Sürgüt: Direniş karşısında duramayacaklar!

Strasbourg’da 14 eylemcinin açlık grevi direnişi 81’inci gününde devam ederken, eylemcilerden Sürgüt, “Türk devleti en zayıf dönemini yaşıyor. Eğer bu direniş kararlılıkla sürdürülürse, karşımızda duramayacak ve direnemeyecektir” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kırılması şiarıyla Amed’den Hewler’e, Strasbourg’dan cezaevlerine kadar sürdürülen açlık grevi direnişi, her geçen gün yayılmaya devam ediyor.

17 Aralık 2018’de Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecride karşı Strasbourg’da başlatılan süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi üyesi 14 kişi tarafından yürütülüyor. Eylemin başlangıcından bu yana Avrupa ve Kanada’da çok sayıda kişi daha açlık grevi direnişlerine katılırken, her gün dünyanın birçok ülkesinde direnişçilerin sesini yükseltme şiarıyla eylemler düzenleniyor.

Başta Fransa, İsveç ve Almanya olmak üzere birçok ülkeden farklı siyasi partilerin de desteklerini sunduğu açlık grevi direnişi her ne kadar sağlık açısından kritik aşamaya geldiyse de, eylemciler, Türk devletinin direniş karşısında sıkıştığına dikkat çekiyor.

‘BİR GEDİK AÇILDIĞINDA AKAN SU BARAJI PARÇA PARÇA EDER’

Strasbourg’daki eylemlerinde 80, Leyla Güven’in eyleminde ise 119 günün geride bırakılmasına karşın henüz Türk devletinin tecrit konusunda adım atmamasına ilişkin değerlendirmelere dikkat çeken Deniz Sürgüt, AKP faşizminin en sert ve kararlı görünmek istediği döneminin aslında en kolay yıkılabileceği an olduğuna işaret etti.

Sterk-TV ve ANF’ye konuşan Sürgüt, şunları ifade etti: “Bazen deniyor: ‘İşte direniş bunca zamandır sürüyor, ancak düşman tarafından atılmış bir adım yok’. Veya deniyor ki, ‘Nereye kadar böyle sürecek?’ Böyle şeyler söyleniyor. Ama bunlara cevap vermek gerekebilir. Öncelikle düşman bir ‘baraj’ gibi, sert ve sağlam görünmek istiyor. Ancak biliyoruz ki, bir gedik açıldığında, akan su o barajı parça parça eder. Bu yüzden de amansız bir savaş vermek gerekiyor.”

‘DİRENİŞ OLMASA 100 YIL DA GEÇSE GÖRÜŞMEYE İZİN VERMEZLERDİ’

Türk devletinin direnişleri karşısında çaresiz kalmasıyla iki taktiksel adım attığını hatırlatan Sürgüt, bunlardan birinin Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan’ın görüşmesine izin verilmesi, diğerinin ise Leyla Güven’in eyleminin 79’uncu gününde serbest bırakılması olduğuna dikkati çekti. Bu iki adımın Türk devletinin ‘çaresizliğinin göstergesi’ olduğunu söyleyen Sürgüt, “Burada tabii bir kirli savaş oyunu vardı ve biz buna cevabımızı direnişi sürdürerek verdik. Ama Türk devletinin karakteri öyleki, eğer bu direniş onları zora sokmasaydı 100 yıl da geçseydi Önderlikle görüşmeye izin vermezlerdi. Bu direnişin zaferidir” diye konuştu.

TÜRK DEVLETİ HİÇ OLMADIĞI KADAR ZAYIF BİR KONUMDA

Türk devletinin bugün itibariyle yaptığı propagandaya rağmen aslında en zayıf dönemini yaşadığı gerçeğine işaret eden Sürgüt, “Uluslararası siyasetleri iflas etmiş; ekonomisi iflas etmiş; askeri olarak özgürlük savaşçıları karşısında iflas etmişler ve güçleri kalmamış. Sadece şu var: (güçlerini) maskeleyerek kendilerini güçlü göstermek istiyorlar ama halkımız iyi bilmeli ki, artık güçleri kalmamıştır. (Türk devleti) en zayıf dönemini yaşıyor. Eğer bu direniş kararlılıkla sürdürülürse karşımızda duramayacak ve direnemeyecektir. Türk devletinin Özgürlük Hareketi’ndeki gibi bir direniş karakteri yoktur” diye belirtti.

Tüm bunların tecride karşı direnişin başarısının yakın olduğunu gösterdiğini dile getiren Deniz Sürgüt, “Halkımız, Önder Apo’ya kavuşmanın çok yakın olduğunu bilmelidir” diye vurguladı.

‘GENÇLER ÖNDER APO’YU ÖZGÜRLEŞTİRMEDE ROLLERİNİ OYNAMALI’

Kürt gençlerinin, özellikle de genç kadınların süreçte rollerini oynamasını isteyen Sürgüt, farklı eylem türleriyle mücadelenin yükseltilmesi gerektiğinin altını çizdi. Sivil itaatsizlik eylemleri, yürüyüşler, spontane eylemler veya öğrenci eylemleri gibi farklı türden eylemlerin olabileceğini söyleyen Sürgüt, şunları ekledi: “Gençler eylemleriyle bu faşizmi teşhir etmelidir. Bu direnişin, Leyla Güven’in sesini yükseltebilirler. Bu sesi herkese ulaştırabilirler. Gençler de faşizmi yıkma, tecridi kırma, Önder Apo ve Kürdistan’ı özgürleştirme mücadelesindeki rollerini oynamalılar.”

‘ARTIK SÖNDÜRÜLEMEZ BİR ATEŞ’

Sürgüt, Kürt toplumunda kadınından gençlere, Ezidilerden Alevilere ve farklı sosyo-ekonomik gruplara kadar vicdan sahibi ve kendisini sorumlu gören herkesin artık günün mücadele etme günü olduğunu bilmesi gerektiğini vurguladı.

kesimlerin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan etrafında birleşmesi çağrısı yapan Sürgüt, Kürt halkının yenilgi gibi bir ihtimalinin olmadığını ve zaferin kesin olduğunun bilince çıkarılmasını istedi. Halkın yenilgiyi kabul etmediğini söyleyen Sürgüt, Mazlum Doğan’ın üç kibrit çöpüyle çaktığı kıvılcımın artık söndürülemez bir ateşe dönüştüğünü kaydetti.