FARC’ın silahlanma kararı: Sürecin sonu başından belliydi

FARC gerillalarının yıllardır süren oyalama taktikleri ile katliam politikalarına ve sağcı Kolombiya hükümetine karşı yeniden silahlı mücadeleyi başlatması, yıllardır yapılan birçok uyarının dikkate alınmamasının sonucu.

Kolombiya Devrimci Silahlı Birlikleri (FARC) ile dönemin daha ‘ılımlı’ olarak nitelendirilen Devlet Başkanı Juan Manuel Santos’un çabalarıyla 4 yılı aşkın süren müzakereler, 2016’da barış anlaşmasıyla sonuçlanmıştı. Ekim 2016’da düşük katılımlı bir referandumda kıl payı reddedilen barış anlaşması, yapılan bazı değişiklikler sonrasında Kongre’de yapılan oylamayla 24 Kasım 2016’da kabul edilmişti.

Anlaşmanın şartlarını görevde kaldığı Ağustos 2018’e kadar kısmen yerine getiren Santos’un görevi devrettiği barış karşıtı Ivan Duque dönemiyle birlikte anlaşmanın tehlikeye girdiği kesinleşmişti.

BİZZAT BAŞMÜZAKERECİ BİTTİĞİNİ DUYURDU

2012-2016 arasında Küba’da yapılan barış müzakerelerindeki FARC delegasyonunun Baş Müzakerecisi İvan Marquez yaptığı açıklamada, “Zulme karşı ayaklanıp silahlanan bütün dünya halklarını destekleyen evrensel hak koruması altında, ikinci Marquetalia’nın (FARC’ın yarım asır önce doğduğu yer) başladığını bütün dünyaya duyuruyoruz” demişti.

Marquez, YouTube üzerinde yayınlanan 32 dakikalık video ile bu kararı neden aldıklarını açıklamıştı. Videoda Márquez’ın yanısıra, aylar önce Barış İçin Özel Adalet (JEP) mekanizmasına bağlılığını durduran grubun eski liderlerinden "Jesús Santrich" kod adlı Seuxis Paucias Hernández ve "El Paisa" kod adlı Hernán Darío Velásquez’in yer aldığı görülmüştü.

HÜKÜMET ANLAŞMA ŞARTLARINI YERİNE GETİRMEDİ

Kolombiya barışının sağlanması için FARC tarafından verilen vaatler hızlıca yerine getirildi. 2017’nin ilk yarısına kadar silahlarını BM’ye teslim ederek çatışma ihtimalini ortadan kaldıran FARC, siyasi partiye dönüşerek de mücadeleyi demokratik siyasetle yürüteceğini ispat etti.

Ancak FARC’a göre, Juan Manuel Santos ve hükümeti anlaşmadan kaynaklı sorumluluklarını yerine getirmekte ağır davranıyordu. 2017’de AFP’ye konuşan FARC’ın hükümetle yıllar süren müzakerelerinde yer alan Pastor Alape, hareket olarak ‘yapabileceklerinden fazlasını’ yaptıklarını söylemişti.

Santos hükümetinin Kolombiya halkına verdiği sözleri yerine getirmediğini vurgulayan Alape, kriz riskine rağmen savaşın bittiğinin altını çizmişti. Bu kaygılar, Ivan Duque yönetimiyle birlikte birçok eski FARC gerillasının bulundukları alanlardan ayrılarak gerilla alanlarına dönmesine yol açmıştı.

DUQUE’NİN GELİŞİYLE SÜRECİN YÜRÜMEYECEĞİ KESİNLEŞMİŞTİ

Ivan Marquez’in dile getirdiği silahlı mücadele ilanı, bir günde alınmış bir karar değil. 52 yıllık savaşta işlenen suçların yargılanması ve toplumsal barışın sağlanmasına ilişkin madde, bu suçları yargılayacak özel bir mahkemenin kurulmasını öngörüyordu. Ancak Kolombiya Kongresi’ndeki desteği yetersiz olan bir önceki Santos hükümeti, bu kanunu henüz oylatmamıştı. Ivan Duque’nin göreve gelmesiyle birlikte anlaşmanın sadece eski gerillaların suçlarını temel alacak şekilde uygulanacağı kesinleşmişti.

Savaş sonrası özellikle kırsal bölgelere ilişkin toprak reformu dahil birçok politikayı içeren reformların da hayata geçirilmemesi dikkat çekmişti. Benzer şekilde gerillaların boşalttığı alanlarda kokain üretimi tavan yaparken, suç örgütlerinin güçlendiği biliniyor.

KARŞI ÇIKAN GERİLLALARA YÖNELİK KATLİAMLAR ARTMIŞTI

Hem eski hem de silah bırakmayı reddeden gerillalara yönelik katliamlar hiçbir zaman durmamıştı. Semana adlı haftalık gazetenin kayıtlarına göre, barış anlaşmasının imzalanmasından bu yana en az 137 eski FARC gerillası katledildi.

Savunma Bakanlığı tarafından şubat ayı başında yapılan açıklamaya göre, 40 yılını gerilla mücadelesinde geçiren Rodigo Cadete, özel kuvvetler ve polisin güneydeki Caqueta’da düzenlediği operasyonda hayatını kaybetmişti. İmha amaçlı operasyonda 9 gerillanın da vurularak öldürüldüğü, birkaçının sağ yakalandığı ve bölgede çatışmaların sürdüğü belirtilmişti.

