HRW yayınladığı raporda Türk yetkililerin “uluslararası hukuku ihlal ettiği” konusunda uyardı.

Raporda yer alan HRW araştırmacısı Nadia Hardman’ın notunda “Türkiye 3,6 milyon Suriyeli mülteciye geçici koruma sağlarken, şimdi kuzey Suriye'yi bir mülteci çöplüğüne dönüştürmeye çalıştığı görülüyor” denildi.

 gibi görünüyor” dedi.

HRW’nin mülteci ve göçmen hakları araştırmacısı Hardman, deport edilen Suriyeli mülteciler nezdinde araştırmalarda bulundu.

Şubat ve eylül ayları arsında 50’ye yakın mülteci ile görüşen Hardman, “Sözkonusu olan, genellikle genç, hatta çocuk olan erkeklerdir” dedi.

Haklarında sınırdışı kararı verilen bu 47 mülteciden ikisinin çocuk olduğu belirtildi.

Polis tarafından evlerinden veya daha sık olarak iş yerlerinden, genellikle kayıtlı oldukları ilde bulunmadıkları bahanesiyle tutuklanan Suriyelilerin, kötü muameleye maruz kaldıkları gözaltı merkezlerine yerleştirildikleri ve daha sonra da sınıra götürüldükleri ifade edildi.

HRW'ye göre, mülteciler ülkelerine gönüllü bir dönüş olduğunu gösteren belgeleri imzalamak zorunda kalıyorlar.

Bu mültecilerin sık sık ailelerini arkalarında bırakmak zorunda kaldıkları ve artık Türkiye'deki kaynaklardan yoksun kaldıkları belirtildi.

Hardman, "Türkiye'de yabancı düşmanlığının yükselişi, Suriyeli mültecilere yönelik açık düşmanlığa dönüşüyor" dedi.

HRW, bu sorununun seçim kampanyası perspektifinde farklı siyasi güçler tarafından da araçsallaştırıldığı tepkisinde bulundu.

HRW raporunda Türk hükümetinden “gönüllü geri dönüşler olarak sunulan illegal sınırdışılara” son vermeye çağırdı.

HRW ayrıca 2016’daki tartışmalı anlaşma ile Suriyeli mültecilere ekonomik yardımın temel aktörü olan AB’yi de Türkiye’ye yapılan yardımların hesabını sorarak baskı uygulamaya çağırdı.