Ebdî: Türkiye saldırırsa büyük savaş başlar!

QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, "Türk ordusu herhangi bir yere saldırırsa bu büyük bir savaşa dönüşecek" uyarısında bulundu.

Yeni Özgür Politika'ya konuşan QSD Genel Komutanı Mazlum Ebdî, "Türk ordusu herhangi bir yere saldırırsa bu büyük bir savaşa dönüşecek. Herkese söylemişiz. Türkiye de biliyor, Amerika ve Fransa da” uyarısında bulundu.

Ebdî, 19 Temmuz Devrimi'ne atıfta bulunarak, "Bundan sonra bu yolun korunması, inşa sürecinin tamamlanması ve Suriye bütünlüğü içerisinde halklar arası eşit haklara dayanan demokratik bir çözüm için çalışacağız” dedi.

SINIRDA DURUM NE?

Sınırdaki duruma ilişkin bilgi veren Ebdî, "Türkiye sınıra ciddi bir güç getirmiş ve yığınak yapmış. Hatta şunu da söyleyeyim; biz de yığmışız. Bir gerilim var. Bu durum provokasyona da zemin sunuyor. Herhangi bir hata, bir kıvılcım ateşe dönüşebilir" dedi.

Ebdî, "Bir saldırı bekliyor musunuz" sorusu üzerine de şunları söyledi:

"Doğu Fırat ile Efrîn birbirine benzemez. İki farklı yer. Efrîn’de yaşananların burada tekrarlanması mümkün değil. Buna izin vermeyeceğiz.

Biz Efrîn sürecinde stratejik bir karar aldık. Bu savaşın yaygınlaşmasını istemedik. Efrîn savaşını Efrîn ile sınırlı tutmak istedik ve öyle de oldu. Bizim açımızdan Doğu Fırat’ta öyle olmayacak. Türk ordusu herhangi bir yere saldırırsa bu büyük bir savaşa dönüşecek."

'BİZE SALDIRI OLURSA...'

Ebdî, "büyük savaş" sözüne de şöyle açıklık getirdi:

"Mesela Türkiye Girê Spî’ye saldırırsa Dêrik’den Minbic’e kadar bir savaş cephesi oluşur. Bu bizim kararımızdır. Herkese söylemişiz. Türkiye de biliyor, Amerika ve Fransa da. Bize saldırı olursa 600 kilometrelik sınır savaş alanına dönüşür; Suriye’de ikinci iç savaş dönemi başlayacak demektir.

Türkiye stratejisi, gelip Girê Spî ve Kobanê’yi de alıp durmaktır. Ancak herhangi bir saldırı olursa Türkiye geri çekilene kadar savaş sürer."

ABD'NİN TUTUMU

ABD'nin buna dair tutumunu da ele alan Ebdî, şöyle konuştu:

"Bizim Amerika ile DAİŞ’e karşı savaşmak için ortak bir ittifakımız var. Şu anda DAİŞ’e karşı yürütülen savaş Dêrazor ve Reqa alanındadır. Türkiye bize saldırırsa QSD içinde yer alan YPG gücü geri çekilecektir. Böyle oldu mu DAİŞ’le olan savaş durur. Hatta DAİŞ yine güçlenir. Biz çıkarsak rejim boşluğu doldurmak için o alanlara girer. Amerika ve Koalisyon ile olan ortak çalışmamız zarar görür, darbe alır.

ABD bunu istemez. Koalisyon içinde yaklaşık 73 devlet var. Hiçbiri bu işbirliğinin zarar görmesini istemez. Bu uluslararası bir meseledir. Bu nedenle Türkiye üzerinde ciddi bir baskı var. Efrîn’de bu yoktu.

Savaşın çıkmaması için Amerikalıların rolü olumludur. Diplomasi çalışmaları sürdürüyor, baskı yapıyor, kontrol dışı bir savaşın önüne geçmek istiyor. ABD Savunma Bakanı, Genelkurmay Başkanı, Dışişleri Bakanı, Türkiye’deki meslektaşlarıyla konuştular.

