Devrimin ailesi Efrîn için hazır

YPG'liler Kamuran Efrîn ve oğlu Canfeda, Türk işgaline karşı ailece direneceklerini belirterek, "Efrîn’i kimsesiz mi sanıyor? Efrîn, Erdoğan’a mezar olur" diyor.

Dengbêjlik yaparken devrimin startıyla birlikte YPG'ye katılan Kamuran Efrîn, oğlu ve kardeşi birçok alandaki savaşa katıldı. Eşi ve kızı da kurumlarda çalışan Kamuran Efrîn, şimdi ailesi ve bütün Kuzey halkıyla Türk devletinin işgal girişiminde karşı teyakkuz halindeler. Türk devletinin Kürt düşmanlığının farkında olan Kamuran ve ailesi, Efrîn'e dokunanın hak edeceği cevabı alacağını vurguluyor.

YPG’li Kamuran Efrîn ve oğlu Canfeda Efrîn, DAİŞ ve Nusra başta olmak üzere çetelere karşı başardıkları gibi işgal girişimine hazırlanan Türk ordusunu da topraklarından kovacaklarını söylüyor.

TÜM AİLE DEVRİMİN SAFLARINDA

48 yaşındaki Kamuran Efrîn, Birca Abdullah köyünden. Devrimin başında 2012 başlarında oğluyla birlikte YPG’ye katılıyor. Aileden beş kişi devrime katılıyor. Kendisi ve oğlu Canfeda YPG’de; bir oğlu HPG güçlerinde, kızı da devrimin başından bu yana öğretmenlik yapıyor. Eşi komün eşbaşkanıydı, şimdi de başka bir görevi sürdürüyor. Devrime katılmaktan pişman olmadıklarını, başlarının dik olduğunu ve başardıklarını söylüyor. Kendisini 48 yaşında hissetmediğini; bu son 7 yılda gerçekten insan gibi özgürce yaşadıklarını hissettiğini anlatıyor.

SİLAH SAZDAN FAZLA GEREKLİYDİ

Kamuran Efrîn çok güzel saz çalıyor ve kadife gibi yumuşak sesiyle söylüyor. YPG’ye katılmadan önce hem müzik hem de tarım işleriyle geçimini sağlıyormuş. YPG’nin kuruluşuyla birlikte yönünü askeri güçlere çevirmiş: "Gidip düğünlerde şarkı söylüyordum. Devrimin başlangıcında kültür sanat çalışmalarına katıldım. O zaman daha askeri güçlerimiz kurulmamıştı. Daha sonra arkadaşlar YPG’yi kurduklarını açıkladılar. Ben de YPG’ye katılmak istedim. Kültür sanat çalışmalarındaki arkadaşlar YPG’ye geçmeme itiraz etti. Fakat silaha sazdan daha fazla ihtiyaç olduğunu hissediyordum. Arkadaşlardan hatır istedim."

OĞLU VE KARDEŞİYLE BİRLİKTE KATILDI

Kamuran Efrîn yönünü YPG’ye çevirir ama tek başına katılımı da kabullenmez. Kendisiyle birlikte bir grup hazırlar; bu grubun içinde oğlu ve kardeşi de vardır. 10 kişilik bir güç olarak YPG saflarında yerlerini alırlar. Kamuran Efrîn, "Arkadaşlar bizi karşıladılar, eğittiler, askerliğe ve savaşı öğrettiler. Şimdiye kadar da devam ediyoruz. Mutluyuz, onurluyuz ve başımız dik" diyor.

