Türk devleti yargılanıyor

Türk devleti, Uluslararası Tribunal'de (Daimi Halk Mahkemesi) yargılanıyor. Bugün başlayan ve yarın da sürecek mahkemenin temel sanığı ise Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Uluslararası Tribunal ya da diğer adıyla Daimi Halk Mahkemesi, bugün Paris'te toplanıyor. Paris’te İş Borsası binasında başlayan ve iki gün sürecek olan mahkemede Türkiye Cumhuriyeti ve yöneticileri tarafından Kürt halkına karşı işlenen suçlar ele alınacak.

Mahkemenin düzenlenmesinde öncülük rolü oynayan Uluslararası Demokratik Hukukçular Derneği (IADL), Avrupa’da Demokrasi ve Dünya İnsan Hakları İçin Hukukçular Derneği (ELDH) ile Brüksel’de faaliyet yürüten Kürt Enstitüsü, önceki gün Paris Barosu’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Daimi Halk Mahkemesi’nin Genel Sekreteri Gianni Tognoni, Paris Barosu eski Başkanı Christian Charriere-Bournazel, Bertrand Russell Peace Vakfı’ndan Tony Simpson, Uluslararası Demokratik Avukatlar Derneği Genel Sekreteri Jan Fermon ve Fransız Milletvekili Paul Molac katıldı. Toplantının moderatörlüğünü ise gazeteci Heval Arslan yaptı.

BOURNAZEL: İNSANLIK SUÇU YARGILANMALI

Heval Arslan, mahkemenin amacını ve mahkemeye dair genel bilgileri sunarak basın toplantısını açtı. İlk sözü Paris Barosu eski Başkanı Christian Charriere-Bournazel aldı. Böylesi bir mahkemenin yapılmasını bir hukukçu olarak önemli bulduğunu ifade eden Bournazel, “Bu mahkeme ile yakından ilgiliyim. Kürt halkının dili, kültürü toplamda kimliği yasaklanmış, dört parçaya ayrılmış bir coğrafyada yaşıyor. Kürtler 30 yıldan fazladır da her anlamda mağdur. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlar mahkemelerin önüne taşınmalıdır" dedi.

FERMON: MAHKEMİNİN MİSYONU ÖNEMLİ

Uluslararası Demokratik Avukatlar Derneği Genel Sekreteri Jan Fermon, mahkeme konusunda inisiyatif alan dört kurum arasında yer aldıklarını hatırlatarak, mahkemeyi örgütleyen hukuk kurumları hakkında bilgi vererek sözlerine başladı. "2015-2017 tarihleri arasında çok büyük kriminal suçlar işlendi Türkiye’nin doğusunda. Türk otoriteleri söz konusu yıllar arasında yaptıklarıyla Kürt halkının daha önce angaje olduğu barış sürecine dair umudunu elinden aldı” diyen Fermon, barış sürecine sabotaj yapıldığını kaydetti. Yaşananların savaş suçu olmasına karşın Kürtlere karşı işlenen suçların asla ulusal mahkemeler ya da uluslararası mahkemeler önünde savaş suçu olarak tanımlanmadığının altını çizen Fermon, söz konusu mahkemenin bu anlamda büyük bir misyonunun olduğunu vurguladı.


TOGNONİ: İDDİANAME BELGELERE DAYANIYOR

Daimi Halk Mahkemesi’nin Genel Sekreteri Gianni Tognoni mahkemeyi oluşturmadan birkaç ay önce dört kurumun başvurusu olduğunu anımsatarak, söz konusu başvuru sonrası elde bulunan belgeler ışığında iddianameyi hazırladıklarını söyledi. Bu süreçte Kürt halkının hakkını savunmak için başvuracağı hiçbir kurumun olmadığını net bir biçimde gördüklerine işaret eden Tognoni, bu anlamda mahkeme olarak oturum gerçekleştirmenin önemini bir kez daha idrak ettiklerini kaydetti. Kürt halkının sürekli mağdur olduğunu ama savunma hakkı için dünyada hiçbir hukuksal olanağının olmadığını ifade eden Tognoni, "Daimi Halk Mahkemesi’nin toplanmasının tarihsel bir misyonu var" dedi.

