AKPM: Efrîn’e haksız bir saldırı var BM harekete geçmeli

AKPM, Genel Kurulu’nda Türk devletinin Efrîn’e yönelik başlattığı saldırıyı tartıştı ve derhal son bulması çağrısında bulundu.

Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Türk devletinin Efrîn’e yönelik başlattığı saldırıyı genel kurulda tartıştı.

Saldırıların son bulması çağrısı da yapılan AKPM’de Türk iktidarının askeri saldırısının insani açıdan daha derin bir felakete varmadan başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi olmak üzere acilen harekete geçilmesi çağrısında bulundu.

KOX: ANKARA KÜRT DEMOKRATİK YÖNETİMİNİ HEDEF ALMIŞTIR

Birleşik Avrupa Sol Grubu Başkanı Tiny Kox, Erdoğan’ın bilinen açıklamalarından sonra Efrîn’e tam bir askeri saldırı yaşandığını belirtti. İnsani açıdan çok derin endişe duyduklarını dile getiren Kox şöyle konuştu: “Türkiye’nin Suriye’ye müdahalesi ile Suriye savaşı yeni ve daha çetrefil bir devreye girmiş oluyor. Suriye rejimi bilindiği gibi muhalefeti ezerek DAİŞ ve benzerlerine yol verdi ve ateş topu her yeri sardı. Türk yetkililer askeri saldırısı ise bu süreçte ateşe körükle gitmek manasına geliyor. Düşünmemiz gereken bunun sonucu ne olur? Çok çok tehlikeli bir gidişat ve tam olarak nereye varılır bilinmez… Fakat felaket bir gidişatın yaşandığı görünüyor. Uluslararası bir müdahale gerekirken, AB, BMGK şu an beklemek ve bakmak ile yetiniyor. Ankara’nın saldırısı direkt Kürt demokratik yönetimine karşı yapılmıştır. Efrîn Suriye’de güvenliğin olduğu ender şehirlerden biridir. Bu vesile ile mülteci veren değil, tam tersine tersine alan bir konumda olan bir Kürt kentidir. Türk ordusu TSK Efrîn’de istenmeyen bir güç olarak görülecektir.

Bu bölgede şiddet ne kadar artarsa başta Türkiye olmak üzere bölgenin sorunları daha da şiddet sarmalına girer. AKPM olarak bizlerin talepleri şunlar olmalı:

Askeri hareket derhal durdurmalı

Sorun barışçıl yöntem ile çözülmeli

BM ve BMGK’nin devreye girmesi sağlanmalı.

2015’de devam etmekte olan görüşmelerin, barış sürecinin yeniden canlandırılması için AK’nin üye devlet olan Türk devletine, iktidarına çağrı yapmalı.”

‘SURİYE HALKI SAVAŞTAN BIKMIŞTIR’

AKPM Hıristiyan Demokrat Grubu adına Lonut Stroe ise Efrîn Kantonu’da Êzidîler de dahil, 800 bin kişinin yaşadığını hatırlatarak, “Türkiye’nin teröre karşı kendisini koruma hakkı var ama politik meseleleri bugün olduğu gibi silah ile çözmek olmaz ve Türk yetkililer Efrîn’de bunu yapıyor” dedi.

Sosyalist Grubu adına Türkiye raportörü Marianne Mikko Türkiye’nin Suriye sınırını geçerek saldırı yapmasından ciddi endişe duyduklarını söyledi.

“Türk iktidarı Efrîn’e bu saldırı ile gereksiz bir cephe açmıştır ve bu uluslararası hukuka da aykırı bir durum. Türk hükümeti şimdiden Efrîn’e saldırıyı olumlamayan, 150 kişiye karşı tahkikat başlatmış ve tutuklama girişimi yapmıştır. Bu saldırı, Türkiye’de zaten kısıtlı olan hakları çok daha fazla kısıtlayacak bir yöne gidiyor” diyen Mikko, bu saldırının gerekçesi ne olursa olsun, Efrîn’de yaşayan sivil halkın aleyhine asla olmaması gerektiğini belirtti.