ÜÇÜ DE AYNI CEPHEDE

Kamuran Efrîn, oğlu ve kardeşiyle birlikte katıldığı ilk savaşın Basufana Savaşı olduğunu hatırlatarak, şunları anlatıyor: "Kimse bizim baba-oğul-kardeş olduğumuzu bilmiyordu. Biz kimseye söylemiştik. Savaşın sonlarına doğru bir arkadaş, oğlum ve kardeşimle birlikte savaşa katıldığımı hissetmişti. Beni çağırdı ve eve gitmemi söyledi. Kabul etmedim. Savaşta böyle savaşı bırak eve git, talimatı gelince insan sinirleniyor ve kabul edemiyor. Ben de 'heval ne yapmışım ki eve gideyim, savaştır nasıl bırakıp eve gideyim!' dedim. O da 'Heval bizim sistemimizde böyle bir şey yok. Baba ve oğul aynı savaşa katılamaz. Her ikinizin de şehit düşme ihtimali var' diye ikna etmeye çalıştı. Kabul etmedim. Arkadaşlardan gizli birçok defa birlikte savaşa katıldık."

MEVZİLER 20 METRE MESAFEDE

Oğul Canfeda Efrîn de hem babasıyla birlikte hem de onsuz birçok savaşta yerini almış. Kobanê Direnişi’nde de yer alan Canfeda birkaç defa yaralanmış. Ailece devrime katılmanın çok güzel bir duygu olduğunu belirterek, "Babamla Basufana ve Şehba hamlelerinde birlikteydik. Babam Basufane savaşında yanımdaki mevzideydi. Babamla benim mevziim arasındaki uzaklık 20 metreydi. Amcamla da aynı mevzideydik. Arkadaşlara, babam ve amcam olduğunu söylememiştik. Arkadaşlar duyunca birilerimizi savaştan çekmeye çalıştı. Hiçbirimiz bunu kabul etmedik. Ben babamın yerine, babam da benim yerime mücadele edemez" diye konuşuyor.

ÇOK ZORLUKLAR GÖRDÜK

Kamuran Efrîn, Rojava Devrimi'nin başladığı ve ilk YPG’ye katıldıkları süreçten bugüne hangi koşullarda nasıl bir gelişme yarattıklarını ise şöyle anlatıyor: "Başlangıçta çok zorluklar da gördük. İmkanlarımız çok azdı. Soğuktu, erzak yoktu. Biz zeytin yağını, tahini ekmeğe sürüyor ve öyle ‘Arkadaşların lahmacunu’ diyerek yiyorduk. Birçok arkadaşımız vardı, fakirlerdi. Yemek yoktu, yakacak yoktu. Çocukları bazen onlara şikâyet ediyordu, onlar da ‘Sınırlarımızı, sizleri koruyalım sonra her şey olur’ diye cevaplıyordu.

Asla pişman olmadık. Şimdi durumumuz çok iyi, imkanlarımız var. Başlangıçta sadece elimizde birkaç silah vardı ve biz, ‘Bunlarla ülkemizi nasıl savunacağız’ diyorduk. Güçlerimiz de azdı. Ama gün gün büyüdük ve kimsenin karşında duramadığı en vahşi düşmana karşı ülkemizi savunduk. Şu anda Türk devletinin karşısında da durabilecek güçteyiz."

İŞGALE GEÇİT VERMEYİZ

Kamuran Efrîn, topraklarını ve devrimi savunmaya devam edeceklerinin belirterek, "Bu topraklar bizimdir. Kimsenin işgaline izin vermeyeceğiz. İçinde ya bizler yaşayacağız ya da kimsenin yaşamasına izin vermeyeceğiz. Halkımız da bıkmamış, YPG’nin arkasındadır ve savaşı öğrenmiş. Bizim desteğimiz halkımızdır. Gücümüz saldıracak herkesin karşısında durmaya yetiyor. Kanımızın son damlasına kadar bu halkı koruyacağız, kimsenin onlara yaklaşıp zulüm etmesine izin vermeyeceğiz.

Ben inanıyorum ki en büyük sonuca ulaşacağız. Başarı büyük Kürdistan’ın olacak. Çünkü biz düşünsel bir hareketiz ve Önder Apo felsefesiyle yürüyoruz. Yani hakikat yolunda ilerliyoruz. Bu fikirle geliştirdiğimiz mücadelemize inanıyoruz ve hiçbir düşmandan korkmuyoruz” diye konuşuyor.

