2014 yılında dönemin Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Barack Obama tarafından yasaklanan anti personel mayınlarının kullanımı üzerindeki yasak kaldırıldı. ABD Başkanı Donald Trump’ın, anti personel mayınlarının yasaklanmasını öngören Ottawa Antlaşması’na imza atmamasına rağmen bu mayınları kullanmama yönündeki sınırlamaları büyük oranda kaldırdığı duyuruldu.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, ordunun ‘yeni nesil’ anti personel mayınlarının ‘istisnai’ olarak kullanımına izin verdiği bilgisi paylaşıldı. Buna göre, bu tür mayınlar ‘siviller’ ile Amerikan ordusuna ‘dost güçlerin’ can kayıplarını azaltmak amacıyla kullanılabilecek.

AMERİKAN GÜÇLERİNİ ‘DEZAVANTAJLI’ KONUMA GETİRECEĞİ İDDİASI

Açıklamada, Obama döneminde getirilen sınırlamaların çatışmalarda ‘Amerikan güçlerini ağır bir biçimde dezavantajlı konuma düşüreceği’ savunuldu. Beyaz Saray açıklamasında, bu görüşün Pentagon’dan (Savunma Bakanlığı) alındığı kaydedildi. Kullanımına izin verilen yeni nesil anti-personel mayınlarının ise yerleştirildikten sonra uzaktan kumandayla aktive edilmesi mümkün. Bu mayınlar, normalde 30 gün, istendiğinde ise 48 saate kadar çekilebilecek bir sürede aktive edilmemeleri halinde kendi kendini yok edebiliyor.

OBAMA SADECE KORE YARIMADASI’NDA KULLANILACAK ŞEKİLDE SINIRLAMIŞTI

1997’de Ottawa’da imzalanan anlaşma ‘Anti-Personel Mayınların Kullanımının, Depolanmasının, Üretiminin ve Devredilmesinin Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme’ adını taşıyordu. Antlaşmaya 164 ülke imza atarken ABD, 2014 yılında sınırlamalarla destek vermeyi yeğlemişti.

Amerikan ordusunun en son 1991 yılında kullanmayı sonlandırdığı anti-personel mayınları, istisnai olarak 2002 yılında Afganistan’da kullanılmıştı. Barack Obama ise, bu tür mayınların sadece Kore’de yeni bir savaş çıkması halinde kullanılabileceğine karar vermişti.

SON YILLARDA KULLANIMI ARTMAYA BAŞLAMIŞTI

Handicap International adlı yardım kuruluşuna göre, anti-personel kara mayınları nedeniyle 1990’lı yılların başında yılda 30 bine yakın kişi ölüyor veya sakat kalıyordu. Ottawa Antlaşması sayesinde 2013’te bu sayı 3 bin 300’e kadar geriledi. Ancak 2014’te sonra özellikle DAİŞ gibi dünyanın farklı ülkelerinde saldırılarını yoğunlaştıran çete örgütleri nedeniyle bu sayı 2017’de 7 bin 200’e kadar yükselmişti.