Katar’da yaklaşık iki milyon yabancı işçi bulunuyor. Bunların çoğunluğu kalkınmakta olan ülkelerde gelirken, dorudan veya dolaylı olarak 2022 dünya futbol kupası karşılaşmaları için alt yapı projelerinde çalışıyor.

AFP’ye konuşan BM’nin ırkçılığa ilişkin özel raportörü Tendayi Achiume, gaz bakımından zengin olan ülke Katar’da insan haklarından yararlanma olasılığının işçilerin “vatandaşlıkları ve etnik kökenlerine” bağlı olduğunu ifade etti.

Bağımsız uzmanlar BM adına konuşmuyorlar ancak çalışması BM kurumları tarafından kullanılıyor. Achiume, nihai raporunu Eylül 2020’deki BM İnsan Hakları Konseyi toplantılarına sunacak.

Achiume’a göre göçmen işçiler özel görevlere alınırken etnik kökenlerine bakılıyor: Güneydoğu Asyalı kadınlar için ev işçiliğine, aynı alt kıtadan gelen erkekler ise inşaatta az ücretli alanlara gönderiliyor.

2.7 milyon nüfuslu ülkede nüfusun yüzde 10.5’i Katarlılardan oluşuyor. Ancak az sayıda yabancı işçinin kalıcı oturma izni bulunuyor. Neredeyse hiçbiri vatandaşlık elde edemezken, böylece vatandaşlığın getirdiği sosyal avantajlardan yararlanamıyor.

BM’li uzman Sahra Altı Afrikası kökenlilerin kamu ve özel sektörde ayrımcılığa maruz kaldığına dikkat çekerken, Kuzey Amerika, Avrupa ve Avustralya kökenlilerin ise “daha üstün” olarak değerlendirildiğini belirtiyor.

BM’li uzman, bununla birlikte hükümet tarafından yapısal ayrımcılıkla mücadeleye katkıda bulunmak için şirketler nezdinde gerçekleştirilen reformları da selamladı.

Katar, geçtiğimiz Ekim ayında yabancı işçilere uygulanan tartışmalı kuralları iptal etmeyi hedefleyen tedbirler açıklamıştı. Dayatılan kurallar arasında, işçinin işverenin onayı olmadan şirket değiştirmesini engelleyen bir kural da var.

Achiume, “Bununla birlikte yapılacak çok iş var” derken, polis ve trafik memurlarının ırk ve etnik profile sık sık başvurduğu yönünde raporlar aldığını söyledi.

Uzmana göre, ayrımcılık ve stereotip sorunları kısmen, Katar’da 1952 yılında kaldırılan kölelik tarihinden kaynağını alıyor.