MOLAC: ETNİK KİMLİĞİNE SALDIRI VAR

Fransız Milletvekili Paul Molac ve Paris Barosu Başkan Yardımcısı Basile Ader de yaptıkları konuşmada mahkemenin Paris’te toplanmasının önemine vurgu yaptı. Milletvekili Molac, şöyle konuştu: “Mahkemeyi destekliyorum. Burada sadece bir halkın kültürüne dönük değil, etnik kimliğine ve tüm insan haklarına dönük bir saldırı söz konusu. Bu insanlık suçudur. Bu mahkeme aynı zamanda daha geniş kitlelerin vicdanına seslenerek, yaygın kamuoyu yaratma açısından önemlidir. Kürt olmanın suçlanmaya yettiği bir süreçte, diktatör bir rejime karşı Kürt halkına böylesi bir ses ve alan vermek önemli."

SİMPSON: ADALET İÇİN DESTEKLEMELİYİZ

Bertrand Russell Peace Vakfı’ndan Tony Simpson ise söz konusu mahkemeyi desteklediklerini, bunun Kürt halkı için adaletin sağlanması açısından önemli olduğunu vurguladı.

SAVAŞ SUÇLARINDAN YARGILANACAK

Mahkeme'yi organize eden kurumlar arasında bulunan Uluslararası İnsan Hakları ve Demokrasi Derneği'nden (MAF-DAD) hukukçu Mahmut Şakar, ANF'ye yaptığı açıklamada, bugün saat 9.00'da start alacak mahkemenin tüm hazırlıklarının tamamlandığını ifade etti. Avukat Şakar, "Mahkeme, Kürt sorunuyla ilgili ilk kez toplanıyor. Bu açıdan tarihi bir öneme sahip. Kürtlere karşı işlenmiş savaş suçları ve insanlığa karşı işlenmiş suçlar ne ulusal ne de uluslararası yargı mekanizmalarında mahkemeler önüne taşındı. Mahkeme, bu yönüylede bir ilki gerçekleştirecek" dedi.

Şakar, söz konusu mahkeme kapsamında Sur, Cizre ve Şırnak’ta katledilen siviller, yıkılan mahalleler ve Paris Katliamı'nın yargılama konusu olacağını, Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sanıkların başında geldiğini söyledi.

7 yargıcın yöneteceği mahkemeyi 40 dolayında uluslararası kurum ve 300 dolayında şahsiyet destekliyor.

43 YARGILAMA GERÇEKLEŞTİRDİ

İtalya'da 1979'da kurulan Uluslararası Daimi Halk Mahkemesi (PTT), 66 üyeden oluşuyor. Mahkeme, kuruluşundan bu yana insan hakları ve soykırım konuları da dahil olmak üzere 43 yargılama gerçekleştirdi. Mahkeme kararının bir cezai sorumluluğu olmasa da kamuoyu vicdanında gerçeğe ulaşmak için önemli bir role sahip.

Uluslararası Daimi Halk Mahkemesi işleyiş olarak, ulusal ve uluslararası hukuk önüne gelememiş suçlara dair sivil toplum örgütleri ya da insan hakları kurumlarının başvurularını değerlendirip bu kurumlar ile birlikte hareket edip karar alarak bir halk mahkemesi yapılması yönünde karar alır. 7 hakim ve savcıları gerçek bağımsız yargı mensuplarından seçerek söz konusu davayı yürütür.

EN SON MYANMAR HÜKÜMETİ

Uluslararası Daimi Halk Mahkemesi en son Eylül 2017'de Malezya'da, Myanmar hükümetinin ülkedeki Müslüman azınlığa karşı işlediği suçlara dair gerçekleştirildi. Davada, 5 gün süren duruşma boyunca mahkemenin 7 kişilik uluslararası heyeti, belgeleri, uzman görüşlerini ve 200 tanık ifadesini inceledi. Mahkemeden bir ay sonra Uluslararası Daimi Halk Mahkemesi, Myanmar hükümetinin Müslüman azınlıklara soykırım yaptığını açıkladı.

