‘Erdoğan’a sessiz kalmak Avrupa için de tehlike’

Fransız kadın hakları ve laiklik savunucularından Céline Pina ile ırkçılıkla mücadelenin önde gelen isimlerinden Pierre Raiman, Erdoğan’ın Efrîn’e işgaline sessiz kalmanın orta ve uzun vadede Avrupa’yı da tehlikeye atacağı uyarısında bulundular.

2016 yılında ‘Suçlu Sessizlik’ kitabını çıkaran kadın hakları, laiklik ve demokrasi savunucusu Pina ile SOS Racisme adlı ırkçılık karşıtı örgütün eski yöneticisi Raiman, görüşlerini Le Figaro gazetesi için kaleme aldılar. Laik, demokratik ve çoğulcu değerleri savunan Kürtlerin Fransa ve Avrupa ülkelerince ihanete uğradığını yazan Pina ve Raiman, DAİŞ gibi ‘fetih arzusundan’ beslenen Erdoğan’a sessiz kalmanın ileride Avrupa’yı da tehlikeye atacağı uyarısını paylaştılar.

Pina ve Raiman’ın yazısı “Fransa, İslamcı Erdoğan ile Efrîn Kürtleri arasında seçim yapmalı!” başlığıyla yayınlandı.

‘BARİN KOBANÊ BİZİM İÇİN ÖLMÜŞTÜR

Geçtiğimiz hafta Türk ordusu ve ÖSO’cu çetelerin YPJ savaşçısı Barin Kobanê’ye yaptıkları işkenceyi hatırlatan Pina ve Raiman yazılarında, “Görüntüler dayanılmaz. Bir kadının bedeni yerde uzanmış; belli ki işkence edilmiş... Askerler dans ediyor, sevinçten çığlık atıyor ve ‘Allahu Ekber’ diye bağırıyorlar. Bu savaşçının adı Barin Kobanê idi. Kürttü ve bizler için ölmüştü, Erdoğan’ın adamları tarafından katledilmişti” diye not ettiler.

“KÜRTLER TAKDİRİMİZİ HAK ETTİKLERİ YERDE İHANETİMİZLE KARŞILAŞTILAR”

DAİŞ’e karşı savaşta kendilerini feda etmek yerine mücadelenin Kürtlere bırakıldığı belirtilen yazıda, “(Kürtler) bizim takdirimizi hak ettikleri yerde sadece ihanetimizle karşılaştılar: Onları Türk Cumhurbaşkanının, ordusunun ve cihatçı-islamcı milislerinin şiddetine terk ettik” denildi. Pina ve Raiman, 20 Ocak’ta başlayan işgal girişiminde Türk ordusunun Efrîn’deki köyleri bombaladığına ve sivil halkın katledildiğine dikkat çektiler.

‘FRANSIZLAR EFRÎN’DE OLANLARA KAYITSIZ KALAMAZLAR’

DAİŞ çetelerine karşı Fransızların en büyük müttefikinin Kürt savaşçılar olduğunun vurgulandığı yazıda, “Tarih bu savaştaki ilk zaferimizi onlara borçlu olduğumuzu unutmayacak” denilirken, Kobanê zaferiyle Kürtlerin DAİŞ’in ‘yenilmezlik mitini kırdığı’ hatırlatıldı.

Erdoğan barbarlığının yalanlarına değinilen yazıda, tüm propagandalara rağmen Efrîn’den Türkiye’ye yönelik hiçbir ‘terörist saldırının’ olmadığın altı çizilirken, “Çünkü Erdoğan’ın savaşı tümüyle yalanlar üzerine kurulmuş bir savaştır” yorumu yapıldı.

ETNİK TEMİZLİK YAPILIYOR

ÖSO adıyla cepheye sürülenlerin aslında El Kaide’nin kolu El Nusra ile Müslüman Kardeşler’in ‘kalıntıları’ olduğu dile getirilen yazıda, “Barışı getirme yalanı, ki aslında bir etnik temizlik. Sadece batılı şansölyelikleri istismar etmeye yönelik bir isim olan ‘Zeytin Dalı’ adına kadar hepsi yalan. Bu yalanlar, eğer bu barbarlıkların ortağı olmak istemiyorlarsa eğer, Macron ve Avrupa’nın kabul edeceği türden yalanlar” ifadesine yer verildi.

DİKTATÖR ERDOĞAN’IN LİSANINI TEKRARLAYAN SÖYLEMLER!

Fransız hükümetinin açıklamalarında Türkiye’nin katliam girişimlerini meşrulaştırmaya yönelik sözler de sert bir dille eleştirildi.

