeri olmadığının altını çizdi. Tüm dünyanın Kürtlerin de hakları olduğunu kabul etmesi gerektiğini dile getiren Mele Salih, “On milyonlarca Kürt var ve ülkeleri, toprakları işgal altındadır. Kürtlerin topraklarını işgal eden devletler ve Ortadoğu’nun diktatörleri yüz yıllardır bu halkı katlediyor. Şex Said, Seyit Rıza, Gazi Muhammed, Molla Barzani’nin torunları elbette bunu kabul etmeyecektir” dedi.

‘CÎK ÖNDERLİĞİMİZ ÖZGÜRLEŞENE KADAR MÜCADELEDEN GERİ DURMAYACAK’

Kürt sorununun tecrit, hapis, zulüm ve katliamla çözülemeyeceğini vurgulayan Mele Salih, “Avrupa’da devletler yüz yıllarca birbirleriyle savaştılar, şimdi barış ve refah içinde yaşıyorlar. İslam peygamberi döneminde Medine’de ezelden beri birbirleriyle savaşan kabileler arasında barış, kardeşlik sağlanmıştı. Biz de diyoruz ki, Ortadoğu’da barış ve eşitlik Kürtler olmadan sağlanamaz” diye konuştu.

Kürt Halk Önderi’nin tek amacının halkların kardeşliği ve eşit yaşamı olduğunu vurgulayan Mele Salih, PKK’nin de savaşa karşı olduğunu hatırlattı. Tecride karşı aylarca süren açlık grevlerinin barışçıl yönüne işaret eden Mele Salih, buna karşın Kürtlere dayatılan politikaları eleştirdi. “Bu tecrit sadece Önder Öcalan’a karşı değildi. Tüm Kürtleri ve bölge halklarına yönelikti” diyen Mele Salih, amaçlarının artık sadece Öcalan’ın özgürlüğü olduğunun altını çizdi.

Mele Salih, “CÎK olarak, Önderliğimiz özgürleşene kadar mücadeleden geri durmayacağız” dedi.

“MÜSLÜMANLAR İŞGALE KARŞI DURMALI”

Tüm Müslümanlara seslenen Mele Salih, “Kendisine Müslümanım diyen herkes, işgalin, talanın kabul edilemeyeceğini bilir. Başta Erdoğan Türkiye’si olmak üzere dört ülke Kürtlere saldırıyor. Bunun İslamiyet’le alakası yoktur” diyerek, işgale karşı durulmasını istedi.

Kürdistan’a saldırının herhangi bir kutsal yere saldırıdan farkı olmadığının altını çizen Mele Salih, başta Nuh’un gemisinin indiği yer olarak kabul edilen Cudi dağını buna örnek gösterdi. Mele Salih, başta Kürtler olmak üzere kendisine insanım diyen herkesin işgale karşı çıkması gerektiğini sözlerine ekledi.