Rodrigo Cadete, 2012’de 2016’ya kadar Küba’da süren barış müzakerelerinde yer almıştı. FARC’tan ayrılan temel grubun iki numaralı ismi olarak değerlendirilen Cadete, 2017 yılında FARC’tan ayrılan gruba katılmıştı.

YÜZLERCE İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSU KATLEDİLDİ

Aynı dönemde insan hakları savunucuları ve kamuoyunda karşılığı olan çok sayıda kanaat önderine yönelik katliamlar da sürdü. Sadece 2016 yılı başı ile geçtiğimiz yılın haziran ayı arasında en az 250 insan hakları savunucusunun hayatını kaybettiği Birleşmiş Milletler (BM) raporlarına yansımıştı.

Barış anlaşmasına en başından karşı olan Devlet Başkanı Ivan Duque tarafından BM raporuyla aynı zamanlarda yapılan bir açıklamada ise, 300’ü aşkın insan hakları savunucusunun katledildiği itiraf edilmişti.

BM DE UYARMIŞTI

Anlaşmayı kurduğu özel mekanizma ile takip altına alan BM’den geçtiğimiz yapılan bir açıklamada da Duque hükümetinin acilen önlemler alması istenmişti. BM, ülkedeki barışın sağlanabilmesi için sağcı Ivan Duque hükümetinin acil önlemler alması çağrısı yapmış ve aksi halde anlaşmanın tehlikeye gireceği uyarısında bulunmuştu.

MARQUEZ BİR YIL ÖNCE İTİRAF ETMİŞTİ: ÇOK SAFÇA DAVRANDIK!

Hem referandumda kıl payı reddedilmesi nedeniyle ancak Kongre kararıyla kabul edilmesi nedeniyle hem de anlaşmanın uygulanmasındaki zorluklar nedeniyle hassas olan barış sürecine ilişkin itirazlar yeni değil.

Eylül 2018’de siyasal yaşama geçiş alanlarından çıkarak ‘kaybolduğu’ duyurulan Ivan Marquez, Kolombiya Senatosu Barış Komisyonu’na gönderdiği bir mektupla hem devletin tavrını hem de hareket olarak FARC’ın yaptığı yanlışları sıralamıştı. Marquez’in eski gerilla önderlerinden Oscar Montero ile ortak kaleme aldığı mektupta, Küba’daki müzakerelerle oluşturulan barış anlaşmasında daha sonra yapılan değişikliklerin anlaşmayı ‘Frankenstein kabusuna’ dönüştürdüğü vurgulanıyordu.

FARC’ın barış anlaşmasının tam olarak uygulanmasını beklemeden silahlarını bırakmasının büyük bir hata olduğunu vurgulayan Marquez ve Montero, 2008 yılında yaşamını yitiren eski FARC lideri Manuel Marulanda Velez’in sözlerine atıfta bulunmuşlardı. Mektupta, “Bizler çok safça, Manuel Marulanda Velez’in bizi sürekli olarak ‘olası anlaşmalara riayet edilmesinin tek garantisinin silah olduğu’ uyarısında bulunmasına rağmen hükümetin ‘iyi niyetine’ inandık” denilmişti.

SİLAHLI MÜCADELE İDDİA EDİLENDEN DAHA FAZLA DESTEĞE SAHİP OLABİLİR

Dönemin Devlet Başkanı Juan Manuel Santos ile FARC arasında müzakere edilen barış anlaşmasının en zayıf noktası ise, Santos’un anlaşmanın hemen sonrasında görevinin sona ermesiydi. Anlaşmayı kabul etmeyen birçok eski gerillanın anlaşmanın kendisinden ziyade bir sonraki Başkan Duque’nin uygulamaya geçişi zorlaştırmasına karşı çıktığı biliniyor.

Eski gerilla önderi ve FARC Başmüzakerecisi Ivan Marquez’in dün yaptığı açıklamasına tepki gösteren Juan Manuel Santos, FARC’ın anlaşma öncesindeki 7 bini aşkın gerillasının ‘anlaşmaya sadık kaldığını’ iddia etmişti. Oysa bu gerçeği yansıtmıyor ve Kolombiya ordusunun kendi rakamları dahi şu anda yeni kurulan silahlı harekette en az 2 bin 300 gerillanın yer aldığını kabul etmişti.

Kolombiya’da FARC ile hükümet güçleri arasında 1964’te başlayan iç savaşta en az 260 bin kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Milyonlarca kişinin yerlerinden olduğu iç savaşta on binlerce kişi de kaybedildi.

2016’daki barış anlaşmasından sonra 2017 yılında silahlı mücadeleye son veren FARC, aynı kısaltma ama farklı bir isimle siyasete girme kararı almıştı.

2017’de dönemin hükümetiyle Ekvator’da müzakerelere başlayan bir diğer gerilla hareketi olan Ulusal Kurtuluş Ordusu’nun (ELN) ise bin 500 ila 2 bin 500 arasında bir silahlı güce sahip olduğu tahmin ediliyor.