Uzun yürüyüşteki MLKP’liler: Direniş her alana yayılmalı!

Basel-Strasbourg uzun yürüyüş kolunda yer alan MLKP’li siyasetçiler, tecridin kırılması ve uluslararası komplonun tam anlamıyla boşa çıkması için direnişin her alana yayılması gerektiği çağrısı yaptı.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik yapılan uluslararası komployu 20’nci yıldönümünde protesto etmek ve DTK Eşbaşkanı ve HDP Hakkâri Milletvekili Leyla Güven’in açlık grevi eylemine destek vermek için Basel’den Strasbourg’a yapılan uzun yürüyüş 6’ncı gününde devam ediyor.

İlk günden beridir yürüyüş kolunda MLKP adına bir grup da yer alıyor. Grup, Öcalan’ın özgürlüğünün Türkiye halklarının özgürlüğü anlamına geldiğine vurgu yapıyor.

Yürüyüşteki amaçlarını sorduğumuz siyasetçi Hüseyin Yeter, yürüyüşlerinin temel hedefinin Öcalan üzerindeki tecridin kırılması ve Türkiye’deki faşizmin parçalanması olduğunu söyledi.

‘DİRENİŞİN BÜYÜTÜLMESİNİ HEDEFLİYORUZ’

Karşı direniş her gecen gün biraz daha büyüdüğünü belirten Yeter, “Büyük bir direniş dalgası gelişiyor. Yaptığımız bu yürüyüşlerle bu dalganın daha da büyütülmesi hedefliyoruz. Amacımız bu yürüyüşlerle Avrupa’daki devrimcilere, emekçilere mesaj vermek. Avrupa’daki devletlere değil, buradaki emekçilere veriyoruz. Bizim tarafımız Fransa’da emperyalist küreselleşmeye karşı direnen Sarı Yeleklilerin yanıdır. Bizim yanımız iklimi değil sistemi değiştirin diyenlerin yanıdır. Avrupa’daki emekçilere, devrimcilere başta Kürt halkı olmak üzere Türkiye halklarının yanında saf tutma çağrısı yapıyoruz. İyi biliyoruz ki; başka bir dünya mümkündür diyenler aynı cephede birleşmeli” şeklinde konuştu.

‘HALKLARIN ÖZGÜRLÜK TALEBİ KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜĞÜNDE GECİYOR’

“Türk devleti Kürtlere, Alevilere, kadınlara, emekçilere, yönelik bir faşist bir politika yürütüyor” diyen Yeter, şöyle devam etti: Biz halkların siyasal özgürlük talebinin Kürt sorunun siyasi çözümünde geçecektir. Kürtler ’in özgürleşmesi, Türkiye’nin demokratikleşmesini getirecektir. Kürtlerin özgürlüğü, Alevilerin inançların özgür ortamda yapmasını sağlayacaktır. Kürtlerin özgürlüğü, kadınların özgürlüğünün yolunun açacaktır. Kürtlerin özgürlük mücadelesi, yıllardır bizi baskı altında tutan, halkımızı her tarafta baskı ve faşizm altında tutan diktatörlüğün yıkılmasının da yolunun açacaktır.”

Her alanda dayanışmanın büyütülmesi gerektiği çağrısını yapan Yeter, “Biz inanıyoruz ki, bu süreçte ortaya konulacak güçlü dayanışma ve direniş faşizmi yerle bir edecektir. Faşizmi yıkacağız” diye ekledi.

ÖLÜM ORUCU GAZİSİ OLARAK UZUN YÜRÜYÜŞTE

MKLP’li grup içerisinde yer alan bir diğer isim ise Tayfun Tayfun. 2000-2001 ölüm orucu gazilerinden olan Tayfun, bugüne kadar uluslararası komploya karşı birçok uzun yürüyüşte yer aldığını söylüyor. Yürüyüşteki amacını sorduğumuz Tayfun şunları dile getirdi:

‘KÜRT HALKI FAŞİZME BOYUN EĞMEZ’

“Öcalan üzerindeki tecride karşı ve Leyla Güven arkadaşımızın başlattığı açlık grevi direnişine destek vermek için yürüyoruz. Bu anlamıyla Kürt halkının asla faşizme boyun eğmeyeceğini teslim olmayacağını iyi biliyoruz. Kürdistan mücadelesinin kazanımlarıyla demokrasi ve özgürlüklerin kazanılabileceğini ve geliştirebileceğine güveniyor ve bu inançla yürüyoruz.”

‘ZİNDANLAR DİRENİŞE MEŞAKE OLUYOR’

Tayfun, 2000 ile 2001 yılları arasındaki ölüm oruçlarını hatırlatarak, 200 günü aşan bir direnişlerinin olduğunu ve o dönemde zorla müdahaleye uğradığını söyledi. Tayfun şöyle konuştu: “O dönem de iyi biliyorduk, halkımıza yönelik saldırıların önüne geçecek yegâne direşin birisi de zindan direnişidir. Zindanlar da ortaya koyduğumuz direnişle halkımızın ayağa kalkmasında bir meşale olmayı hedefledik Bugün de zindanlarda 300 tutsağın yürüttüğü direnişte aynı şeyi anlam ifade ediyor. Onlarda ortaya koydukları direnişle, bir meşale olmayı hedefliyor. O anlamda kitleler de bu direnişi, dışarıda daha büyüterek faşizmin düşeceği koşulların oluşabilmesini hedeflemeli. Bu anlamda başta Leyla güvenin taleplerini ve zindan direnişleri sahiplenilmeli ve direnişi her yere taşımalıyız. Biz inanıyoruz ki, direniş uluslararası komployu boşa çıkaracaktır.”