AB Erdoğan’ın şantajlarına boyun eğmekten vazgeçmiyor

AB Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin de ele alındığı  zirvesinde yine ‘muhalefeti desteklemek’ adına Erdoğan rejimiyle ilişkileri devam kararı çıkarken, AKP’nin ‘terörizmle mücadele’ ve ‘mülteci göçünün önünü açma’ şantajlarının başarılı olduğu görülüyor

Avrupa Birliği’nin (AB) Türkiye’nin üyelik müzakerelerinin de ele alındığı  zirvesinde yine ‘muhalefeti desteklemek’ adına Erdoğan rejimiyle ilişkileri devam kararı çıkarken, AKP’nin ‘terörizmle mücadele’ ve ‘mülteci göçünün önünü açma’ şantajlarının başarılı olduğu görülüyor.

Aylardır başta Almanya ve Avusturya olmak üzere birçok ülkenin sıkça dile getirdiği Türkiye’ye yönelik yaptırım söylemlerinin yerine getirilmeyeceği dünkü zirvenin sonunda anlaşılmıştı.

TÜRKİYE’YLE NEYİ KONUŞACAKSA ARTIK...

24 Eylül seçimleri öncesinde Erdoğan rejimine karşı en ‘sert’ söylemleri dile getiren Almanya, zaten daha önce alınan mali yardımları azaltma yaptırımıyla yetindi. Başbakan Angela Merkel’in temsil ettiği bu görüş, müzakereleri sonlandırmak yerine mali yardımları azaltmaya yönelikti.

Zirve sonrasında konuşan Merkel, AB Komisyonu’na Türkiye’ye üyelik sürecinde yapılan mali yardımların kısıtlanmasını istediklerini söylerken, ‘Türkiye üzerine konuşmak yerine Türkiye’yle konuşmak zorunda oldukları’ tezine sarıldı.

MACRON DA ‘ENDİŞE VERİCİ DURUMLARA’ RAĞMEN İLİŞKİLERİN DEVAMINDAN YANA

Angela Merkel’in de savunduğu bu çizgiyi dün yaptığı bir açıklamayla Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da savunmuştu. Macron, tüm bunları Türkiye’de ‘endişe verici durumlar olduğunu’ söylemesine rağmen kabul ettiklerini itiraf etti.

Macron, "Türkiye ile ilişkileri durdurmama, kesin ve sert bir diyaloğun içinde olunması gerektiği noktasında uzlaştık. Dolayısıyla, Türkiye'deki gelişmelere göre, Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin içeriğini belirlememiz gerekiyor. Türkiye'de endişe verici durumlar var. Komisyon, ilişkilerin nasıl daha iyi olabileceğini inceleyecek ama aynı zamanda terörle mücadele ve sığınmacı sorununu çözmek için bu ilişkiler önemlidir” demişti.

DEMOKRATİK MUHALEFETİ ERDOĞAN’A TAVİZ VEREREK Mİ DESTEKLEYECEK?

AB ülkelerinin, başta da Almanya ve Fransa’nın savunduğu bu tutumun argümanları da oldukça gülünç. Erdoğan iktidarı “bizler onlara değil, onlar bize muhtaç” diyerek övünürken, AB-Türkiye ilişkilerini çıkarlar ekseninde sürdüren bu ülkeler, demokratik muhalefeti desteklemek adına böyle bir tutum takındıklarını savunuyorlar. Bu teze göre, AB’nin ilişkileri kesmesi halinde Erdoğan hükümeti, bunu propaganda malzemesi olarak kullanacak ve bu da en çok Türkiye’deki demokratik muhalefeti zayıflatacak.

İŞİN ASLI MÜLTECİ ŞANTAJINDA

Ancak AB ülkelerinin Türkiye’de her gün faşizmin yeni bir uygulamasıyla karşı karşıya kalan ve yapayalnız bırakılan demokratik muhalefeti düşündüğü söylenemez. Zaten satır aralarında da müzakerelerin kesilmemesinin esas nedenleri arasında ‘terörizmle mücadeledeki işbirliğinin devamı’ ve ‘mülteci sorunu’ dile getiriliyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un sarfettiği, “Komisyon, ilişkilerin nasıl daha iyi olabileceğini inceleyecek ama aynı zamanda terörle mücadele ve sığınmacı sorununu çözmek için bu ilişkiler önemlidir” cümlesi, halen Türkiye’nin şantajlarına boyun eğildiğini gösteriyor.

AB’nin Libya üzerinden İtalya’ya devam eden mülteci göçüne henüz çözüm bulamamış olması nedeniyle, Türkiye üzerinden 2015 benzeri büyük bir göçün etkilerinden çekindiği anlaşılıyor.