KCK: Hamleyi güçlü geliştirerek linçlere son verilebilir!

Irkçı saldırılara AKP-MHP iktidarının zemin hazırladığını ve teşvik ettiğini belirten KCK, “Tecridi, faşizmi ve işgali sonlandırma; özgürlüğü kazanma' hamlesini güçlü geliştirmekle bu linçlere ve öldürmelere kesin son verilebilir” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, ırkçı saldırılara ilişkin yazılı açıklamada bulundu.

KCK açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

“Yıllardır Türkiye'de yaşayan, Türkiye'nin birçok alanına çalışmaya giden, ya da üniversitelerinde okuyan Kürtlere ırkçı saldırılar yapılmaktadır. Bu saldırılar çoğu zaman linç etme biçiminde olmaktadır. Bıçakla ve ateşli silahlarla öldürme de sık sık gerçekleşmektedir. Aylar önce bir Kürt genci Ankara’da Kürtçe stran dinlediği için katledilmiştir. Yakın zamanda Sakarya’da mevsimlik işçilik yapan Kürtlere kadın, çocuk, yaşlı demeden saldırı yapılmıştır. En son olarak da Afyon’da bir Kürt genci ırkçı saldırganlar tarafından katledilmiştir. Türkiye'de Kürtlere yönelik bu tür saldırılar normalleştirilmiş ve sıradan hale getirilmiştir. Dünyanın başka bir yerinde çok ciddi görülecek bu ölümleri Türk devleti normalleştirmektedir. Yüzlerce bu tür saldırılarda birçok Kürt katledilmesine rağmen, katiller cezalandırılmamıştır.

SALDIRILARI AKP-MHP İKTİDARI TEŞVİK EDİYOR

Ankara’da Kürtçe stran dinlediği için katledilen gencin ailesi üzerinde baskı yapılarak farklı ifade verilmeye zorlanmıştır. Bu saldırılara zemin hazırlayan, teşvik eden AKP-MHP iktidarının Kürt politikasıdır. Bu iktidar öyle bir Kürt politikası yürütüyor ki, kışkırtılmış şovenizmin etkisindeki Türkler gözünde tüm Kürtler potansiyel suçlu haline getirilmiştir. Kürtlerin çoğunluğu terörist olarak görülmektedir. AKP-MHP iktidarı her gün HDP’yi bir terör örgütüymüş gibi gösterince sıradan Türk bireylerinin de Kürtleri düşman olarak görmesi de normal hale gelir. Kürtlerin özgürlük ve demokrasi mücadelesi bölücülük ve terörizm olarak damgalanırsa bu tür linçler ve öldürmeler de her zaman gerçekleşir.

LİNÇLERİ VE ÖLDÜRMELERİ İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ PLANLAMAKTA VE UYGULATMAKTADIR

AKP-MHP faşizmi bu saldırıların zeminini yaratmakta ve teşvik etmektedir. Irkçı saldırı olarak tanımlanan linçlerin ve ölümlerin büyük çoğunluğu istihbarat örgütleri tarafından planlanmakta ve uygulatılmaktadır. Böylece Kürtlerin iradesi kırılmak istenmektedir. Kürt toplumu üzerinde baskı kurmak, kontrol etmek ve soykırıma uğratmak politikasının parçası olarak bu saldırılar yaptırılmaktadır. Soykırımı gerçekleştirme politikasının bilinçli ve planlı cinayetleridir. Kışkırtılmış şovenizmle Türk insanı bu hale getirilmekte; sonradan da bunlar örgütlendirilip Kürtlere saldırtılmaktadır. Kimliği, dili, kültürü ve özerk yönetimle özgür ve demokratik yaşam talebi olan Kürtler böylece bastırılıp, sindirilip soykırıma boyun eğer hale getirilmek istenmektedir. Dolayısıyla istisnalar dışında bu saldırılar MİT ve polis istihbarat birimleri tarafından örgütlendirilmektedir.

Bu saldırılar kesinlikle örgütlü ve planlıdır. O zaman karşı koymak da Kürtlerin her yerde kendilerini örgütlü kılması ve özsavunmasını oluşturmakla mümkün olur. Tüm Kürt halkı bu saldırıların planlı olduğunu görmeli, buna karşı da tedbirlerini almalıdır. Kuşkusuz kalıcı tedbir Türkiye’de AKP-MHP faşist iktidarını yenilgiye uğratıp Demokratik Türkiye ve Özgür Kürdistan’ı yaratmakla sağlanır. Bu açıdan KCK Yürütme Konseyimizin 12 Eylül’de başlattığı Kürt halkı ile Türkiye demokrasi güçlerinin gerçekleştireceği ‘Faşizmi yıkma, demokrasiyi kurma ve adaleti sağlama’ hamlesine güçlü katılmak gerekmektedir. ‘Tecridi, faşizmi ve işgali sonlandırma; özgürlüğü kazanma’ devrimci demokratik hamlesini güçlü geliştirmekle bu linçlere ve öldürmelere kesin son verilebilir.  Türkiye'de faşizm yıkılıp demokrasi gerçekleştirilmeden bu saldırıları sonlandırmak mümkün değildir.

Ancak Türkiye'de devlet tarafından örgütlendirilen böyle bir saldırı politikası olduğu bilinerek Kürtlerin her yerde özsavunmasını sağlayacak örgütlenmeye kavuşması gerekir. Kürtlerin bu tür saldırılarla baskı altına alınamayacağı, kurbanlık koyun olmadığı gösterilmelidir. Bu tür saldırıları Kürt halkı ciddi biçimde sorgulamalı ve tüm Kürtler için bir eğitim, örgütlenme ve mücadele gerekçesi haline getirilmelidir.

Afyon’da katledilerek şehit düşürülen Kürt gencinin ailesine başsağlığı diliyor; Kürtlerin linç edilmediği, öldürülmediği bir Türkiye, Özgür Kürdistan ve Demokratik Ortadoğu mücadelesini yükselteceğimizi bir daha vurguluyor; tüm Kürt halkının dostlarını ve demokrasi güçlerini ‘Tecridi, faşizmi, işgali sonlandırma ve özgürlüğü sağlama zamanı’ hamlesini Kürdistan’da ve Türkiye'de zengin eylem biçimleriyle geliştirmeye çağırıyoruz.”