Liberal Demokrat Grup adına konuşan Edmon Murukyan, Efrîn’de barışın hakim olduğunu hatırlatarak, şunları ekledi: “Türk ordusu ÖSO’nun 25 bin diye açıklanan savaşçısını da yedeğine alarak Suriye’ye Kürt bölgelerine saldırdı. Binlerce hedefe saldırı olduğu, çok ölü olduğu vs. söyleniyor ve grubumuz bunu kınıyor. Evet bu saldırıdan endişe duyuyoruz. Efrîn’de barış hakimdi şu an Türk saldırıları sonrası savaş alanına dönmüştür ve AK, BM bunu önlemek için girişimde bulunmalı.”

AKPM Sol Grubu adına konuşan Ertuğrul Kürkçü ise, “Burada Suriye’de çoğunluğu Kürt olan zeytin şehri Efrîn’e saldırıyı konuşuyoruz. Bu saldırı asla BM şartına uygun değildir. Kaldı ki Türk hükümeti bu sözde hakkını neden DAİŞ’e karşı kullanmadı? AKPM geçen yıl Êzidî bir kıza DAİŞ mağduru olduğu için ödül verdi… İşte şimdi Efrîn’de bu DAİŞ’e karşı başarıyı sağlayan direnişçi kadın ve erkeklere saldırı yapılıyor.

Türk hükümeti bu savaşı durdurmalı ve içerde baskı yerine Kürt meselesini çözüm arayışına girmeli ve burada bunun sağlanması gerekiyor” diye konuştu.

Sosyalist Grup üyesi Petra Sutter ise Türk ordusunun Kürt kenti Efrîn’e saldırdığını ve şu an itibariyle 17 bin insanın evinden mahrum edildiği haberlerini aldıklarını söyledi. Bunun asla bir “zeytin dalı” olmadığını belirten Sutter, şunları söyledi: “Bu bir askeri saldırıdır ve bu kış koşullarında buradaki insanlara çok kötü ve zor bir vaziyet yaşatıyor ve bunu görmemiz lazım. Bizler AKPM olarak ve bunu durdurmak için çaba göstermeliyiz, Suriyeli Kürtlere saldırı hareketini kınamalıyız.”

İrlanda Milletvekili Sean Crowe iddia edildiği gibi Efrîn’den Türkiye’ye saldırı filan olmadığını belirtti. Şu anda Efrîn’in saldırıya maruz kaldığını dile getiren Crowe “Burada hedef yerel halktır. Türkiye’de zaten insan hakları vaziyeti çok çok kötü. Kürt halkını koruma birimleri YPG ve YPJ, DAİŞ’e karşı en etkili mücadeleyi vermiştir. DAİŞ’in Kobanê’deki kanlı saldırı dönemini hatırlayalım Türkiye ne yaptı? Kürtler ne yaptı? Bu saldırıyı kınayalım” dedi.

Sol grup üyesi Anrej Hunko da şunları belirtti: “Türk heyetine ve yandaşlarına diriyorum ki; Efrîn’e ne Suriye’nin ne de BM’nin daveti üzerine girmediniz. Kusura bakmayın böylesi bir saldırı hakkınız yok. Bu saldırı uluslararası hukukun ihlalidir. Türk hükümeti derhal bu saldırıyı durdurmalı! BMGK buna müdahale etmeli. Terörizme karşı bir saldırı filan yok, ortada Efrîn’e saldırı var.”

ÖZSOY: EFRİN’DEN SURİYE’DEN ELİNİZİ ÇEKİN

AKPM üyesi Hişyar Özsoy, Türkiye’de parlamenterler, gazeteciler, yerel yönetici vb. binlerce insanın “teröre karşı mücadele” adı altında hapse atıldığını belirtti.

“Türkiye’de ve Efrîn’de terörizme karşı verilen bir mücadele filan yok, Kürt halkına karşı verilen bir mücadele var. Evet son bir yıldır 70 bin insanı hapse atmak teröre karşı mücadele ise ne kadarda çok terörist yetiştirmişsiniz diye sormazlar mı?” diye konuşan Özsoy, bunun için meselelerin kabul edilmesi ve çözüm yoluna gelinmesi gerektiğini vurguladı.

Fransız muhafazakar Parlamenter Nicole Duranton da Türkiye tarafından yapılan bu saldırının özerk Kürt örgütlenmesine karşı olduğunu belirtti. Duraton şöyle konuştu: “YPG, PKK’nin bir müttefiki olarak görülüyor. Halbuki Bunlar DAİŞ’e karşı çok güçlü bir mücadele verdi. Zeytin dalı adı verilmesi uygun değil zira insanı canı olmaktan başka bir şey değil bu. Türkiye kör saldırılarını durdurmalı.”