Strasbourg direnişçilerinin 8 Mart mesajları

Strasbourg’da 80 gündür tecride karşı olağanüstü bir direniş sergileyen eylemciler, 8 Mart’ın Saraların, Rojbinlerin ruhuyla kutlanması ve kadının tarihte olduğu gibi bugün de direnişe öncülük etmesi çağrısı yaptı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecride karşı ‘Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’ üyesi 14 eylemcinin sürdürdüğü direnişçiler adına yapılan çağrılarda, direnişle girilen 2019 yılının özgürlük yılı olması şiarıyla 8 Mart’ta alanlarda olunması istendi.

Kürt kadınının Özgürlük Hareketi’ndeki rolüne dikkat çekilen çağrılarda, direnişin yeniden yaşamla buluşması gerektiğine vurgu yapılıyor.

Açlık grevi eylemcilerinden Nurgül Başaran, Gülistan İke, Yüksel Koç,Agit Ural, Ayvaz Ece ve Deniz Sürgüt ile TJK-E Üyesi Şükran Sincar’ın 8 Mart çağrıları şöyle: 

Gülistan İke: Öncelikle direnen, özgürlük isteyen tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyorum. Bizler de Kürt kadınları olarak 2019 8 Mart’ını direnişle karşılıyoruz. Önder Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kırma amacıyla başlatılan direniş eylemi kadınlar öncülüğünde gerçekleşiyor. Leyla arkadaş, cezaevlerindeki yoldaşlar ve yine Strasbourg’daki direnişçiler bir cephe gibi birleşerek direnişi büyüttüler. Ancak bu sadece bununla sınırla değil. Suriye’nin kuzeyinde örneğin büyük bir direniş, mücadele var özellikle kadın düşmanı, insanlık düşmanı DAİŞ’e karşı. En üst düzeyde kadınlar bir mücadele yürütüyor.

8 Mart arifesinde bu direniş zafere ulaşıyor; bizler hepimiz bu müjdeyi bekliyoruz. Direnen Kürt kadınları bu müjdeyi tüm insanlıkla paylaşacak. Bu büyük bir zaferdir. Kürt, Arap kadınları ve tüm halklar, DAİŞ şahsında binlerce yıldır süren erkek egemenlikli anlayışı yok ettiler. Tabii ki bu zihniyetin devam ettiğini biliyoruz; bu yüzden de bizim direnişimiz sürüyor. Kadınlar öncülüğünde erkek egemen anlayışa, savaşa ve öldürmeye karşı direnişimiz devam ediyor.

Bu 8 Mart, Kürdistan ve dünyadaki durumu değiştirecektir. 8 Mart’ta kadınlar alanlara çıkacak ve şu anda da verilen direnişle olduğu gibi zaferin müjdesini verecekler.

Bilindiği gibi Mart ayı Kürtler açısından sadece baharın değil, yeni yılın da başlangıcıdır. Bu yıl da Güney Kürdistan’da, Kuzey’de, Rojava’da, Rojhilat’ta ve dünyanın her tarafında Önder Öcalan üzerindeki tecridi kırmak için süren direniş, daha da güçlenmelidir. Tecridi kırmaya yönelik hamleyi kadınların başarıya ulaştırması önemlidir. Kadınlar başlattı; 8 Mart’ta da direnişi yükseltecekler. 21 Mart’ta da inanıyoruz ki, bu direniş zaferle taçlanacaktır.

AKP-Erdoğan faşist anlayışı en çok kadınlardan korkuyor. Bu yüzden de kadınların alanlarda sesinin her alanda yükseltilmesiyle faşizm yenilecektir. Bu tecridi uygulayan zihniyet herşeyden önce kadınların düşmanıdır. Çocukların ve toplumun düşmanıdır. Bundan dolayı da tecride karşı direniş, kadınlarındır; tüm toplumundur. Tarihi bir direniştir.

Leyla Güven öncülüğünde başlayan bu direniş ruhuyla tüm kadınları selamlıyor ve 8 Mart’ın sadece kutlanan bir gün olmadığını yinelemek istiyorum. 8 Mart mücadele günüdür. Leyla’dan cezaevlerine kadar, hatta Kürdistan dağ ve ovalarına kadar direnen tüm kadınları selamlıyoruz. Önder Abdullah Öcalan’ın bugün Rojava-Kuzey Suriye’de kurulan kadın özgürlüğüne dayanan sistemi etrafından süren kadın direnişi tüm bölge ve dünyaya yayılıyor. Şimdi de bu sistem, anlayış, tüm dünyaya alternatif olmuştur. Tecridi kırarak, özgür Önderliğe ulaşmayı amaçlıyoruz. Bu umutla direnen tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyorum.