Hükümet sözcüsü Christophe Castaner’in “Türklerin meşru kaygıları” şeklindeki argümanına işaret edilen yazıda, Castaner’in kendisini Türk Dışişleri Bakanlığı’nın sözcüsü konumuna soktuğu ifade edildi.

Céline Pina ve Pierre Raiman, hükümet üyelerinin ‘Türkiye’nin terörist gruplarla mücadele ettiği’ şeklindeki sözlerini sert bir dille kınadılar. Pina ve Raiman, Fransız hükümetinin bu söylemlerine ilişkin olarak şöyle dediler: “Gerçeği tümüyle inkar ederek bir diktatörün argümantasyonunu tekrarlamak sadece Fransa’nın sözünü aşağılamak ve cumhuriyetin evrensel değerlerini reddetmek değil, aynı zamanda müttefiklerimize ihanettir. Ve tabii bu, uzmanlara göre yüzlerce vatandaşımızı katleden DAİŞ ve diğer cihatçı grupların Irak ve Suriye’de tümüyle yenilmediğinin söylendiği bir dönemde bizleri zayıflatır.”

Pina ve Raiman, bugüne kadar hükümet üyelerinden sadece Ordular Bakanı Florence Parly’nin açıkça işgal hareketinin durdurulmasını istediği ve bunun DAİŞ’e karşı savaşa sadece zarar verebileceğini söylediği hatırlatıldı.

FRANSIZLAR KÜRTLERİN YANINDA; ‘BEN EFRÎN’İM’

Hükümetin bu tutumuna rağmen Fransız halkının Kürt halkının yanında olduğu gerçeğini vurgulayan Pina ve Raiman’ın yazısında, “Basını susturan ve muhalefeti cezaevine koyan Erdoğan ile demokrasi, laiklik ve kadın-erkek eşitliği gibi değerlerimizi paylaşan Kürtler arasında bir seçim olduğunda Fransızlar Kürtlerle birliktedir” denildi. Pina ve Raiman, Ocak 2015’teki Charlie Hebdo katliamından sonra ‘Je suis Charlie (Ben Charlie’yim)’ diyen herkesin şimdi ‘Ben Efrîn’im’ diyeceğini belirttiler.

TOPLAMA KAMPLARINI BİLMİŞ OLSAK FARKLI OLUR MUYDU ?

Avrupa ülkelerinin tutumunun ‘bilmemekle’ açıklanamayacağı savunulan yazıda, Nazi Almanyası tarafından oluşturulan toplama kampları örneği verilerek, hükümetlerin bile bile nasıl sustukları eleştirildi. Yazıda devamla şöyle denildi: “Erdoğan tarafından neler yapıldığını ve bunun hükümetlerimizce bilinmiyor olamayacağını bilen on binlerce kişiyiz. Ancak bugün çok daha kötü bir şeyin bilincinde olan on binlerce kişiyiz: Nazi toplama kampları ortaya çıktığında, yöneticilerimizin bundan haberleri olmadığını ve ellerinde fotolar, kanıtlar olsa herşeyin başka olabileceğini düşünmüştük. Eksik olanın bunların bilinmemesi olduğunu sanmıştık. Ama şimdi (Efrîn’de) biliyoruz, resimler var, kanıtlar var. Erdoğan’ın kim olduğunu biliyoruz. Ama bu hiç birşeyi değiştirmiyor. Daha da kötüsü, bizzat bizim hükümetimiz bir tiranın argümanlarını tekrarlayarak katliamları meşru gösteriyor.”

ERDOĞAN VE DAİŞ’İN İDEOLOJİK KAYNAĞI: FETİH ARZUSU

Erdoğan’ın sadece Kürtler değil, Avrupa için de bir tehdit olduğu vurgulanan yazıda Kürtlerin kaderinin bir İslamcıya (Erdoğan) terk edilmesinin orta ve uzun vadede Avrupa’yı da tehlikeye atmak olduğu görüşü paylaşıldı. Yazıda, Erdoğan ve DAİŞ’in ideolojilerinin ortak kaynağının totalitarizm ve ‘fetih arzusu’ olduğu gerçeğine parmak basıldı.

SUSKUNLUĞUMUZ KÜRTLERİN VE BELKİ BİR GÜN BİZİM KEFENİMİZ OLUR

Pina ve Raiman, Erdoğan ve Kürtler arasındaki seçimin ‘İslamcı şiddet ile demokratik deneyim’ arasındaki sembolik bir seçim olacağı kaydedilirken, Fransız hükümetinden acilen Türk ordusunun operasyonunu geri çekmesi için harekete geçmesi istendi.

Yazının sonunda, “Aksi halde suskunluğumuz Kürtlerin ve belki de bir gün bizim kefenimiz olacak” diyerek, Erdoğan’a dur denilmesi istendi.