Mesele güvenip güvenmemek değil, bu Amerika’nın sorunu. Biz tutumumuzu belirlemiş, hazırlıklarımızı da yapmışız; savaşacağız. Fırat’ın doğusu Efrîn gibi olmayacak."

TAMPON BÖLGE

Tampon bölge tartışmalarına da değinen Ebdî, şu bilgileri verdi:

"Erdoğan, 2018’de 'biz hazırlıklarımızı tamamlamışız Fırat’ın doğusuna operasyon başlatacağız' dedi. 7 yıldır bizim tarafımızdan Türkiye’ye bir saldırı olmamış. Onlar için bizim varlığımız sorun. Bakın, 6-7 yıldır savaştayız. Yeni bir savaş, büyük bir savaş istemiyoruz. Olursa da büyük bir savaş olur. Ateşkes olmayacak. Bunun üzerine biz müttefiklerimizden gidip konuşmalarını istedik. Bu arabuluculuğu ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey’den biz istedik. Kendisi de memnuniyetle bu rolü üstlenebileceğini söyledi. Süreç böyle başladı. İlk başlangıçta bu bir proje değildi. Bizim tarafımızda bir saldırı olmayacak, tehlike yok beyanında bulunduk. Sonuçta süreç devam etti.

Erdoğan ile Trump’ın telefon görüşmesinde 'Güvenli Bölge' projesi ortaya çıktı. Biz de QSD olarak kendi projemizi hazırladık ve ABD tarafına sunduk. Projemiz çok makuldü.

'YEREL GÜÇLER YÖNETSİN'

Bu, sınır meselesidir. Türkiye 'Güvenli Bölge'nin 30 kilometre olmasını istiyor. Biz de bunun 5 kilometre olmasını savunuyoruz. Biz 5 kilometrelik 'Güvenli Bölge’ olmasını kabul ediyoruz. Ayrıca bu 5 kilometrelik alandan savaşan YPG güçlerini çekebiliriz. Yerine yerel güçlerin girmesini istiyoruz."

Yerel güçlerden kastının Kobanêliler, Serêkaniyêliler, Qamişlolular, Girê Spîliler olduğunu söyleyen Ebdî, "Ayrıca bu 5 kilometreden ağır silahları, menzili Türkiye’ye ulaşacak silahları çıkartabiliriz; tank, top gibi. Hatta bizim bazı ağır silahlarımızın 20 kilometre atış menzili var. Bunları da menzil sınırları dışına çekebiliriz. Bunlar tehditse bunları tehdit olmaktan çıkartıyoruz. Türkiye, 'dışarıdan gelenler yönetiyor’' diyor. Biz de diyoruz ki; o zaman yerel halk yönetsin. Böylece sorun çözülmüş olur" diye ekledi.

'DEVRİYEYİ TARAFSIZ GÜÇ YAPMALI'

Ebdî, Türkiye'nin saldırmayacağına dair bir taahhütte bulunması gerektiğini belirterek, "Devriye görevi yapacak uluslararası bir gücün olmasını istiyoruz; Koalisyon ya da başka bir güç. Türkiye taraftır. Tarafız bir güç olsun istiyoruz" dedi.

'EFRÎN'DEN ÇIKMALILAR'

"Biz Türkiye askerlerinin devriyeler içinde yer almasını şimdilik şartlı kabul etmişiz" diyen Ebdî, o şartı da şöyle dile getirdi: "İstisnasız bütün Efrînlilerin topraklarına geri dönmesini istiyoruz. Çeteleri Efrîn’den çıkmalı. El konulan mal ve mülkler Efrîn halkına iade edilmeli. Dışarıdan getirilip Efrîn’e yerleştirilenler çıkartılmalı. Bütün bunlar uluslararası güçlerin güvencesi altında ve Efrîn Meclisi’nin kontrolünde yapılmalı. Böyle olması durumunda bir iyi niyet adımı olarak Türk askeri de devriyelere katılabilir."