İsveçli DAİŞ'liden itiraf: Katliam yaptık, Adana'da tedavi oldum

İsveç’ten DAİŞ çetelerine katılan İsveçli Khaled Shahadeh, QSD'nin elinde. Shahadeh, katliamlar yaptıklarını ve Türkiye'de tedavi olduklarını itiraf etti.

İsveç'ten DAİŞ çetelerine katılan Khaled Shahadeh (Halid Şedadê), Suriye'de katliamlar gerçekleştirdiklerini kabul etti. DAİŞ'li Shahadeh, Adana'da tedavi olduğunu da itiraf etti.

İsveç Güvenlik Polisi'ne (Säpo) göre Shahadeh, Suriye'den geri gelmeleri durumunda İsveç'in güvenliğine tehdit oluşturacağı düşünülen dört DAİŞ'liden biri. Uzun süre Suriye'de DAİŞ'te savaşması ve Suriye'nin dışında terör eylemleri gerçekleştiren kişilerle yakın ilişkide bulunması, Säpo'yu kaygılandırıyor.

Shahadeh, bir videoda 2015 yılında öldürülen DAİŞ'in emiri Çeçen Ebu Ömer Şişani ile birlikte görülüyor. Expressen gazetesi, Suriye Demokratik Güçleri'nin (QSD) elinde bulunan Shahadeh'le yapılan söyleşiyi yayımladı.

İsveç'ten Suriye'ye giderek DAİŞ'e katılanlardan dönüş yapan veya QSD’nin elinde bulunanların tamamı, insani amaçlarla Suriye'ye gittiklerini, ambulans şoförü veya yardım görevlisi olarak görev yaptıklarını iddia ediyor.

'TÜRKİYE'DEN SURİYE'YE GEÇEREK KATILDIM'

QSD'nin Bahoz'daki çatışmalarda bu yılın başlarında ele geçirdiği Shahadeh ise, Suriye'de DAİŞ'te yer aldığını kabul etti, katıldığı ve tanıklık ettiği katliamları anlattı.

Anlatımlarına göre, Shahadeh, dört “cihatçı”yla birlikte 2012 yılında arabayla Türkiye'den Suriye'ye geçerek çetelere katıldı.

Değişik İslamcı grupların saflarında savaştıktan sonra son olarak DAİŞ'e katıldığını söyleyen Shahadeh, “Biz oraya giden ilk Avrupalılardık. Benimle giden arkadaşlarımın çoğu burada öldü” dedi.

Ölenler arasında Shahadeh'in ağabeyi Omar Shahaded ile üç kuzeni; Mostafa Shade, Taha Shade ve Jonas Aref El Hassan da bulunuyor.

ÖSO'yu beğenmedikleri için Türkiye'ye geçtiklerini ve buradaki kontakları aracılığıyla Ahrar El Şam saflarına katıldıklarını ancak uzun süre hiçbir eylemde bulunmadıklarını öne süren Shahadeh, dini vecibelerini bile yerine getiremediklerini söyledi.

ÇEYŞ EL MUHACİRİN'E KATILDI

Savaşmak için Halep'e gönderilmeyi istediklerini söyleyen Shahadeh, bu talepleri yerine getirilmediği için İsveç'ten gelen “cihatçı”ların (çete mensupları) Ebu Ömer Şişani'nin komutasındaki Çeyş El Muhacirin'e katıldıklarını belirtti. Çete grubunun DAİŞ'e katılmasından sonra kendilerinin de DAİŞ'e bağlılık yemini ettiklerini söyledi.

Shahadeh, Suriye'de bulunduğu süre zarfında Halep, Şeyh Süleyman ve Darat İzza'daki çatışmalara katıldığını ve 2013 yılında Til Eran'daki çatışmalarda omuzundan ağır yaralandığını ve Suriye'de 8 defa omuzundan ameliyat olduğunu belirtti.

TÜRKİYE VE İSVEÇ'TE TEDAVİ OLMUŞ

Yaptığı itiraflara göre iyileşmeyince Şişani, kendisine 8 bin dolar vererek Türkiye'de özel bir hastanede tedavi olmasını istemiş. Adana'da bir hastanede tedavi olduktan sonra yeniden Suriye'ye geçmiş. Ağrıları geçmeyince tedavi olmak için 2014 yılında İsveç'e gelmiş.

