Strasbourg’da 78. gün: Geri dönüşü olmayan sağlık tehlikesi var

Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride karşı 78 gündür açlık grevinde olan Strasbourg’daki direnişçiler genel sağlık taramasından geçirildi. Dr. Fahrettin Gülşen, eylemcilerin tedavi edilmemeleri halinde kalıcı risklerle karşı karşıya olduklarını belirt

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı Strasbourg’da 78’inci günündeki süresiz-dönüşümsüz açlık grevindeki eylemcilerin sağlık durumları her geçen gün daha da kötüye gidiyor. Eylemcileri başından bu yana takip eden Dr. Fahrettin Gülsen, Pazartesi günü yaptıkları 12’inci genel sağlık taramasına ilişkin bilgileri paylaştı.

KAS VE BAŞ AĞRILARI CİDDİ BOYUTLARDA

Açlık grevinin 78’inci günü itibariyle daha önce görülen semptomların artık belirginleştiği ve yaygınlaştığını söyleyen Dr. Gülşen, “Baş ağrıları ve özellikle de kas ağrıları ciddi boyutlarda” dedi. Özellikle kas erimelerine dikkat çeken Dr. Gülşen, bu durumun kendilerini oldukça endişelendirdiğinin altını çizdi.

Açlık grevinde gelinen sürenin sonucu olarak tansiyon düşüklüğü ve tam tersi bir durum olarak da nabız yüksekliğinin yaşandığını belirten Dr. Fahrettin Gülşen, “Bu oldukça ciddi bir durum. Halsizlik, konsantrasyon bozuklukları gibi sorunlar eylemcilerin hareket tarzlarını da oldukça etkiliyor” diye belirtti.

Eylemcilerin nabızlarına müdahale etmeyi teklif ettiklerini ancak bunun reddedildiğini kaydeden Dr. Gülşen, “Kendilerine tüm bunların yaşamlarını olumsuz etkileyeceğini belirttik ama kabul etmediler” diye konuştu.

IŞIĞA, SESE VE KOKUYA HASSASİYET ENDİŞELENDİRİYOR

Açlık grevi eylemcilerinde görülen nörolojik sorunlara dikkat çeken Dr. Fahrettin Gülşen, sese ve gürültüye karşı hassasiyet yaşandığını söyledi. Eylemcilerin yakın döneme kadar müzik dinleyebildiğini hatırlatan Dr. Gülşen, şimdilerde ise en ufak bir sese karşı tahammül edememe durumunun olduğunu dile getirdi. Dr. Gülşen, ışığa ve özellikle de kokuya karşı hassasiyete değinirken, “Örneğin herhangi bir koku aldıklarında kusmalar yaşanabiliyor” diyerek, sağlık sorunlarının vardığı düzeye işaret etti.

GÖRME YETİSİNDEKİ AZALMA TEHLİKELİ BOYUTLARDA

Dr. Fahrettin Gülşen’in geçtiğimiz haftalarda paylaştığı semptomlardan biri de beyinde oluşan hasardan dolayı görme yetilerindeki zayıflama. Birçok eylemcide gözlerde cansızlık ve zayıflığı tabir etmek için kullanılan ‘fersizlik’ sorununun olduğu bilgisini veren Dr. Gülşen, gözlerdeki keskinliğin zayıflamasıyla birlikte birçok direnişçinin artık okuyamadığını söyledi.

Artık kritik aşamadaki açlık grevindeki eylemcilerde konsantrasyon ve konuşulanları anlayamama gibi sorunların tehlikeli boyutta olduğunu söyleyen Dr. Gülşen, “Örneğin eskiden kitap okuyabiliyorlar; tartışabiliyorlardı. Ama şimdi o denli bir yorgunluk varki, artık okumayı ve tartışmayı da terk ettiler” diye konuştu.

YAŞ FAKTÖRÜ RİSKİ ARTTIRIYOR

Eylemcilerde üriner sistem iltihaplanmasına değinen Dr. Gülşen, yaygın ve sidetli agrıların yanında sık sık idrara gitme nedeniyle uyku bölünmesine yol açtığını söyledi. Geçtiğimiz haftalarda görülen yaygın gribal enfeksiyonların bağışıklık sisteminin zayıflamasından ötürü eylemcileri zorladığını hatırlatan Dr. Gülşen, ayrıca ateş yükselmesi, baş ve vücut ağırları ile kas ağrılarının tehlikeli olduğunu vurguladı. Dr. Gülşen, midde ve barsaklarda gaz birikmesi sonucunda bu organlarda kramplara yol açtığını da söyledi.

Eyleme katılanlarda ortalama 15 kilogramlık kilo kayıplarının 78 gün için oldukça fazla olduğunu dile getiren Dr. Gülşen, yaş faktörünün ise bazı eylemcilerinin sağlığını daha fazla etkilediğini kaydetti.

ALMANYA VE FRANSA’DAN GELEN DOKTORLAR DA UYARMIŞTI

Geçtiğimiz Cumartesi günü aralarında Alman Prof. Dr. Gerhardt Trabert’in de olduğu 8 kişilik bir uzman heyetinin eylemcileri yerinde muayane ettiğini hatırlatan Dr. Fahrettin Gülşen, “Heyette yer alan doktorlar da bizlerin bugüne kadar dile getirdiğimiz belirtileri tespit ettiler. Ayrıca önerilerini yaptılar ve eylemcilerin tedavi edilmeleri gerektiğini, aksi halde yaşamlarına mal olmasa bile sakat kalabileceklerini söylediler” dedi.

Dr. Gülşen, uzman heyetin tespitlerini kamuoyuyla paylaştığını ve bu durumu gittikleri yerlerde de dile getireceklerini umduklarını söyledi.

‘TEDAVİ EDİLMEDİKÇE KENDİLİĞİNDEN ORTADAN KALKMAZ’

Geçtiğimiz haftalarda rahatsızlandıkları için hastaneye kaldırılan Kerem Solhan, Yüksel Koç ve Gülistan İke’nin durumuna ilişkin bir soruya da yanıt veren Dr. Gülşen, “Bu eylemcilerin durumunda değişiklik yok. Zaten tedavi edilmedikleri müddetçe sorunları kendiliğinden ortadan kalkmaz” diye konuştu.

Kerem Solhan’ın üriner sistemindeki iltihaplanmanın böbrekleri ve hatta kalbini tehlikeye atacağı uyarısını yapan Dr. Fahrettin Gülşen, özellikle ateş ve terleme gibi sorunlarına rağmen eylemcinin tedaviyi kabul etmediğine dikkati çekti.

Dr. Gülşen, bağışıklık sistemlerindeki zayıflama nedeniyle açlık grevi eylemcilerinin enfeksiyonları kolaylıkla kapacağı uyarısını da paylaştı.

MSF VE WHO’YA DUYARLI OLMA ÇAĞRISI

Açlık grevinin başladığı ilk dönemlerden itibaren Sınır Tanımayan Doktorlar Örgütü (MSF) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) başta olmak üzere birçok kuruluşa bilgi verildiğini söyleyen Dr. Fahrettin Gülşen, bugüne kadar sadece Bas-Rhin İl Valiliği’ne bağlı bir sağlık ekibinin görevlendirildiğini söyledi. Bu sağlık ekibi ise belirli aralıklarla eylemcileri muayane ediyor.

Özellikle MSF gibi bu tür eylemlerde duyarlı olması gereken bir kuruluşun sessizliğini yadırgadıklarını söyleyen Dr. Gülşen, MSF’nin tavrını eleştirdi.