Unutmayalım ki; direnen ve mücadele eden kadın güzelleşir. Artık tüm dünyada kabul gören bir slogan var ve hep birlikte onu haykıralım: “Jin Jiyan Azadi”.

BAŞARAN: SARA’YA ERMENİN DEMİNDEYİZ

Nurgül Başaran: Bilindiği üzere, kadın tarihi bedeller üzerinden gelişmiş bir tarihtir. Dünya tarihi kadın üzerinden gelişmiş bir tarihtir. 5 bin yıllık kültürün bugün sistemleşmesi, zirveye ulaşması daha çok kadın sömürüsü, kadının yerle bir edilmesi temelinde gerçekleştirilmiştir. Ve bu sadece kadının bedeni üzerinde yapılmamıştır; kadının açığa çıkartmış olduğu tüm üretimler, tüm alanlara bir saldırı gerçekleşmiştir.

8 Mart da bu saldırıya karşı durma eylemidir. Bu anlamda bütün dünyaya yayılan bu direnişin aslında şöyle bir anlamı var: Erkek egemenlikçi zihniyet karşısında kendini yenme, kendini aşma eylemidir.

Bu anlamda bizler de Strasbourg’da başta üç kadın arkadaş olmak üzere bütün eylemciler adına şunu söylemek istiyoruz: Ne olursa olsun, direniş insanı güzelleştirir, kadını güzelleştirir. Her anlamda mücadelenin daha fazla büyümesine neden olur. Rojava’da başta YPJ olmak üzere, yine bugün direnişin öncülüğünü yapan Leyla Güven, zindanlardaki kadın arkadaşlarımız ve bütün arkadaşlarımız Avrupa’da, Kürdistan’da bulunan tüm kadınlarımız bu direnişin öncülüğünü yapmaktadır.

Parti tarihimizde geçen bir söz var: ‘Kemal’e ermek’. Biz kadınlar olarak da hem Kemal’e ermenin hem de Sara’ya ermenin demindeyiz. Saraların yaratmış olduğu kadın özgürlükçü ideoloji, felsefe ve yaşam doğrultusunda Sara’ya erme temelinde bütün Kürt ve dünya kadınlarının 8 Mart’ını kutluyoruz. Bu anlamda direniş temelli bir yıl olduğunu belirtiyoruz; zaten direnişle bu yıla girdik. Tüm direnen Kürt ve dünya kadınlarının 8 Mart’ını kutluyor ve başarı diliyoruz.”

SİNCAR: DİRENİŞ YENİDEN YAŞAMLA BULUŞUYOR

Şükran Sincar: “8 Mart 2019’da Kürt kadının direnişi yeniden yaşamla buluşuyor. Emeklerine sahip çıktıkları için Amerika’da katledilen 125 kadının direnişi bugün Kürt kadınının, Rojava, zindanlar ve Avrupa’daki direnişiyle yeni bir aşamaya ulaşıyor. Ve şu anda özel bir aşamaya gelinmiş durumda. 8 Mart 2019 sadece kadınların değil, tüm insanlığın özgürlük günü olacaktır. Bunun için de tüm kadınlar, direnişi yeniden yaşamla buluşturmalı ve  bu anı kadınlar öncülüğünde halkların özgürlük zamanına dönüştürmelidir.  Bu amaçla da 8 Mart’ta tüm alanlar kadınlar, halklar ve tüm renkleriyle 2019’un özgürlük baharı olmalıdır.”

‘DİRENİŞİMİZİN BİR YANI KADIN ÖZGÜRLÜĞÜDÜR’

Yüksel Koç: “Strasbourg’daki 14 özgürlük direnişçisi adına direnen kadınların Dünya 8 Mart Emekçi Kadın Günü’nü kutluyorum. Bugünün temsiliyetini Sara (Sakine Cansız) yoldaş, Rojbin (Fidan Doğan) yoldaş ve bu hareketin öncülüğünü yapan şehitler yapıyor. Eğer bugün Özgürlük Hareketi ve Kürdistan devrimi bir merhaleye gelmişse bu, hem düşmana hem de erkeğin egemenliğine karşı direnen kadının mücadelesiyle olmuştur. Tarihi bir direniş sergilenmiştir.

