Kızılhaç’tan Libya’da insani kriz uyarısı

Libya’daki iç savaşın boyutlarının yarattığı tehlikeye dikkat çeken Uluslararası Kızılhaç Komitesi (CICR) Başkanı Peter Maurer, büyük bir insanlık dramının yaşanabileceği uyarısında bulundu.

AFP’ye konuşan Maurer, iç savaşın sonlandırılmaması halinde Libya halkının önemli bir kısmının ülkeyi terk etmek zorunda kalacağını söyledi.

YOĞUN GÖÇLER GÜNDEME GELECEK

Halkın ‘gelecek umudunu kaybetmesi’ halinde göçlerin gündeme geleceğini vurgulayan Peter Maurer, siyasi ve insani durumun istikrara kavuşturulması gerektiğinin altını çizdi.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kabul edilen kalıcı ateşkes için tasarıyı selamlayan Maurer, kalıcı bir çözüm çabalarının önemine işaret etti.

Libya’daki çatışmaların durması ve insani durumun düzeltilmesi için uluslararası çalışmaların ortaklaştırılması gereğine dikkat çeken Maurer, CICR’nin mültecilere yardımlarının da süreceğini vurguladı.

180 BİNİ AŞKIN KİŞİ YERLERİNDEN OLDU

6,5 milyon civarı nüfusu bulunan Libya’da halkın dörtte biri 9 ayı aşkın bir süredir yoğunlaşan çatışmalardan doğrudan etkileniyor. Ülkenin üçte ikisini kontrol eden Halife Haftar’a bağlı güçler ile başkent Trablus’u korumaya çalışan Ankara destekli Libya Ulusal Birlik Hükümeti arasındaki çatışmalar son aylarda sertleşti.

Nisan 2019’dan bu yana sadece Trablus’ta onlarca sağlık kuruluşu ile 200’ün üzerinde okul kapatıldı. Çatışmalar nedeniyle evlerini terk edenlerin sayısı 180 bin civarında.

BM KARARINA RAĞMEN ÇATIŞMALAR SÜRÜYOR

Perşembe günü BM Güvenlik Konseyi, Libya’da Nisan ayında başlayan yeni çatışmalardan bu yana ilk kez “kalıcı ateşkes” isteyen bir karar aldı. Ancak bu karara rağmen, yeniden çatışmalar yaşandığı bildiriliyor. BM’nin kararı, Ocak ayından beri süren kırılgan ateşkesin kalıcı hale getirilmesi için bir denetim mekanizması ve taraflar arasında güven tedbirleri alınması amacıyla, yine Ocak ayında kurulan ortak askeri komisyonun müzakerelere devam etmesini istiyor.

Halife Hafter öncülüğündeki Libya Ulusal Ordusu (LUO), Nisan 2019’da başkent Trublus’u Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) elinden almak için operasyon başlatmıştı. Çatışmalar son aylarda dış güçlerin müdahalesi arttı. Özellikle Türkiye, Müslüman Kardeşler’in ağırlıkta olduğu Trablus hükümetine açık bir şekilde destek verdi. BM’nin silah ambargosunu ihlal eden Türkiye, binlerce çete mensubu ve Türk askerinin yanısıra, zırhlı araçlar, dronlar ve silah sevkiyatı yaptı. Hafter güçlerini ise Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Rusya ve bazı batılı ülkeler destekliyor.