İsveç Parlamentosu'nda AB'ye 'Efrîn' tepkisi: Dış dünya sorumlu!

Varna’daki AB-Türkiye zirvesi konusunda bilgilendirme amaçlı bir oturum yapıldı. Oturumda İsveç Başbakanı ve AB’ye, Efrîn konusunda sert eleştiriler yöneltildi.

Bulgaristan’ın Varna ilinde gerçekleşen Türkiye-Avrupa Birliği zirvesinden sonra İsveç Parlamentosu’nda milletvekillerini zirve hakkında bilgilendirme amacıyla bir oturum yapıldı.

Oturumda konuşan Başbakan Stefan Löfven, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın “Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesinin Avrupa Birliği kurumları ile Türkiye arasında yapılacak toplantıda ele alınacağı konusunda kendisine güvence verdiğini” söyledi. İsveç Başbakanı Stefan Löfven, Türkiye’nin Suriye’deki işgalinin kabul edilemeyeceğini belirterek, dış dünyanın DAİŞ’e karşı mücadele edenleri desteklemesi gerektiğini ifade etti.

Löfven’in AB zirvesinde tartışma konusu olan Güney Kıbrıs’ın Akdeniz’de doğal gaz arama çalışmalarına yönelik Türkiye’nin müdahalesinin tartışıldığını ve tüm ülkelerin Türkiye’nin kınanması konusunda görüş birliğine vardığını söylemesine karşı zirvede Efrîn’in işgaliyle ilgili bir kınama kararı alınmaması Sol Parti lideri Jonas Sjöstedt’in tepkisine neden oldu.

TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİ MÜZAKARELERİNE SON VERİLMELİ

Liberal Parti Milletvekili Barbro Westerholm da, ağır insan hakları ihlalleri gerekleştiren Türkiye’ye yapılan maddi yardımların durdurulmasını istedi.

Türkiye’nin son 10 yıl içinde 180 derecelik bir dönüş yaptığını belirten Westerholm, durumun gazeteciler ve insan hakları aktivistleri için giderek kötüleştiğini ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye’yi mahkum eden kararlar aldığını hatırlattıktan sonra Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği müzakerelerine son verilmesini istedi.

EFRÎN’DE OLANLARDAN AVRUPA BİRLİĞİ’NİN SORUMLULUĞU VAR

Zirve kararlarında Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesi ve yüzbinlerce insanın topraklarından sürülmesinden söz edilmemesine tepki gösteren Sjöstedt, “Bugün İslamcı Cihatçı gruplar Türkiye’nin onayıyla Afrin’i yağmalıyor. İnsanların eşyalarını çalıyor. Sivilleri öldürüyor. Olanlardan Avrupa Birliği’nin sorumluluğu var. Türkiye bir Nato ülkesi. Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yakın ilişkileri var. Avrupa Birliği, sığınmacıları alması ve sınırlarını tahkim etmesi için kapsamlı ekonomik yardım alıyor” dedi.

AÇIKÇA KINAMAMAK ONAY VERİLDİĞİ ŞEKLİNDE ALGILANMA RİSKİNİ TAŞIYOR

Türkiye’nin sınırlardan ülkeye girmeye çalışan sığınmacıları ateş ederek öldürmesinin açıkça kınanması gerektiğini söyleyen Sjöstedt, “Türkiye’nin diktatörü Erdoğan’la görüşüp olanları açıkça kınamamak dolaylı olarak onay verildiği şeklinde algılanma riski taşıyor: Suriye’nin diğer bölgelerine girerseniz bunu protesto etmeyeceğiz mesajı veriyor” diye konuştu.

TÜRKİYE’YE EKONOMİK YAPTIRIM UYGULANMALI

Sjöstedt, Löfven’e artık Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye yönelik saldırılarını açıkça kınaması ve ekonomik yaptırım uygulaması zamanının gelip gelmediği sorusunu yöneltti.

Löfven, Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesinin İsveç-Türkiye arasında gerçekleşen ikili görüşmelerderde, Avrupa Birliği’nde ele alındığını, Birleşmiş Milletler’de de konunun ele alınarak Türkiye’nin ateşkes kararına uymasını istediğinini söyledi.

Zirvede Türkiye’ye ekonomik yaptırım uygulanmasının gündeme gelmediğini söyleyen Löfven, Türkiye’deki gelişmeleri yakından izlemeyi sürdüreceklerini ve konunun Avrupa Birliği kurumları ile Türkiye arasında gerçekleşecek toplantıda tartışılacağını belirtti.

KAYGI DUYMAK YETMEZ TAVIR ALINMALI

Sjöstedt, konunun ele alındığını ve gelişmelerden kaygı duyulduğu açıklamalarının yeterli olmadığını söyledikten sonra “Böyle durumlarda bizim tavır almamız gerekir, Türkiye’nin yanlış yaptığını söylememiz, kınamamız ve sonuçlarına katlanması gerektiğini söylememiz gerekir. Ne İsveç ne de Avrupa Birliği bunu yapıyor. Kaygı duyulduğu belirtiliyor, kararlara atıfta bulunuluyor ama taraf seçilmiyor” diyerek İsveç ve Avrupa Birliği’nin artık taraf seçmesinin zamanı geldiğini söyledi.

AVRUPA ÇİFTE MESAJ VERİYOR

Türkiye Efrîn’de katliamlar ve etnik temizlik yaparkan Almanya’nın Türkiye’ye silah satışlarını artırmasına ve Avrupa Birliği’nin Türk diktatörüne ekonomik yardım yapmasına tepki gösteren Sjöstedt, şöyle konuştu: “Bu çifte mesaj verilmesinin bir biçimidir, artık buna son vermenin ve Erdoğan’a doğrudan ‘İnsanları katletmenizi ve yüzbinlerce insanı, tüm dünyayı İslam Devleti belasından kurtaranları topraklarından sürmenizi kabul etmiyoruz’ mesajını vermemiz gerekir”

Başbakan Löfven, Sjöstedt’in Avrupa Birliği’nin tavır almadığı değerlendirmesine katılmadığını söyleyerek, İsveç ve Avrupa Birliği’nin tutum aldığını savundu

DIŞ DÜNYA SORUMLULUĞUNU ÜSTLENMELİ

Sjöstedt, günlük yayımlanan UNT gazetesinde Sol Parti üyesi Yekbun Alp ile birlikte kaleme aldığı makalesinde de, Türkiye’nin amacının Kuzey Suriye’de Hıristiyan, Müslüman, Arap, Süryani-Asuri, Ermeni ve Kürtlerin bir arada yaşadığı sistemi ortadan kaldırmak olduğuna dikkat çekti.

Efrîn’de etnik temizlik yapıldığına ve Erdoğan’ın Kuzey Suriye’ye yönelik saldırılarını genişleterek sürdüreceğini açıkladığına dikkat çekilen makalede, kan gölünün engellenmesi için dış dünyanın sorumluluğu olduğu belirtildi.

İsveç’in Türkiye işgalini kınaması ve işgalcilerin Efrîn’i terk etmesi, Birleşmiş Milletler’in Efrîn’e ilaç ve gıda yardımı yapması, Birleşmiş Milletler’in bölgeye barış gücü göndermesi talep edildi.