TÜRK TARAFINA DA TEBLİĞ

Mahkeme heyeti, suçlanan taraf Türk devletine mahkemede hazır bulunmaları için 15 Şubat günü yazılı olarak çağrıda bulunurken, Türk tarafının mahkemeye yetkililerini gönderip göndermeyeceği ise bilinmiyor. Şu ana kadar dünyada yapılan bu tür halk mahkemelerinde sanık konumundaki hiçbir taraf hazır bulunmadı. Türk devletinin de benzer bir tutum içerisinde olması bekleniyor.

DEVLET OLARAK YARGILANMADI

Türkiye, bugüne kadar Kürtlere, Türkiye'deki muhaliflere ilişkin sayısız kez Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önüne çıktı. Aleyhine sayısız dava açıldı. AİHM söz konusu davaları daha çok kişilerin mağduriyeti üzerinden ele alıp Türkiye'yi kısmi tazminatlar ödemeye mahkum etti. Bir dosyanın AİHM'e taşınması için ise Türkiye'deki tüm hukuk yollarının sonlanması gerekiyor. Özellikle son yıllarda iktidara bağımlı yargıdan bağımsız kararlar çıkmazken, iç hukukta bir dizi engele takılan davaların AİHM'e ulaşması belki yılları bulacak. Türkiye'nin işlediği suçların taşınabileceği farklı uluslararası mahkeme de bulunmuyor.

Uluslararası suçlardan sorumlu bireyleri yargılamak üzere 1998'de kurulan Uluslararası Ceza Mahkemesi, savaş suçlarını yargılayan tek uluslararası mahkeme özelliğini taşıyor. Uluslararası nitelikte suç olarak kabul edilen; savaş suçları, soykırım, insanlık aleyhine suçlar ve barış aleyhine işlenen suçların gelişim süreçlerini dikkate alarak savaş suçu kavramı kapsamında bugüne kadar Nürnberg, Tokyo, eski Yugoslavya, Ruanda'da yaşanan savaş suçlarını ele aldı.

Türkiye'nin savaş suçları listesine baktığımızda halklara, inanç gruplarına dönük devlet eliyle işlenmiş katliamlar tarih boyunca devam etmiştir. Yakın tarihte bu anlamda Sur, Cizre, Nusaybin bunun en somut örnekleridir. Buna rağmen uluslararası ceza mahkemelerinde Türkiye'nin halklara karşı işlemiş olduğu insanlık suçları hiçbir zaman yargılamaya dönüşmedi. Roma Statüsü’nü imzalamayan Türkiye, savaş suçlarıyla ya da Kürtleri hedef alan silahlı çatışmalarda işlediği suçlardan ötürü Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde yargılanmaktan kurtuluyor!

İKİ AY SONRA AÇIKLANACAK

İki gün ve yedi oturumdan oluşacak mahkemede, iddianamede yer alan olaylarla ilgili uzmanlar, kurum ve şahitler dinlenecek. Şahitlerin sunacağı kanıt niteliğindeki belgeler ve bilgiler mahkemede gündem olacak. İki gün sürecek mahkemenin kapanışında ise Türk makamlarının hazır bulunması durumunda savunmaları alınacak. Ardından savcılık makamı dosyayı ve sunulan delilleri özetleyerek mahkemeyi sonlandıracak. Mahkemenin kararı ise mahkemeden iki ay sonra Avrupa Parlamentosu'nda yapılacak bir konferansla kamuoyuna duyurulacak.

MAHKEME KAMUOYUNA AÇIK

Mahkeme www.tribunal-turkey-kurds.org adlı site üzerinden canlı olarak izlenebilecek. Yargıçlar, savcı ve tanıkların geldiği ülkelerin çeşitliliği nedeniyle 5 dilde çeviri yapılacak.