İran’da halkın tahammülü azaldı: Neler oldu, ne bekleniyor?

İran’da benzin fiyatının üç katına çıkarılması halkı sokaklara döktü. Rejim “düşman komplosu” diyerek eylemcilere karşı zaferini ilan etse de, yeni patlamalar bekleniyor.

Ülke genelinde 100’ü aşkın kentte halk sokaklara çıkarak benzin fiyatlarının artışına, İran’ın Irak ve Lübnan’daki uzantılarını finanse etmesine tepkilerini ifade etti. Resmi haber ajansı Fars’a göre bin dolayında kişi gözaltına alındı. Gerçek rakamın çok daha yüksek olduğu tahmin ediliyor. Uluslararası Af Örgütü’ne göre 100’ü aşkın kişi öldü.

Fransız Marianne dergisine bir söyleşi veren Fransız-İranlı akademisyen Azadeh Kian, ayaklanmanın nedenleri ve sonuçlarını analiz etti.

HALKIN TAHAMMÜL EŞİĞİ DÜŞTÜ

İki yıl önce yine aynı dönemde İranlılar yine sokaklara dökülmüş ancak hareket daha sonra yumuşamıştı. Kian, bu kez yaşanan ayaklanmanın özelliklerini şöyle anlattı:

“Hükümet, Amerikan yaptırımları, ekonominin kötü yönetimi ve yolsuzluktan dolayı ülkedeki durumun felaket olduğu bir dönemde benzin fiyatlarını üç katına çıkarmaya karar verdi. İran günde artık sadece 300 bin varil petrol satıyor. Bu da geçen yıldan daha kötü bir durumu ifade ediyor. Oysa, petrol satışı İslamcı rejimin toplumsal barışı satın almasına hizmet ediyordu. Bugün, kasalar boşaldı, İranlıların cepleri de. 2018 yılında 80 eylemler 80 kente yayılmıştı. Bugün 108 kente çıktı. Diğer yandan, eylemcilerin şiddeti de yeni bir durum. Onlarca banka, belediye binası, süpermarket, güvenlik güçlerine ait araçlar veya dini okullar yakıldı. Yokluklara karşı halkın hoşgörü eşiği düştü.

NE GAZZE NE LÜBNAN...

Ayrıca rejimin bölgenin içişlerine karışma politikasının reddi de görülüyor. İnsanlar, İran halkı acı çekerken, Gazze’de İslami Cihad’a, Lübnan’da Hizbullah’a ve Iraklı milislere yardım edilmesini yuhalıyor. Bununla birlikte, orta sınıfın utangaç ama gerçek bir katılımını da not ediyoruz. İsfahan’da 19 Kasım’da, insanlar eylemcilerle dayanışmak için araçlarını durdurdular. Ama güvenlik güçleriyle çatışanlar çoğunlukla erkek işsizler veya yoksul işçilerdir. Ülke genelinde 5 hin dolayında kadının eylemlere katıldığı belirtiliyor. Öte yandan, genel seçimler Mart-Nisan 2020’de yapılacak ve fraksiyonlar arasında sert mücadeleler var. Halkın öfkesi sık sık araçsallaştırılıyor.

Eylemlerde sık sık “Ne Gazze ne Lübnan, canım feda olsun İran’a” sloganının atıldığına dikkat çeken Kian, İran’ın ülke dışındaki uzantılarını finanse etmesinin bugün hem bölge halkları hem de kendi halkı tarafından protesto edildiğine işaret etti.

GELECEK ALTI AYDA DEVLET MEMUR MAAŞINI ÖDEYEMEZSE....

Akademisyen Kian, eylemlerin alması muhtemel biçimler ve İran rejiminin eylemlere yönelik olası daha kanlı bir müdahalesi konusunda şunları belirtti:

“İran Devrim Muhafızları, hareketin daha da boyutlanması halinde müdahale tehdidinde bulundu. Şimdiden bini aşkın kişi gözaltına alındı ve Uluslararası Af Örgütü yüzden fazla ölüden bahsediyor. Ama 2009’daki hareketin sıkı destekçisi olan orta sınıfın eylemlere katılımını henüz göremiyorum. Henüz bir örgüt ve lider yok. Buna karşın, eğer ekonomik ve sosyal durum ağırlaşmaya devam ederse, durum değişebilir. Gelecek altı ayda, Devlet memurların maaşını veremeyecek duruma gelirse, milyonlarca kişi sokaklara dökülebilir. Böylesine eylemler kanla bastırılabilir mi? Rejimin kırılganlaşması, onu kaçınılmaz olarak petrol satışına getirilen yaptırımların hafifletilmesi için Trump ile müzakereye götürecektir.

HUZİSTAN’DA IRAKLI MİLİSLERİ KULLANDILAR

Büyük gösteriler halinde İran’ın bölgeden çekilmeyeceğini de sözlerine ekleyen Kian, “İslamcı Cumhuriyet iktidarda kalmak için uzantılarını desteklemeye ihtiyaç duyuyor. Rejim, İran’ın güneyindeki Huzistan’daki eylemleri bastırmak için Iraklı milisleri kullandı. Eğer onları harekete geçiriyorsa, Devrim Muhafızları’nın yeterli sayıda olmadığına gösteriyor. Kendi saflarında fireler olabilir, ama milisler ayrılamıyor.