İsveç Güvenlik Polisi, Shahadeh'i havaalanında karşılamış ve bir taksiye bindirerek havaalanından uzaklaştırmış.

İSVEÇ’TE TEDAVİ OLDUKTAN SONRA GERİ DÖNMÜŞ

Kendisini karşılayan polislerin İsveç'e geri dönmesinden kaygı duyduklarını söyleyen Shahadeh, “Hemen neden geri geldiğimi ve İsveç'te ne yapacağımı sordular. Başlangıçta yasalara aykırı bir şey yapmadığımı açıkça belli ettiler. Onlar benim DAİŞ'e veya cihada katılmamı engelleyen bir yasa olmadığını söylediler” dedi.

Devletin hastanelerinde tedavi olduktan sonra İsveç'te evlenen Shadaheh, eşiyle birlikte Suriye'ye dönerek yeniden DAİŞ'e katılmış. Shadadeh, İsveç'te kaldığı süre içinde İsveç Devlet Televizyonu'na kimliğini gizleyerek bir demeç verdiği için DAİŞ tarafından casus olmakla suçlandığını ve 1 ay cezaevinde kaldığını söyledi.

QSD'NİN ELİNDE

Bu yılın başlarında Bahoz'daki çatışmalarda yaralı olarak ele geçirilen Shahadeh, QSD güçlerinin elinde, eşi ve iki çocuğu da El Hol kampında bulunuyor.

'SAVAŞ ESİRLERİNİN KAFALARI KESİLDİ'

Suriye'de bulunduğu süre içinde tanıklık ettiği en zalimce katliamın 18 tutsağa yapıldığını söyleyen Shahadeh, "Onlar savaşta yaralanmıştı. Bazıları kurşuna dizildi, diğerlerinin kafaları kesildi. Gözlerimle gördüğüm en kötü şeydi” dedi.

Öldürme emrini Şeriat Mahkemesi Hakimi Abu Cafer al-Hattab'ın verdiğini söyleyen Shahadeh, Suriye ordusundaki bir askerin baltayla öldürülmesini “Onu saçlarından çekerek kafası kopana kadar baltayla vurdular” diyerek anlattı. Kendisinin katıldığı katliamlardaki rolü hakkında bir açıklama yapmadı.

'HALKA ZARARIMIZ OLDU'

Halifeliğe olan inancını yitirmediğini ve devletin şeriat yasalarıyla yönetilmesini istediğini ancak DAİŞ'in bu ütopyasını gerçekleştiremediğini söyleyen Shahadeh, “İlk gidişimde halka gerçekten yardım ettim. İkinci gidişimde halka adaletsiz davrananlardan biri olduğumu hissettim. Yardım yerine halka külfet olduk” dedi.

Anne ve babasının kendisinin Suriye'ye gitmesini engellemek için çok çaba harcadığını söyleyen Shahadeh, "Annem her zaman ağladı. Onunla her konuştuğumda geri dönmemi istedi. Sadece ailemden değil tüm İsveç halkından özür diliyorum” dedi, İsveç hükümetinden geri dönmelerine yardımcı olmasını istedi.

SÖYLEŞİ NASIL YAPILDI?

Expressen gazetesinde Kassem Hamadê ve Daniel Olsson imzalarıyla yayımlanan söyleşi, QSD'nin kontrolünde bulunan bir cezaevinde ReProduction adındaki Kürt medya kuruluşu tarafından videoya kaydedilerek yapıldı.

Aynı kuruluşun Kürtlerin hakim olduğu Kuzey Suriye'deki hükümet tarafından daha önce söyleşiler için görevlendirdiği belirtildi. Expressen'e açıklamalar yapan ReProductionen'den Hussin Shebi, “Biz bu tür söyleşiler yaptığımızda medya kuruluşu olduğumuzu anlatıyoruz. Söyleşi yapan kişinin bu talebi kabul etmesi gerekir. Eğer istemiyorsa söyleşi yapmayız” dedi.

Expressen gazetesi, videoyu Shahadeh'in babasına izlettiklerini ve babasının oğlunun özgürce konuştuğunu söylemesinden sonra söyleşiyi yayımlamaya karar verdiklerini yazdı.