DEVRİM İÇİN NE YAPSAK AZDIR

Canfeda Efrîn, devrim ve özgür yaşam için yapılan her şeyin az olduğunu ve daha fazlasını yapmak gerektiğini ifade ediyor. "Sen aileni ve toplumunu koruyorsun. Bu da bedelsiz olmuyor. Yorgunluk da yaralanma da şehitler de oluyor. Sen ruhunu ve canını vererek insan olarak bir hedefle yaşıyorsun. Eğer insan yaşıyorsa bu yaşamın bir hedefi olması gerekiyor. Biz de bu hareket içinde yerimizi aldık.

Kadını erkeği ve çocuğuyla halkımıza bir çağrımız var. Görüyoruz şu anda Şehba ve Efrîn’in durumu göz önündedir. Bugün düşmanımız gelip topraklarımızı almak ve kendini bize farz etmek istiyor. İnsan, dili ve tarihi olan bir halk olarak herkes gelip bu direnişte yerini almalıdır."

EFRÎN ERDOĞAN'A MEZAR OLUR

Kamuran Efrîn ve ailesini birkaç gün sonra tekrardan evlerinde ziyaret ettiğimizde artık Erdoğan’ın tehditleri en üst düzeye ulaşmış durumda. Kamuran Efrîn, "Acaba burada kimse yok, düz bir yolda, arabasını sürüp hemen Efrîn’e girecek. Bilmeli ki engel var, çıkışlar var ve baş aşağı inişler var. Erdoğan’dan korkmuyoruz. Tarihlerini, nerden geldiklerini, nereye kadar güçlerinin olduğunu da biliyoruz. Askerlerinin gözü hemen kaçmaktadır. Biz onları tanımışız.

Sadece Türkiye değil hiçbir devlet Efrîn’e giremez. Güçlüyüz ve iradeliyiz. Son damla kanımıza kadar Efrîn’i koruruz. Biz arkadaşlar olarak yine Efrîn halkı tümden bu karara ulaşmışız. Eğer Efrîn halkı, Efrîn YPG, Efrîn güçleri hepsi yok olursa belki Efrîn’e girerler. Efrîn sınırı Erdoğan ve çetelerine mezar olacak” diyor.

KADINLAR CEPHEDE YERİNİ ALACAK

Oğlunu ve eşini her zaman mücadelesinde destekleyen ve motive eden, kendisi de toplum inşasında çalışan Anne Rodin Muhammed de şu sözlerle Türk işgali tehdidine tepkisini ve direniş kararlılığını ortaya koyuyor: “Ben de bir anne ve kadın olarak şunu söylemek istiyorum. Erdoğan herkesle Efrîn üzerine pazarlık yapıyor. Baas rejimi olsun, Nusra ve diğer çeteler olsun hepsiyle aynı pazarlığı yapıyorum.

Biz kadınlar olarak askerler de olmazsa Efrîn Kantonu’nda Erdoğan ve çetelerini yok ederiz. Bu sadece öylesine söylediğimiz bir şey değil. Yok ederiz”, diyorsak öylesine söylemiyoruz. Nasıl ki kadınlar olarak bu sisteme katıldık, kendimizi eğitip geliştirdik, demokratik yaşamımızı kurduysak bunu öyle de savunuruz. Kadınlar olarak kantonumuzda silah eğitimi de gördük. Cephede durmaya savaşmaya gücümüz yetiyor ve topraklarımızı savunmak hepimizin görevidir.

Çocuklarımız için özgür geleceğin temellerini oluşturuyoruz. Bunlar onun ürünleridir. İnsan gibi yaşıyoruz. Her gün şehit veriyoruz. Demokratik bir Suriye, özgür ve eşit bir yaşam için herkes bu mücadele de sonuna kadar yerini almalıdır.