İklim Anlaşması’nın dengelerinden geri adım atmayacağız

2015’te COP21 İklim Konferansı’na ev sahipliği yapan Fransa, ABD’nin tutumuna rağmen iklim anlaşmasından vazgeçmeyeceklerini yineledi. 

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu vesilesiyle New York’ta konuşan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, ülkesinin öncülük ettiği BM İklim Anlaşması’nın önemine işaret etti. 

ABD Başkanı Donald Trump’ın 2016’da selefi Barack Obama tarafından onaylanan İklim Anlaşması’ndan çekilme kararının ‘üzüntü verici’ olduğunu dile getiren Macron, buna rağmen Trump’la diyaloğu devam ettirdiği bilgisini paylaştı. Macron, İklim Anlaşması’na dahil olmanın Amerikalıların da çıkarına olduğunun ‘Trump tarafından da anlaşılacağını’ vurguladı.

Son haftalarda Karayipler ile ABD kıyılarında yaşanan kasırga felaketlerini hatırlatan Macron, bu felaketlerin küresel ısınmanın doğrudan sonuçları olduğunun altını çizdi. Macron, kasırgaların şiddeti ve oluşum sürelerinin ısınmayla ilişkisini gösterdiğini ifade etti.

PARİS’TE YENİ BİR ZİRVE TOPLANACAK

Emmanuel Macron, ABD Başkanı’nın çekilme kararına rağmen kendisinin Paris Anlaşması’nın dengelerini korumada kararlı olduğuna vurgu yaptı. Macron ayrıca 12 Aralık’ta iklim anlaşmasının kabülüyle sonuçlanan COP21 konferansının ikinci yıl dönümünde Paris’te bir zirve organize edileceğini duyurdu. Bu zirvede, küresel ısınmayı önlemeye yönelik kesin inisiyatiflerin harekete geçirilmesi hedefleniyor.

ABD Başkanı Donald Trump, küresel ısınmanın atmosfere salınan sera etkili gazların sonucu olmadığını ve ısınmanın doğal afetlere yol açmadığını savunuyordu. Trump, haziran ayında anlaşmadan çekileceklerini duyurmuştu.

ANLAŞMA NE ÖNGÖRÜYOR?

22 Nisan 2016’da BM tarafından resmen imzaya açılan İklim Anlaşması, küresel ısınmanın bu yüzyılın sonuna kadar 1880 seviyesinden en fazla 2 dereceyle sınırlı tutulmasını hedefliyor. Bu hedefin tutturulabilmesi için ise tüm ülkelerin karbondioksit başta olmak üzere sera etkili gaz salınımlarını ciddi oranda azaltması gerekiyor.

Anlaşma ayrıca küresel ısınmayı önlemeye yönelik çabaları için yoksul ülkeler ile olası doğal felaketlerden etkilenecek adalar ve okyanus kıyılarındaki ülkelere yıllık 100 milyar dolar mali yardım yapılmasını öngörüyor.