Bugün hareketimiz kadın özgürlüğüyle bilinen, tanınan bir harekettir. Tecride karşı bugünkü direnişte yine bir kadın, yani Leyla Güven yoldaş öncülüğünde başlamıştır ve her alanda da bu böyledir. Bu direnişin bir yönü Rêber Apo’nun özgürlüğü ise, bir diğer önemli yanı da kadının özgürlüğüdür. Dünyaya çok sayıda   demokrat, sosyalist ve sol önder gelmiştir. Ama kimse Önder Apo’nun kadın özgürlüğüne dayanan paradigması gibi yer vermemiştir. KCDK-E olarak da tüm meclislere ve bileşenlere diyoruz ki; heval Sara ruhuyla, heval Rojbin ruhuyla 8 Mart’ı alanlarda kutlayalım. Tüm dünyada alanlarda olunmalıdır. Jin Jiyan Azadi... Bijî Serok Apo...

‘SAVAŞÇI VE DEVRİMCİ KADINLARIN 8 MART’I KUTLU OLSUN’

Agit Ural: Strasbourg’daki eylemciler olarak tüm özgür ve devrimci kadınları selamlıyorum. Bu süreçte bize öncülük eden Leyla Güven arkadaşın 8 Mart’ını kutluyor ve başarılar diliyorum. Önder Öcalan’ın dediği gibi; devrimde yer alan her insan güzel olur, güçlü ve bilgili olur. Görünüyorki, Önderimizin dedikleri olduğu gibidir. Devrimde yerini alan kadınlar da özgür, savaşçı ve güzeldirler. Bundan dolayı da diyoruz ki; savaşçı ve devrimci tüm kadınların 8 Mart’ını kutluyoruz. Umarız ki; sadece  8 Mart’la sınırlı kalmaz ve insanlığa daha özgür günleri sunacağız.

‘KADINLAR ÖZGÜR DEĞİLSE BİZ DE ÖZGÜR DEĞİLİZ’

Ayvaz Ece: Ben de Strasbourg direnişçilerinden biri olarak emekçi ve direnişçi tüm kadınların 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Kadınların da erkekler gibi özgür olması gerekir. Kadınlar özgür olmalı, eğer kadın özgür olmazsa hiçbir şeyimiz özgür değildir.”

‘ZAFER KADINLARIN ÖNCÜLÜĞÜNDE OLACAKTIR’

Deniz Sürgüt: Başta Rojava’da DAİŞ çetelerine karşı mücadele eden Kürt kadınları olmak üzere emekçi kadınların 8 Mart’ını kutluyorum. Rojava örneğinde yaşananlar gösteriyorki, kadınların öncülük ettiği zaman çok büyük kazanımlar, gelişmeler elde edilebiliyor. Kürtler için bugünün önemi ayrıdır: Önder Apo paradigmasının merkezinde özgür kadın kimliğine özel bir yer verdi. İşte bu özgür kadın bu projeyi yürütüyor ve tüm dünyaya umut veriyor.

New York’taki fabrikada yakılan emekçi kadınlardan DAİŞ tarafından esir edilen Ezidi Kürt kadınlara kadar; Zilan’dan Beritan’a, Sara’dan Leyla Qasım’a kadar kendini özgürleştirmiş tüm kahraman kadınlar toplumu da özgürleştiriyorlar.

Strasbourg açlık grevi eylemcisi olarak diyorum ki; Önder Apo üzerindeki tecrit kırıldığında özgür kadın kimliği üzerindeki tecrit de kırılmış olacaktır. Bu devrimci, tarihi bir süreçtir. Bu sürecin öncülüğünü de şüphesiz özgür kadınlar ve yine genç kadınlar yapacaktır. Bunu sahiplenme de öncelikli olarak genç kadınların görevidir. Bu konuda söz oldukça açıktır: ‘Tecrit kırılacak, faşizm yenilecek ve Kürdistan özgürleştirilecektir’. Bu ancak genç kadınlar başta olmak üzere tüm kadınların öncülüğünde olacaktır. Tüm kadınlara ve Önder Apo’ya 8 Mart’ı kutlama mesajı gönderirken diyoruz ki: Yaşasın direniş ve zafer bizimdir.”