Olof Palme Merkezi: Açlık grevcilerin talepleri yasal ve meşru

Merkezi İsveç'in başkenti Stockholm'de bulunan Uluslararası Olof Palme Merkezi'nin Başkanı Anna Sundström, tecridin kaldırılması için açlık grevine giden tutsakların taleplerinin yasal ve meşru olduğunu söyledi.

31 Mart günü yapılan yerel seçimlerinde muhalefetin büyük illeri almasını Erdoğan'a vurulmuş bir darbe olarak değerlendiren Sundström seçim sonuçlarının umut verici olduğunu söyledi.

Yerel seçimler ve Türkiye'deki son gelişmelerle ilgili sorularımızı yanıtlayan Sundström, Türkiye'de 31 Mart günü yapılan yerel seçimleri ve seçim sonuçlarına yapılan itirazları çok yakından izlediklerini ve seçim sonuçlarının AKP ve Erdoğan'ın güç kaybettiğini gösterdiğini söyledi.

Muhalefet partilerinin büyük illeri almasını Erdoğan'a vurulmuş darbe olarak değerlendiren Sundström, “Seçim sonuçları giderek daha fazla kişinin Erdoğan'ın milliyetçi politikasını sorguladığını ve başka bir gelecek istediğini gösteriyor” dedi.

Sundström, seçim sonuçların umut verici olduğunu söylemekle birlikte Erdoğan'ın seçimlerden sonra takınacağı tutumu şimdiden bilmenin güç olacağına “Erdoğan daha katı bir politika mı izleyecek yoksa bir açılım politikasına mı yönelecek?” ifadeleriyle dikkat çekti.

ERDOĞAN MİLLİYETÇİ AKIM VE OTORİTER LİDERLERDEN GÜÇ ALIYOR

Mayıs ayında Avrupa Birliği seçimlerinin yapılacağını hatırlatan Sundström, İsveç ve Avrupa'nın bazı ülkelerinde popülist ve milliyetçi akımların, anti-demokratik güçlerinin daha da güçlenebileceklerini söyledi.

“Erdoğan, bu vb. akımlardan Macaristan'da Viktor Orban, Rusya'da Vladimir Putin gibi liderlerden güç alıyor. Kendisini daha güçlü hissediyor” dedi.

Türkiye'de 31 Mart günü yapılan yerel seçimlerin eşit koşullarda yapılmadığını söyleyen Sundström, “Bu seçimlerin tamamen adil olduğunu kimse söyleyemez. Medya hükümet partisinin denetiminde ve parası olan partiler reklam kampanyaları yürüttü. Ama muhalefetin bu seçimlerden güçlenerek çıkması iktidarın seçimlerde istediği hileleri yapamadığını gösteriyor” değerlendirmesini yaptı.

İNSANLARIN DEMOKRATİK HAKLARI GASPEDİLİYOR

Sundström, Kanun Hükmündeki Kararnamelerle görevden alınan HDP'lilerin belediye seçimlerini kazanmalarına rağmen YSK tarafından engellenmelerine “Temelsiz suçlamalarla insanların demokratik hakları gasp ediliyor” diyerek tepki gösterdi.

HDP yönetici ve üyelerinin, muhalif politikacıların asılsız suçlamalarla tutuklandıklarını söyleyen Sundström, “Gelişmeler uzun süreden beri zaten kaygı vericiydi. Bu oto sansüre yol açıyor. İnsanların düşüncelerini açıklamaları engellenmek isteniyor” dedi.

DEMOKRATİK BİR ÜLKEDE ANA MUHALEFET LİDERİ SALDIRIYA UĞRAMAZ

Sundström, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik linç girişimini nasıl değerlendirdiği sorusuna şu yanıtı verdi:

“Eğer bu üst düzeydeki polis şefleri ve hükümet tarafından organize edilmiş veya onaylanmış bir saldırıysa oldukça kaygı verici. Bu siyasi haklara yönelik bir saldırıdır. Demokratik bir ülkede ana muhalefet partisinin lideri bu tür saldırılara uğrayamaz. Olanlar korkunç. Ama bu trajik olayda olumluluk olduğunu da görmek gerekir. Bu büyük tepkilere ve CHP'ye kayda değer desteğe yol açtı. Bu insanların gözlerinin açılmasını sağladı. Halk artık bu tür saldırılara karşı çıkmanın önemini kavradı.”

Sundström, CHP'nin kardeş partileri olduğu ve en kısa sürede CHP yöneticilerini arayacaklarını ve saldırıyı bir basın açıklamasıyla kınayacaklarını söyledi.

LEYLA GÜVEN VE AÇLIK GREVCİLERİNİN TALEPLERİ YASAL VE MEŞRU

Leyla Güven ve açlık grevcilerinin taleplerini yasal ve meşru gördüklerini belirten Sundström, “Öcalan'ın uzun süreden beri avukat ve ailesiyle görüşmesinin engellenmesini çok kaygı verici buluyorum. Mahkum olanlar dahil tüm tutsaklar haklarını kullanabilmeli. Türkiye altına imza attığı uluslararası sözlemlere uymalı” dedi.

Sundström, konuyu Dışişleri Bakanı Margot Wallström'le görüşeceğini de sözlerine ekledi.