Britanya’nın Brexit’i hasarsız atlatma hedefi zorda

Mart 2019’da AB’den çıkması beklenen Büyük Britanya’nın geçiş dönemine ilişkin yaşanan tartışmalar devam ederken, Başbakan May’in ülke ekonomisini yara almadan işi sonuna vardırma amacı zorda görünüyor.

Referandumla Avrupa Birliği (AB)’den çıkış (Brexit) kararı alan Britanya’nın bu çıkışı sorunsuz atlatmak ve geçiş sürecinde birliğin sağladığı olanaklardan yararlanmak istemesi nedeniyle yaşanan anlaşmazlık birçok alanda kendini gösteriyor.

HEM AB’DEN ÇIKIP HEM DE ORTAK PAZARDAN FAYDALANMAK İSTİYOR

Hafta içinde Britanya hükümetinin kendi içinde yapacağı iki günlük tartışmalar sonrasında AB’den çıkışın sonrasındaki iki yılda geçiş döneminin nasıl şekillenmesinin istendiğine karar verilecekti. Hükümet, Mart 2019’dan sonraki 21 aylık dönemde, yani 2020 yılın sonuna kadar statükonun korunmasını ve bu süreçte AB ile gelecekteki ticari ilişkilerini belirleyecek bir anlaşmaya varmayı umuyordu.

Geçmişteki “Brexit Brexit’tir” sözüyle kesin bir çıkıştan yana olduğu bilinen Başbakan Theresa May, bu sayede iki yıla yakın bir süre boyunca birliğin üyesi gibi kalmayı ve üye ülkelerle yaptığı ikili anlaşmalardan doğan haklarını korumayı amaçlıyor.

Ancak AB’nin bu talebe cevabı, ‘geçiş sürecinin çantada keklik’ olmayacağı şeklinde. AB’nin Brexit Başmüzakerecisi Michael Barnier’in Cuma günü yaptığı açıklamada olduğu gibi, Britanya’nın geçiş sürecinde ortak pazardan yararlanması mümkün ancak bir birlik üyesi gibi karar alma hakkı olmayacak. Bu ise, Theresa May’i zorlayan keskin Avrupa karşıtları tarafından ‘AB’nin vasalı olma’ ve ‘ulusal egemenliğini kaybetme’ olarak görülüyor.

Bu tepkileri dindirmeyi amaçlayan May ise, Mart 2019’dan 2020 sonuna kadarki geçiş sürecinde AB vatandaşlarının sosyal haklardan yararlanamayacağı bir düzenleme öngörüyor. May ayrıca, geçiş süreci boyunca ortak pazarından yararlanacağı AB’nin getireceği yeni düzenlemelerden de muaf kalmak, yargı, polis ve suç örgütlerine karşı sınır ötesi işbirliği gibi imkanların da 2020 sonuna kadar yürürlükte kalmasını talep ediyor.

AB BRİTANYA’YA KOLAY KOLAY YOL VERMEYECEK

Theresa May’in bu isteklerine AB’den olumlu yaklaşılmadığı biliniyor. AB Başmüzakerecisi Michael Barnier, Britanya’nın birlikten ayrılma kararını kendisinin dayattığını ve imkanlarından faydalanmak istediği birliğin getireceği kuralları tanımamasının mümkün olmayacağına vurgu yaptı. Yine AB tarafından yayınlanan ve medyaya sızan bir belgede, Britanya’nın geçiş sürecinde birliğin yasalarına aykırı hareket etmesi halinde yaptırım öngürülebileceği dile getirilmişti. Bu belge de Britanya’da sert tepki çekerken, AB’nin Brexit’ten dolayı ‘Britanya’yı cezalandırmak istediği’ eleştirisi öne çıkarılıyor.

İRLANDA SINIRI ANLAŞMAZLIĞI

AB ile yollarını ayıran Britanya’nın kabul etmediği şartlardan biri de, Kuzey İrlanda’nın AB ortak pazarı ile gümrük birliği içerisinde kalması. AB’nin Britanya’ya, Brexit anlaşma metninin Kuzey İrlanda’ya ilişkin bu şartı da içereceğini iletmesi Londra’da tepkileri yükseltmiş durumda.

Avrupa Birliği ise, Britanya’nın birlikten ayrılması sonrasında Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda arasındaki sınırların kontrolünü zorunlu olacağını ve bunu önlemek için Kuzey İrlanda’nın statüsünün ayrı olmasını istiyor. Michael Barnier’ye göre, AB’nin Kuzey İrlanda’daki barış anlaşmasında ‘garantör’ olması da AB ile bu ülke arasında sınırların açık olmasını gerektiriyor.

HEDEF AB KARŞITLARINI KIZDIRMAMAK VE EKONOMİYİ KORUMAK

Britanya Başbakanı Theresa May’in hem AB’nin ortak pazarında kalmak hem de birliğin kurallarına tabi olmamak istemesinin iki amacı var.

Hem partisi içerisinde hem de aşırı sağ muhalefetteki keskin Brexit yanlılarını memnun etmek isteyen May, AB’den sert bir kopuşun ülke ekonomisine vereceği büyük zararın da bilincinde. May, bu nedenle ortak pazarda kalarak ekonominin büyük bir yara almasını önlemek amacında.

Cuma günü Financial Times’ta yayınlanan ve Britanya’nın AB’nin imzaladığı 700 kadar işbirliği anlaşmasının taraf ülkelerine gönderdiği ‘teknik not’ da bu amaca hizmet ediyordu. Buna göre, hükümet, üçüncü ülkelerden yapacakları anlaşmalarda Britanya’yı geçiş sürecinde ‘AB üyesi devlet’ olarak kabul etmelerini istemiş. Hava ulaşımı, balıkçılık ve veri paylaşımı başta olmak üzere çok sayıda alanda imzalanan bu anlaşmalardan 2 yıl boyunca ‘AB üyesi’ gibi faydalanmak isteyen Britanya hükümeti, üçüncü ülkelerle bu anlaşmaları yeniden tek tek müzakere etmek zorunda.