Wallström: Kürtlerin büyük mücadelelerini kabul etmeliyiz

İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström, Stockholm'de gerçekleşen bir toplantıda Rojava'daki özerk yönetimle ilişki içinde olduklarını belirterek, “Her şeyden önce Kürtlerin İslam Devletine karşı nasıl büyük mücadeleler verdiklerini kabul etmeliyiz” dedi.

İsveç'teki yabancı basın mensuplarıyla bir araya gelen Wallström, İsveç'in sürdürdüğü dış politika ve gündemdeki sorunlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Kendisine yöneltilen soruları yanıtladı.

Wallström'e Kürt siyasetçi Selahattin Demirtaş ve tutuklu HDP milletvekilleri ile 1915 Ermeni soykırımı hakkında sorular yönelttik.

Wallström, Türkiye ile diplomatik ilişkileri olduğunu ve Avrupa Birliği aracılığıyla cezaevinde tutulan muhaliflerin serbest bırakılmaları için Türkiye'ye baskı yaptıklarını söyledi.

Muhalifler, gazeteciler ve sivil toplum örgütlerine yönelik baskıların son bulmasını pek çok kez talep ettiklerini hatırlatan Wallström, cezaevinde bulunan muhaliflere destek verdiklerini ve duruşmalarına temsilci gönderdiklerini belirttikten sonra ”Bunları gündemde tutmak oldukça önemli” dedi.

HÜKÜMETİN 1915 SOYKIRIMINI KABUL ETMEYE NİYETİ YOK

Wallström, Başbakan Stefan Löfven'in 2014 yılında yapılan seçimler öncesi hükümet kurmaları halinde Ermeni ve Süryanilere soykırım yapıldığını kabul etme sözü vermesine rağmen hükümetin neden soykırımı kabul etmediği sorumuzu da şöyle yanıtladı:

“Hayır, şimdiye kadar neredeyse hiç bir ülke bunu yapmadı. Bu, bu tür tarihi olaylarda karar vermenin güç olmasından kaynaklanıyor. O zaman adaletin sağlanması ve birilerinin yargı karşısına çıkarılması istenir.”

Hukuki dayanaklar olmadıkça olanları soykırım olarak adlandırmanın güç olduğunu belirten Wallström, “Soykırımın hukuki bir anlamı var. Bundan dolayı bir uzmanın konuyu incelemesini istedik. Neden bunu soykırım olarak tanımlayamayız? Bunu yapmaktan insanı alıkoyan ne? Uzman geriye tarihe gitmenin hukuki ve diğer siyasi zorluklarını ve olanların soykırım olarak kabul edilmesinin güçlüklerini anlattı” şeklinde konuştu.

Wallström, katliam veya insanlığa karşı suç gibi terimlerin kullanılmasının daha doğru olacağını öne sürdükten sonra şunları kaydetti:

“Ama tarihi olaylarda soykırım terimini kullanmak sorunlu. Bu nedenle bundan kaçınılıyor. Sanırım soykırımını kabul eden iki hükümet var. Bunun dışında parlamentoların kabul etme hakkı var. Ama hükümet için sorumlulukları yerine getirme zorunluluğu olduğu için daha zor. Ve hiç de öyle kolay değil.”

İSVEÇ SOYKIRIM KONFERANSI DÜZENLEYECEK

1915 yılında olanların unutulmaması için hükümetin bir soykırım konferansı veya semineri düzenleyeceğini ve Birleşmiş Milletler'in soykırımdan sorumlu temsilcisini davet edeceklerini söyleyen Wallström, okullarda öğrencilere 1915 soykırımı hakkında bilgilendirmek için materyal dağıtacaklarını belirtti.

1915 soykırımın kurbanlarını anmak için yakınlarının gidebilecekleri bir yer olmasının önemine de dikkat çeken Wallström, soykırım anıtları yapma görevinin belediyeler ve il genel meclislerine ait olduğunu ifade etti.

ULUSLARARASI MAHKEME KUZEY SURİYE'DE KURULABİLİR

İsveç Devlet Radyosu'ndan Beşir Kavak, Suriye ve Irak'taki DAİŞ'lilerin yargılanmaları için Suriye'nin kuzeyinde kurulması düşünülen uluslararası mahkemeyle ilgili gelişmeleri sordu.

İsveç'in uluslararası bir mahkeme kurulması için inisiyatif aldığını ve girişimlerde bulunduğunu hatırlatan Wallström, bir çok Avrupa ülkesinin olumlu yaklaşımına rağmen hukuki ve siyasi engellerden dolayı mahkemenin kurulmasının zaman alacağını söyledi.

Wallström, Irak'ta ölüm cezası olduğu için uluslararası mahkemenin Irak'ta kurulmasına karşı olduklarını ve kurulacak yer ve finansman sağlanması için diğer ülkelerle görüşmeleri sürdürdüğünü belirtti.

Mahkemenin Suriye'nin kuzeyinde kurulması konusunda ne düşündüğü sorusunu “Bunu araştırmalıyız. Kürtlerin kontrol ettiği bölgede mahkeme kurulabilir. Her türlü olanağı araştırıyoruz” diyerek yanıtladı.

Rojava'daki özerk yönetimle ilişkileri sürdürdüklerini söyleyen Wallström, “Her şeyden önce Kürtlerin İslam Devletine karşı nasıl büyük mücadeleler verdiklerini kabul etmeliyiz” dedi.