Gorbaçov 91 yaşında öldü

Sovyetler Birliği’nin son başkanı Mihail Gorbaçov, 91 yaşında hayatını kaybetti.

Batı’da Doğu-Batı yakınlaşmasının mimarı olarak, Rusya’da ise Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonraki kaosun sorumlusu olarak görülen Mihail Gorbaçov, hayatını kaybetti.

Gorbaçov, 1991’de siyasi yaşamdan çekilmişti. Önce Sovyetler Birliği Komünist Partisi Merkez Komite Genel Sekreterliğinden başbakanlığa ve devlet başkanlığına yükselen Gorbaçov’un uzun zamandır ağır bir hastalık geçirdiği belirtildi.

Rus haber ajanslarına göre Gorbaçov, 30 Ağustos Salı günü Moskova Merkezi Klinik Hastanesi’nde öldü.

Batılıların hayranlık gösterdiği Gorbaçov, siyasi yaşamdan çekildiğinden bu yana sessizlik içerisinde yaşıyordu.

Rusya’da şubat 2017’de Levada Enstitüsü tarafından yapılan bir ankete katılanların sadece 7’si Sovyetler Birliği’nin son liderine saygı duyduğunu ifade ediyordu.

1990 Nobel Barış Ödülü sahibi de olan Gorbaçov, Avrupa ve ABD’de 1979-1989 Afgan-Sovyet savaşının sonunda Doğu-Batı yakınlaşmasının ortağı olarak değerlendiriliyor.

Sovyetler sonrası dönemde ise farklı bir görüş hakim oldu.  Hem Sovyetlerin hem de sonrasında yaşana kaosun sorumlusu olarak görülüyor. Devlet Başkanı Vladimir Putin de Sosyvetler Birliği’nin yıkılışının, Gorbaçov’un Batı karşısındaki teslimiyetinden kaynaklandığını savunuyor.

Hatta Gorbaçov’un kendisi de sonunda bunu kabul etti. Mayıs 2016’da Sunday Times gazetesine verdiği mülakatta “Benim gibi Rusların çoğunluğu Sovyetler Birliği’nin yeniden restorasyonunu istemiyor ama çökmesinden pişmanlık duyuyor” diyordu. Gorbaçov, “masa altında Amerikalıların ellerini ovuşturduğundan” emindi. Bu görüş, onu Vladimir Putin ile de yakınlaştırıyor. Putin, Sovyetler Birliği’nin çöküşünü “20’nci yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi” olarak değerlendiriyor. Gorbaçov, zaman zaman Putin’i eleştirse de 2014’te Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını alkışlamıştı.

Yönettiği dönemdeki politikaları ve özgürlüklere getirdiği kısıtlamalar nedeniyle de kötü bir hatıra arkasında bıraktı. Rus entelijansiyası ve halkı ondan özlemle bahsetmiyor.

2 Mart 1931’de Kafkasya’nın kuzeyindeki ağlık dağların çevresindeki Stravrapol’a bağlı Privolnoye köyünde dünyaya gelen Gorbaçov, Komünist Parti’nin basamaklarını çıkarak yükseldi. Babadan oğula çiftçiydi. Partide yükselmek için bariyerin iyi tarafında duruyordu. 1929’da büyük babası Andrey Stalini’in başlattığı toprak kamulaştırılması hareketine katılmıştı. 1930’da komünist Andrey köyün “kolhoz”unu (kolektif tarımcılık) yönetiyordu. Ancak buna rağmen 1937’de tutuklandı, işkence gördü ve korkunç yargı ve infaz sistemi Gulag’a gönderildi.

Açlık ve kitlesel tutuklamaların damgasını vurduğu Stalin dönemi, genç Gorbaçov’un yaşamında da belirleyici oldu. Ekim 2012’de Esquire dergisine verdiği mülakatta “İlk anınınız nedir” diye sorulduğunda “Açlık” diyordu. Gorbaçov, “1933’ta iki buçuk yaşındaydım. Büyükbabam Andrey’in evimizin yanındaki derede yakaladığı kurbağaları kaynatırken hatırlıyorum” diye ekliyordu.

Ölümü ardından Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “derin taziyelerini” iletirken ABD Başkanı Joe Biden “nadir lider” tanımını yaptı. Biden, Gorbaçov’un “başkan bir geleceğin mümkün olduğunu görecek kadar hayal gücüne ve tüm kariyeri boyunca buna ulaşmak için cesarete sahip olduğunu” belirtti.  Biden, “Sonuç milyonlarca kişi için daha güvenli ve daha özgür bir dünya oldu” dedi

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Güvenilir ve saygın bir lider” derken, İngiliz Başbakanı Boris Johnson “cesareti ve dürüstlüğünü” selamladı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise derin üzüntüsünü ifade ettikten sonra “Soğuk Savaş’ın barışçıl şekilde sonuçlanmasına yol açmak için herkesten fazlasını yaptı” dedi.